Başka bir imam söylencesi. Vakti zamanında Urfa’nın Hekim dede Mahallesinde bir kişi Hacca gitmeye karar verir. Ancak bir sorunu vardır. Hanımı vefat etmiş. Evde genç bir kızı vardır. Eski zamanda şimdiki gibi Hacca gitmek gelmek kolay değil. Otobüs, uçak yok. Hacca yaya veya hayvan sırtında gidilir. Gidip gelmek neredeyse bir yıl sürer. Bu kadar uzun sürede, genç bir kızın yalnız başına kalması doğru olmaz. Adamın içine sinmez. Düşünür bir çare arar. Hekim dede imamı hatırına gelir. Eski zamanda bir yerde en güvenilen kişiler ya mahallenin muhtarı veya camiinin imamıdır. Bu nedenle adam imamın yanına gider. Hacca gideceğini söyler. Durumu anlatır. Kızının evde yalnız olduğunu, bu nedenle kıza sahiplik etmesini ister. İmam kabul eder. Adam Kızının ihtiyaçlarını gidermesi için İmama bir miktar para verir. Adam kalbi müsterih bir şekilde Hacca gider. İmam kızın her türlü ihtiyaçlarını alır. Bir sorun yoktur. Nefis bir bakıma beladır. zamanla imamla kız arasında duygusal bir bağ oluşur. Sonuçta yanlış yaparlar. Fakat imam bundan son derece pişman olur. Çünkü adam kendisine güvenmiş. Kızını namusunu kendisine teslim etmiş. O da emanete ihanet etmiş. İmam pişmanlıktan deli divane olur. Camiyi ve Şehri terk eder. Isısız tek tek dağlarına gider yerleşir. Orada kalır. İnzivaya çekilir. Mahalle sakinleri hocanın kayıp olduğunu anlar. Ararlar bulamazlar. Bir arkadaşı halka hocanın kendisine tek tek dağlarına gideceğini söylediğini belirtir. Bunun üzerine birkaç kişi giderler hocayı orada bulurlar. Ama o genç imam tanınmaz bir vaziyettedir. Saçı sakallı biri birine karışmış. Bunalım içerisindedir. Hocayı Urfa’ya getirirler. Nasihat ederler. Olan olmuştur derler. Sende bekarsın kızda evli değil. En iyisi en doğrusu bu kızla bir nikah kıyıp evlenmektir derler. Hoca tabii bu tekliften memnun olur. kabul eder. Ancak bir sorun vardır. Kızın ailesi Şafii mezhebinden olduğu için mutlaka kızın babasının rıza göstermesi izin vermesi gerekiyor.
Bir kişi imama eskici pazarında veli bir kişinin olduğunu bildirir. Onun yanına gidilince bir çare bulacağını kendisini belki Mekke’ye bile gönderebileceğini belirtir. Hoca Hiç durmadan acele eskici pazarındaki zatın yanına birkaç defa gider gelir eskici kendisini kabul etmez. İmam Kendisini oraya gönderen adamın yanına gelir. Kabul etmediğini söyler. Adam gene git bu defa seni kabul eder der. Tekrar eskici velinin yanına gelir. Bu kez kabul eder. Gel ulan der, gir içeri perdenin arkasına geç gözünü kapat. Hoca gözünü kapatır açar. Bir bakar ki Mekke’de hacıların arasında Kabede dönüyor. Kızın babasını görür. Kızına talip olduğunu söyler. Kızın babası memnunyetle kabul eder. Senden iyisine mi vereceğim der. Orada nikahları kıyılır. Urfa’ya gelirler. İmam gene Hekim dede camide İmamlığa devam eder. Bir gün eskici veli adam öleceğini anlar. İmamın kendi mezhebine göre irşat olmasını ister. Haber gönderir. İmamın gelmesini ister. İmam eskicinin yanına gider. Küpte dolu şaraptan bir maşrap imama verir iç der. Ne kadar ısrar ederse de imam şarap içmez. İçmiyorsan git. “Biz kendisini meyhanede irşat edecektik git sittin sene mescitte otur irşat ol” gazelini okur. İmam camiye gelir ikindi namazını kıldırdıktan sonra bir haber gelir. Eskici babanın öldüğü bildirilir. İmam gider eskicinin göğsünde bir yazı okur. “Biz seni burada irşat etmek istedik sen kabul etmedin” yazılıdır. İmam çok üzülür. Menkibeler şehri Urfa’da çeşitli inanç ve mezheplerden nice veliler yetişmiş. Çok söylenceler kalmıştır.