NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

TARİHİ URFA’NIN MİSAFİRPERVERLİK ÖRNEKLERİ

Geçen haftaki yazıda Urfa büyük kar senesinde eşsiz bir misafirperverlik örneğini vermiştim. Kültürümüzün önemli bir öğesi olan misafirperverlik mesellerinin yazılmasının gerekli olduğunu düşündüm. Bu nedenle özelikle yeni kuşaklara bu dijital medya çağında geleneklerimizi ve örf adetlerimizi anlatmanın yazmanın umarım yararı olur. Böylece Vereceğim yaşanmış tarihi örneklerden gençler kendi aralarında ve yaşça büyüklere bir ikramda bulunmanın önemini ve değerini anlamış olurlar. Bu şekilde bir yemekle yardımlaşmayla sosyal doku gelişmiş ve anlamlı olur. Peygamberler şehri Urfa’nın her şehir ve toplum gibi artıları ve eksileri vardır. Ama söz konusu yemek yedirmek, ikram ve misafirperverlikte Urfa abartmadan söylersem zannedersem Yalnız Türkiye’de değil Dünya şehirleri arasında ön sıralarda gelir. Sonuçta büyük peygamber büyük misafirperver İbrahim Halil memleketinde misafirperverliğin olması doğaldır. Bu konuda bildiğim kadarıyla Urfa bölgesi merkez ve ilçelerinde öne çıkan ün yapmış bazı değerli misafirperver kişileri yazacağım. Bu konuda elbette birçok değerli kişiler vardır. Ama sanırım bunlar kendi köylerinde veya aşiretlerinde yerel düzeyde olmuşlar. Ayrıca böyle bölgesel düzeyde başka şahıslar olabilir. Ancak duyduğum bildiklerimi yazabiliyorum. Kendim hiçbir ayrım yapmadan ilimin değerli iyi insanlarını çok sever ve takdir ederim. Siz de tahmin edersiniz bir köşe yazısında teknik olarak fazla ayrıntıya girilmiyor. Yazının girişi biraz uzadı. Sanırım böyle gerekli oldu. Urfa merkezde birçok misafirperverlik örnekleri vardır. Evliya çelebi yaklaşık 400 yıl evvel Urfa’ya geldiğinde konumuzla ilgili olarak bizim dergah dediğimiz İbrahim Halil makamını ziyaret eder. Bu makamda her gün misafirlere miskinlere yemekler ikram edildiğini yazar. Ayrıca Urfa merkezde Birçok hayırseverin yaptığı tirit dediğimiz etli bir yemek her zaman verilir. Urfa merkezinde adlarını büyüklerden duyduğum Bey kapı Mahallesinde Mahmut oğlu kule sahibinin yemek ve kahvesi çok olurmuş. Diğer iki hayırsever adaş birisi hacı İmam Nebo bu aile soyadı kanunu çıkınca Elçi soyadını alırlar. Hacı İmam Elçi misafirperver olduğu kadar barışsever bir insanmış. Büyüklerin anlattıklarına göre 1940’lı yıllarda Urfa’da iki tane buzdolabı varmış. Birisi tek eczane olan Urfa eczanesinde diğer buzdolabı ise Hacı İmam Nebonun evinde varmış. Hacı İmam amca 3-4 kilo çiğ köftelik et alır dögdürür buzdolabına kor saklar. iki kişi kavga ederse onları çağırır çiğköfte yapar yemek yedirir barıştırır. Bu nedenle bu aile dedelerinden kalma bu özellikten dolayı haklı olarak barışçı anlamında elçi soyadını almıştır. Diğer hayırsever Eyyübiye mahallesinde Hacı İmam Barut. Mahalle sakinlerine ve misafirlere her zaman yemeği ve sofrası varmış. Bu konuda Urfa ilçelerine gelince işim icabı Urfa’nın tüm ilçelerini gezmişim bilirim. Ayrıca oralarda arkadaşlarım vardır. Bu konuda benim fikrim ve arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla misafirperverlikte lokal anlamda değil bölgesel düzeyde duyduğum ancak birkaç değerli meziyetli büyüklerimiz öne çıkıyor. Bunlardan ayrım yapmadan bir sıralama yaparsam Halil Ağa öncel: Neredeyse her zaman misafirleri çok olur. Büyük uzun çadırında kurbanlar kesilir, kendisi misafirlerine bizzat hizmet eder. Ayrıca 1942 kıtlık ekmek karnesi senesinde ikinci Dünya savaşında kıtlık başlar ekmek ele geçmez. Ne acıdır ekmek bulamayan çok insan açlıktan ölür. Ekmek karneyle verilir. Bazı benciller yarım çuval buğdayı bir altına satar. İşte böyle trajik bir dönemde bu değerli şahıslar birçok hayatın kurtulmasına neden olurlar. Halil ağa 5 ambar buğdayı kadınlar tutar ekmek yaptırır halka hayır için bedava dağıtır. Bozova’da ise Ahmet Hakkari lakaplı Ahmet ağa aynısını yapar. Kadınlar tutar mevcut ne kadar buğday varsa ekmek yaptırır. Yoksul muhtaç halka dağıtır. Diğer benzer bir örnek Siverek ilçemizden Mehmet Emin Odabaşı Siverek’te iki tane fırın tutar yoksul, muhtaç kişilere dağıtır. Bu ve benzeri hayırsever büyüklerimiz nur içerisinde uyusunlar. Bizler de elimizden geldiği kadar bu değerli şahısları örnek alsak toplumsal birlik ve dayanışma olarak elbette iyi olur. Çünkü dinimiz ve evrensel değerler bencil olmamayı, cömert olmanın, paylaşmanın önemini belirtir. Sonuç olarak toplumda yardımlaşma, dayanışma olursa sağlam bir birlik oluşur.
Ekleme Tarihi: 25 Ocak 2021 - Pazartesi

