NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

URFA SÖYLENCELERİ-7

Söylencelerin bence en tutarlı olanı, belki özünde ruhani, bilemediğimiz bir gücü gerçeğini barındıran, evliya meselleridir. Kast edilen çıkara, aldatmaya yönelik olmayan samimi doğal inançlardır. Kadiri tarikatı şeyhi Dede Osman günlerinin çoğunu Hazreti İbrahim makamı dergahta geçirir. Nadiren şehre gezmeye gider. Şehirde genelde gittiği hoşlandığı yer ise o dönem keşfu keramet merkezi eskici pazarıdır. Çünkü orada kendisi gibi aynı kulvarda olan değerli Allah dostları vardır. Bunlardan biri dükkanında her ne hikmetse şarap küpü bulunan Piri Miğan diğeri ise, gösterişten ziyade uzak kendi halinde olan Mustafa babadır . Dede Osman arada sırada bu iki Allah dostları arkadaşlarının yanına gider derin tasavvufi sohbetlere dalarlardı. Mustafa Amcanın bir çırağı vardır. Huysuz laf dinlemez. Ne kadar bu çırağın üzerinde durur normal bir adam normal bir kişilik kazandırmak istese de fayda etmez. Bu nedenle Mustafa amca kızarak üzülerek oğlum sen adam olmazsın dermiş. Demek oluyor ki bu söz çırağın çok zoruna gücüne gider. Kendi kendine okuyacağım Mutasarrıf olacağım ustama nasıl adam olduğumu göstereceğim diye azim eder. Gel zaman git zaman. Gerçekten o çırak Urfa Mutasarrıfı (vali) olur. İlk yaptığı iş ise dört tane zaptiyeye emir verir gidin eskici pazarında filan adamı buraya getirin. Zaptiyeler gelir. Mustafa amcayı görgüsüz mutasarrıfın huzuruna getirirler. Usta beni belki sen tanımadın yanında çıraktım. Bana sürekli olarak sen adam olmazsın diyordun. Bak ben büyüdüm büyük adam oldum. Hem de Urfa valisi oldum. İşte çalıştım çabaladım. seni böyle mahçup ettim. Mustafa amca mutasarrıfın böyle gurur dolu sözlerine karşılık hiç korkmadan sözlerini sakınmadan, sen gene adam olmadın cevabını verir. Niye bu sözü nasıl bana dersin dediğinde, evladım sen adam olsaydın askerle beni yanına çağırıp gösteriş yapmazdın. Yanına davet eder. Veya yanıma gelirdin. Bu doğru söz üzerine mutasarrıf pişman olur. Ustasından özür diler. Toplumda çok bilinen söylenen bu tarihi mesele büyük bir ihtimalle Urfa eskici pazarından diğer yerlere yayılmıştır. Böylece bir tarihi anekdotu nakil etmiş olduk. Mustafa babanın duyduğum başka bir meselini anlatayım. Bizim bu eskici Mustafa babanın köyde erişmiş olmaya çalışan bir seveni varmış. Bir gün bu şahıs kendine göre keramet göstermek üzere süt doldurduğu mendille Mustafa amcanın dükkanına gelir. Süt dolu mendili dükkanda bir çiviye asar. Mendil den süt damlamaz. Eskici pazarı ekseryetle köyden gelen kadın erkek çocuklar geldiğinde kalabalık olur. O dönem köylü kadınlar erkekler gibi çizme giyerlermiş. Ayrıca kadınlar çizmelerinin topuklarına demir pençe takarlar. Yürüdüklerine bu demirden dolayı ses çıkarmış. Böylesi bir köylü kadın Mustafa babanın yanına gelir. Ayakkabından düşen demir pençesini takmak ister. Kadın ayağını uzatınca bunu gören çobanın niyeti kötü olur. Bunun üzerine mendildeki süt damlar. Mustafa amca Dükkanın dolabından pamuğa sarılı ateşi gösterir. çobana bu işler sandığın gibi kolay değildir. Biz şehirde böylesi durumları gördüğümüz bildiğimiz halde niyetimiz bozulmuyor. Sen ufak bir şeyde iradeni ve inancını kayıp ediyorsun böyle olmaz. Keşfu Keramet merkezi Urfa’da bir başka evliya meselli: Melami tarikatından şeyh Hüseyin gösterişten uzak meczup bir şekilde yaşardı. Bundan tahminen almış yetmiş yıl evvel aşağı çarşı isotçu pazarı fırının şatırı fırına attığı bazı ekmeklerin pişmediğini ham kaldığını görür. Bu duruma hayret eder sorunu anlamaz ve çözemez. Bir gün Melami tarikatından şeyh Hüseyin’i görür durumu anlatır. Bana bir entari alırsan sorunu çözerim der. Fırıncı gider Şeyh Hüseyin’e bir entari alır. Şeyh Hüseyin entariyi giyer içinde ateş olan fırına girer. Taşları kontrol eder. Tüm taşların ateş gibi olduğunu, ancak bir taşın soğuk olduğunu anlar. Şeyh Hüseyin soğuk taş elinde fırından çıkar. Taşı yere atar kırar, taşın içinden canlı bir böcek çıkar. Fırıncı ve gören duyan herkes bu duruma hayret eder. Böylesi durumlar karşısında Urfa halkının inançlı insanları Allahın hikmetinden sual olmaz derlerdi.  
Ekleme Tarihi: 02 Ocak 2020 - Perşembe

