Ülkemiz ve kadim şehir Şanlıurfa hiçbir ülke ve hiçbir şehre nasip olmayan zenginliklere sahip bir konum ve coğrafyadayız.
Dünya Tarımının baş kentiyiz. Bunu ben söylemiyorum. Tüm dünya tarihi ve kutsal kitaplarda yazılıdır.
22. Dönem TBMM meclis tutanaklarında Ceylanpınar işletmesinde 1 milyon 761 bin 629 dekar arazi üzerinde 171 bin 650 ton buğday elde edildiği yazılıdır.
Ceylanpınar da yetişen Büyükbaş sığır ve Bölgeye özgü koyunlardan elde edilen hayvansal gıdalar, Bal ve arıcılık zeytin , Fıstık fındık ürünleri Tüm Türkiye yi besleyecek kadar bereketli ürünler.
Mezapotamya’da arkeolojik kazılarda ortaya çıkan Sümer yazılı tabletlerin de tüm alet ve edevatlar böyle diyor. Türkiye maliyesinde Buğday ithalatına yeterli para kalmayınca Tarım Bakanımız soluğu Ceylanpınar da aldı. Hani bir moda şarkı vardı ya “Aman Petrol” şimdi de “Aman Ceylanpınar hani bize buğday” aç kaldık Fıratsız kaldık. Yeni çıktı bu Türkü misali
12 bin yıllık tarihi geçmişi ile ortaya çıkan Göbeklitepe kazılarını inceleyen ve araştıran dünyaca ünlü Prof. Arkeologlar ve tarihçiler bunu söylüyor.
Kutsal CUDİ dağındaki Zeytin ağaçları söylüyor. Zeytin ağaçları ve mercimek benim anavatanım Urfa’dır, Cizre’dir diyor. Fırat Akar da gider. Urfa Fırat nehri ben Cennet suyuyum diyor.
Binlerce yıldır akıp giden Fırat suyu kültürü ile zenginleşen toprak. BOTAN çayı etrafında yaşayan yerel Kürt halkının efsaneleşen MEMU-ZİN aşkı ve sevdası söylüyor.
Gökyüzü bilimlerinin yapıldığı dünyanın en büyük İslam alimleri nin yetiştiği Harran Üniversitesi tarihi kalıntıları söylüyor. Ve büyük Şair Ahmet ARİF “Havva anam dünkü çocuk sayılır” diye feryat ediyor.
Ve dahası Hz.İbrahim’den bizlere miras kalan “Halil İbrahim bereketi”. Yani yiyip içtiğimiz İbrahim-i sofrada herkese var olan ve her insan ile paylaştığımız kültürümüz. İşte şu an tüm dünya İbrahim-i paylaşma kültürüne muhtaç
Dünyanın en zengin topraklarında Harran’da, Ceylanpınar’da, Karacadağ’da, Hilvan’da, Suruç’ta yetişen sebze, meyve ve hayvansal ürünlerdeki lezzet. Tüm Ortadoğu Ülkelerine yetecek kadar.
Siverek Takoran Vadisinden başlatıp Hilvan Bozova Halfeti ve Birecik Fırat nehri kıyılarına Fıstık Zeytin İncir Elma Erik Üzüm Dut üretimi yanında su sporları Rafting “YAZLIK DİNLENME TESİS VE KONUT SİTELERİ” neden olmasın.
Bu konularda ki yapmış olduğum projeleri Büyükşehir Belediye Başkanlığına sundum. Bu konu da Zeynel Başkandan haber bekliyoruz. Ülkemizin ve Şanlıurfa nın ekonomik kalkınması için birlikte çalışacağız.
Vallahi billahi bunu ben söylemiyorum. Bunu söyleyen TOBB Başkanı Rıfat HİSARCIKLIOĞLU. Hem de Urfa’ya gelip Urfa’da binlerce kişiye söyledi.
