İnsanları kolayca anlamak kolay değil. Hele bazı insanları anlamak hiçte kolay değildir. Mevlana hazretlerinin dediği gibi “ya olduğun gibi görün. Ya göründüğün gibi ol.” Kıstasına ölçüsüne genel olarak uymazlar. Bunda yani iki tip insanda iki ihtimal vardır. Ya bir lidere veya bir inanca körü körüne bir biat ve itiat vardır. Veya en kötüsü çıkarı uğruna sahtekarlık yaparak süreti haktan görünmektir. Çünkü bu insanlar her türlü gerçekleri bilerek veya bilmeyerek sürekli tahrif ederler. Böyle inanır veya böyle inandırmak isterler. Bu savımız dedik ya her türlü inanç ve ideoloji için geçerlidir. Çünkü dini inançların ve ideolojilerin belli değişmeyen şartları, ilkeleri, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde çoğu kez çarpıtılır. İşte İslam dini bu çarpıtmadan nasibini fazlasıyla alır. Zira kendilerini sağlam Müslüman zanneden davadan kutsal yoldan söz edenler İslam’ın kesin yasakladığı israfı, lüks yaşamı, rüşveti çok sorun etmez görünürler. İşte bu anlayışı anlamak, kabul etmek kolay değildir. Nasıl bir İslami anlayıştır. Nasıl yaman bir çelişkidir Allah’ım, anlamak kolay değil. Zira inandığın dinin kesin şartları lükse, israfa, hele rüşvet yiyenlere melun desin, sen buna rağmen bunu yapanları görme ve birde davadan söz et. Üstelik bu iddiada bu görüşte olanların çoğu okumuş kişilerdir. Bu insanlar bu temel şartları nasıl görmezler. Yetkili mercide olup rüşvet aldıkları açığa çıkanları nasıl sorgulamazlar, kabul ederler. Buna rağmen hala davadan söz ederler. Dava dedikleri de aslında İslami dava, gel de bu çelişkiyi anla. Elbette bu yaman çelişkiyi anlamak hiç kolay değil. Sözüm ona israf ve lüks bir yaşam süren insanları sorun etmezler. Sorun etseler bile eleştirmedilerse bir kıymeti Harbiyeleri olmaz. Üstelik birde Mili görüş lafını ağızlarından düşürmezler. Oysa Milli görüşle kast ettikleri İslami görüştür bu milli adlı görüş nasıl ki İslam inancıyla israf bağdaşmazsa, İslam dini ile millik yani milliyetçilik kesinlikle hiç bağdaşmaz. Ülkemizde Türk İslam sentezinin gerçek bir İslam dini görüşü olmadığının bilinmesi gerekir. Zira milli deyimi ile Milliyetçilikle İslam dini anlayışı bir arada olmaz. Sözün kısası çıkarcı olmayıp, Sağlam Müslüman diye geçinip, davadan söz edenlerin, israfı, rüşveti, lüks yaşamı görmeyenlerin sorun yapmayanların aklına şaşarım. Sayıştay 2020 raporlarına göre bazı kamu kurumları olmak üzere, çoğu AKP ve MHP belediyelerinde yolsuzluk tespit edilmiştir. Dürüst insanlar hangi görüşte olursa olsun yolsuzluk yapanları rüşvet yiyenleri eleştirmek zorundalar. Bu kötü niyetli insanlar savunulmadan teşhir edilip yargılanmaları gerekir. Ülkemizde yoksulluğun işsizliğin en önemli nedeni yolsuzluk ve israftır. Pandemi dolaysıyla ekonomik durum bozulduğu halde hala devlet kurumlarına gereksiz bir şekilde lüks araçların alınması bir israftır. Anlaşılır bir durum değildir. Devlette İtibarda tasarruf olmaz yaklaşımı doğru bir anlayış olmaz. Örnek vermek gerekirse Dünya’nın en gelişmiş zengin ülkelerinde bile ülkemizde olduğu kadar lüks ve israf yoktur. Devlet başkanlarının bile mütevazi bir yaşamları ve konutları vardır. Ülkemizde kamuda araç sayısı son rakamlara göre 113 bin, 252 bin lojman vardır. Bu sayı İtalya’da 29 bin, Japonya’da 10 bin, Almanya’da 8 bin, Fransa’da 2 bin. Bu ülkelerdeki Lojman sayıları gene ülkemizden çok azdır. Bir ülkede adaletin sağlanması ancak yolsuzluk ve israfın önlenmesiyle mümkün olur. Kendilerine dava adamı diyenlerin, milli görüşten söz edenlerin sözde değil özde olmalarının belirtisi devlet katında bunları yapanları arkadaşımız diye görmezden gelmemeleri, tenkit etmeleri ve suçlamaları gerekir. Aksi halde inandırıcı olmazlar.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 1313+ kez okundu.