URFA SÖYLENCELERİ-7

Söylencelerin bence en tutarlı olanı, belki özünde ruhani, bilemediğimiz bir gücü gerçeğini barındıran, evliya meselleridir. Kast edilen çıkara, aldatmaya yönelik olmayan samimi doğal inançlardır. Kadiri tarikatı şeyhi Dede Osman günlerinin çoğunu Hazreti İbrahim makamı dergahta geçirir. Nadiren şehre gezmeye gider. Şehirde genelde gittiği hoşlandığı yer ise o dönem keşfu keramet merkezi eskici pazarıdır. Çünkü orada kendisi gibi aynı kulvarda olan değerli Allah dostları vardır. Bunlardan biri dükkanında her ne hikmetse şarap küpü bulunan Piri Miğan diğeri ise, gösterişten ziyade uzak kendi halinde olan Mustafa babadır . Dede Osman arada sırada bu iki Allah dostları arkadaşlarının yanına gider derin tasavvufi sohbetlere dalarlardı. Mustafa Amcanın bir çırağı vardır. Huysuz laf dinlemez. Ne kadar bu çırağın üzerinde durur normal bir adam normal bir kişilik kazandırmak istese de fayda etmez. Bu nedenle Mustafa amca kızarak üzülerek oğlum sen adam olmazsın dermiş. Demek oluyor ki bu söz çırağın çok zoruna gücüne gider. Kendi kendine okuyacağım Mutasarrıf olacağım ustama nasıl adam olduğumu göstereceğim diye azim eder. Gel zaman git zaman. Gerçekten o çırak Urfa Mutasarrıfı (vali) olur. İlk yaptığı iş ise dört tane zaptiyeye emir verir gidin eskici pazarında filan adamı buraya getirin. Zaptiyeler gelir. Mustafa amcayı görgüsüz mutasarrıfın huzuruna getirirler. Usta beni belki sen tanımadın yanında çıraktım. Bana sürekli olarak sen adam olmazsın diyordun. Bak ben büyüdüm büyük adam oldum. Hem de Urfa valisi oldum. İşte çalıştım çabaladım. seni böyle mahçup ettim. Mustafa amca mutasarrıfın böyle gurur dolu sözlerine karşılık hiç korkmadan sözlerini sakınmadan, sen gene adam olmadın cevabını verir. Niye bu sözü nasıl bana dersin dediğinde, evladım sen adam olsaydın askerle beni yanına çağırıp gösteriş yapmazdın. Yanına davet eder. Veya yanıma gelirdin. Bu doğru söz üzerine mutasarrıf pişman olur.

Ustasından özür diler. Toplumda çok bilinen söylenen bu tarihi mesele büyük bir ihtimalle Urfa eskici pazarından diğer yerlere yayılmıştır. Böylece bir tarihi anekdotu nakil etmiş olduk. Mustafa babanın duyduğum başka bir meselini anlatayım. Bizim bu eskici Mustafa babanın köyde erişmiş olmaya çalışan bir seveni varmış. Bir gün bu şahıs kendine göre keramet göstermek üzere süt doldurduğu mendille Mustafa amcanın dükkanına gelir. Süt dolu mendili dükkanda bir çiviye asar. Mendil den süt damlamaz. Eskici pazarı ekseryetle köyden gelen kadın erkek çocuklar geldiğinde kalabalık olur. O dönem köylü kadınlar erkekler gibi çizme giyerlermiş. Ayrıca kadınlar çizmelerinin topuklarına demir pençe takarlar. Yürüdüklerine bu demirden dolayı ses çıkarmış. Böylesi bir köylü kadın Mustafa babanın yanına gelir. Ayakkabından düşen demir pençesini takmak ister. Kadın ayağını uzatınca bunu gören çobanın niyeti kötü olur. Bunun üzerine mendildeki süt damlar. Mustafa amca Dükkanın dolabından pamuğa sarılı ateşi gösterir. çobana bu işler sandığın gibi kolay değildir. Biz şehirde böylesi durumları gördüğümüz bildiğimiz halde niyetimiz bozulmuyor. Sen ufak bir şeyde iradeni ve inancını kayıp ediyorsun böyle olmaz. Keşfu Keramet merkezi Urfa’da bir başka evliya meselli: Melami tarikatından şeyh Hüseyin gösterişten uzak meczup bir şekilde yaşardı. Bundan tahminen almış yetmiş yıl evvel aşağı çarşı isotçu pazarı fırının şatırı fırına attığı bazı ekmeklerin pişmediğini ham kaldığını görür. Bu duruma hayret eder sorunu anlamaz ve çözemez. Bir gün Melami tarikatından şeyh Hüseyin’i görür durumu anlatır. Bana bir entari alırsan sorunu çözerim der. Fırıncı gider Şeyh Hüseyin’e bir entari alır. Şeyh Hüseyin entariyi giyer içinde ateş olan fırına girer. Taşları kontrol eder. Tüm taşların ateş gibi olduğunu, ancak bir taşın soğuk olduğunu anlar. Şeyh Hüseyin soğuk taş elinde fırından çıkar. Taşı yere atar kırar, taşın içinden canlı bir böcek çıkar. Fırıncı ve gören duyan herkes bu duruma hayret eder.

Böylesi durumlar karşısında Urfa halkının inançlı insanları Allahın hikmetinden sual olmaz derlerdi.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.