Yerel bölge insanları ve yerel halk olarak bu tür zenginlikten payımıza düşen hissemizi vermediler. Merkezi idareler ve Siyasi erk bizlere üretimden gelen ürünleri soframıza getirtmediler. Kısacası üretilen her şeyden mahrum bırakıldık.
“ROL MODEL HALLANDA VE İSRAİL TİPİ YEREL ÜRÜN ÜRETİMİ” Bu üretim biçimi haramdır diyenlere
O zaman kendimiz olalım” elin Gavuru” denilen Ülkelerden ithal edilenler de haramdır. Diyebilmeliyiz.
Bir UMUDUMUZ var. O da Yerel yönetimlerin bu saymış olduğumuz yerel ürünler ile Üretime geçip Yüce Allahın bizlere bahş ettiği yerel ürünlerden faydalanıp insanlarımızın mağduriyetine ve açlığımıza son vermek. Ülke genelinde bir tıllık Gıda ithalatımız. 17 Milyar dolar. Olurken Hollanda nın yalnızca Tarımsal Gıda Üretimi 100 MİLYAR DOLAR.
Evet bizler yerel halk olarak başta Büyükşehir Belediye Başkanı Z.Abidin BEYAZGÜL ve diğer İlçe Belediye Başkanlarına yerel ürünlerin Üretimi içim yetki verdik. Üretilecek birçok yerli
ürünümüz aromalı aromasız Ürünler Üretilsin artık. Zeynel Başkan bu işin ne kaçarı ne de göçeri var. Top Sende mazeret yok.
Üretimsizlik ve açlık artık bizim kaderimiz olmayacak. Başta Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeynel Bey olmak üzere diğer İlçe Belediye Başkanları ile beraber koordineli ve planlı bir çalışma ile yerel halk bir taraftan çalışıp ekmek kazanacak. Diğer taraftan evine ve çoluk çocuğuna evinin iaşesini götürecek.
Yerel Belediyeler ve Üniversiteler artık boş oturmayacak. Tüm Kurumlar ile beraber “elbirliği güçbirliği” anlayışı hakim olacak.
Yerel halk işsiz kalmayacak. İşsiz kalan yerel halk tüm Belediyelerin kapısına dayanıp haklı olarak iş isteyecekler..
İsrail ve Hollanda Tarımsal ve hayvansal ürünleri ile Dünya ya yaptıkları ihracat orta da. Yaşlı kıta Avrupa nın kimyasal kokan topraklarına gidip çalışan insanlarımız kendi toraklarına hizmet etmeleri herkesin çıkarınadır.
Evet Yerel Belediyelerde ve Üniversiteler de artık LELE DEVRİ bitti. Üretim ekonomisi ile hem Devletimiz hem de halkımızın yaşam kalitesi artsın artık.
Yerel Belediyelerimiz ve Üniversitemiz artık bu sorumluluktan kaçamazlar. Üretimden yana olan gücümüzü kullanacağız. Bu üretimi ya yaparlar, ya da çekip giderler.
Özellikle Belediyelerde masa başında oturup maaş hesap vakti geçti artık. Sürdürülebilir plan ve projeler ile bunu yapacak genç nesil potansiyelimiz var.
İnsanlarımız ekonomik olarak geçinebilmek adına Adana da çapa yapmaya Karadeniz de çay ve fındık toplamaya Ankara Polatlıya soğan toplamaya ne gerek var.
Mersin de narenciye toplamaya gideceklerine kendi topraklarında çalışsınlar. Yollarda ki trafik kazalarında ceset toplamasınlar. Daha sağlıklı ve insanca yaşayabilecekleri toprakları varken..?
Ucsuz bucaksız arazi ve tarlarımız, Yılın 9 ayında bol Güneş enerjimiz ve Fırat içme suyu ile beraber cennet yeşili bitki örtümüz..
Böylesine zengin toprağı, tarih ve su bakımından Dünya’nın en zengin varlıkları arasında amma. Bu ayıp herkese yeter. 1 kilo Hıyar ( Salatalık ) 3 TL.