DAVA VE MİLLİ GÖRÜŞ SÖZDE DEĞİL ÖZDE OLUR
İnsanları kolayca anlamak kolay değil. Hele bazı insanları anlamak hiçte kolay değildir. Mevlana hazretlerinin dediği gibi “ya olduğun gibi görün. Ya göründüğün gibi ol.” Kıstasına ölçüsüne genel olarak uymazlar. Bunda yani iki tip insanda iki ihtimal vardır. Ya bir lidere veya bir inanca körü körüne bir biat ve itiat vardır. Veya en kötüsü çıkarı uğruna sahtekarlık yaparak süreti haktan görünmektir. Çünkü bu insanlar her türlü gerçekleri bilerek veya bilmeyerek sürekli tahrif ederler. Böyle inanır veya böyle inandırmak isterler. Bu savımız dedik ya her türlü inanç ve ideoloji için geçerlidir. Çünkü dini inançların ve ideolojilerin belli değişmeyen şartları, ilkeleri, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde çoğu kez çarpıtılır. İşte İslam dini bu çarpıtmadan nasibini fazlasıyla alır. Zira kendilerini sağlam Müslüman zanneden davadan kutsal yoldan söz edenler İslam’ın kesin yasakladığı israfı, lüks yaşamı, rüşveti çok sorun etmez görünürler. İşte bu anlayışı anlamak, kabul etmek kolay değildir. Nasıl bir İslami anlayıştır. Nasıl yaman bir çelişkidir Allah’ım, anlamak kolay değil. Zira inandığın dinin kesin şartları lükse, israfa, hele rüşvet yiyenlere melun desin, sen buna rağmen bunu yapanları görme ve birde davadan söz et. Üstelik bu iddiada bu görüşte olanların çoğu okumuş kişilerdir. Bu insanlar bu temel şartları nasıl görmezler. Yetkili mercide olup rüşvet aldıkları açığa çıkanları nasıl sorgulamazlar, kabul ederler. Buna rağmen hala davadan söz ederler. Dava dedikleri de aslında İslami dava, gel de bu çelişkiyi anla. Elbette bu yaman çelişkiyi anlamak hiç kolay değil. Sözüm ona israf ve lüks bir yaşam süren insanları sorun etmezler. Sorun etseler bile eleştirmedilerse bir kıymeti Harbiyeleri olmaz. Üstelik birde Mili görüş lafını ağızlarından düşürmezler. Oysa Milli görüşle kast ettikleri İslami görüştür bu milli adlı görüş nasıl ki İslam inancıyla israf bağdaşmazsa, İslam dini ile millik yani milliyetçilik kesinlikle hiç bağdaşmaz. Ülkemizde Türk İslam sentezinin gerçek bir İslam dini görüşü olmadığının bilinmesi gerekir. Zira milli deyimi ile Milliyetçilikle İslam dini anlayışı bir arada olmaz. Sözün kısası çıkarcı olmayıp, Sağlam Müslüman diye geçinip, davadan söz edenlerin, israfı, rüşveti, lüks yaşamı görmeyenlerin sorun yapmayanların aklına şaşarım. Sayıştay 2020 raporlarına göre bazı kamu kurumları olmak üzere, çoğu AKP ve MHP belediyelerinde yolsuzluk tespit edilmiştir. Dürüst insanlar hangi görüşte olursa olsun yolsuzluk yapanları rüşvet yiyenleri eleştirmek zorundalar. Bu kötü niyetli insanlar savunulmadan teşhir edilip yargılanmaları gerekir. Ülkemizde yoksulluğun işsizliğin en önemli nedeni yolsuzluk ve israftır. Pandemi dolaysıyla ekonomik durum bozulduğu halde hala devlet kurumlarına gereksiz bir şekilde lüks araçların alınması bir israftır. Anlaşılır bir durum değildir. Devlette İtibarda tasarruf olmaz yaklaşımı doğru bir anlayış olmaz. Örnek vermek gerekirse Dünya’nın en gelişmiş zengin ülkelerinde bile ülkemizde olduğu kadar lüks ve israf yoktur. Devlet başkanlarının bile mütevazi bir yaşamları ve konutları vardır. Ülkemizde kamuda araç sayısı son rakamlara göre 113 bin, 252 bin lojman vardır. Bu sayı İtalya’da 29 bin, Japonya’da 10 bin, Almanya’da 8 bin, Fransa’da 2 bin. Bu ülkelerdeki Lojman sayıları gene ülkemizden çok azdır. Bir ülkede adaletin sağlanması ancak yolsuzluk ve israfın önlenmesiyle mümkün olur. Kendilerine dava adamı diyenlerin, milli görüşten söz edenlerin sözde değil özde olmalarının belirtisi devlet katında bunları yapanları arkadaşımız diye görmezden gelmemeleri, tenkit etmeleri ve suçlamaları gerekir. Aksi halde inandırıcı olmazlar.
Ekleme
Tarihi: 23 Aralık 2020 - Çarşamba
DAVA VE MİLLİ GÖRÜŞ SÖZDE DEĞİL ÖZDE OLUR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.