TARİHİ URFA’NIN MİSAFİRPERVERLİK ÖRNEKLERİ

Geçen haftaki yazıda Urfa büyük kar senesinde eşsiz bir misafirperverlik örneğini vermiştim. Kültürümüzün önemli bir öğesi olan misafirperverlik mesellerinin yazılmasının gerekli olduğunu düşündüm. Bu nedenle özelikle yeni kuşaklara bu dijital medya çağında geleneklerimizi ve örf adetlerimizi anlatmanın yazmanın umarım yararı olur. Böylece Vereceğim yaşanmış tarihi örneklerden gençler kendi aralarında ve yaşça büyüklere bir ikramda bulunmanın önemini ve değerini anlamış olurlar. Bu şekilde bir yemekle yardımlaşmayla sosyal doku gelişmiş ve anlamlı olur. Peygamberler şehri Urfa’nın her şehir ve toplum gibi artıları ve eksileri vardır. Ama söz konusu yemek yedirmek, ikram ve misafirperverlikte Urfa abartmadan söylersem zannedersem Yalnız Türkiye’de değil Dünya şehirleri arasında ön sıralarda gelir. Sonuçta büyük peygamber büyük misafirperver İbrahim Halil memleketinde misafirperverliğin olması doğaldır. Bu konuda bildiğim kadarıyla Urfa bölgesi merkez ve ilçelerinde öne çıkan ün yapmış bazı değerli misafirperver kişileri yazacağım. Bu konuda elbette birçok değerli kişiler vardır. Ama sanırım bunlar kendi köylerinde veya aşiretlerinde yerel düzeyde olmuşlar. Ayrıca böyle bölgesel düzeyde başka şahıslar olabilir. Ancak duyduğum bildiklerimi yazabiliyorum. Kendim hiçbir ayrım yapmadan ilimin değerli iyi insanlarını çok sever ve takdir ederim. Siz de tahmin edersiniz bir köşe yazısında teknik olarak fazla ayrıntıya girilmiyor. Yazının girişi biraz uzadı. Sanırım böyle gerekli oldu. Urfa merkezde birçok misafirperverlik örnekleri vardır. Evliya çelebi yaklaşık 400 yıl evvel Urfa’ya geldiğinde konumuzla ilgili olarak bizim dergah dediğimiz İbrahim Halil makamını ziyaret eder. Bu makamda her gün misafirlere miskinlere yemekler ikram edildiğini yazar. Ayrıca Urfa merkezde Birçok hayırseverin yaptığı tirit dediğimiz etli bir yemek her zaman verilir. Urfa merkezinde adlarını büyüklerden duyduğum Bey kapı Mahallesinde Mahmut oğlu kule sahibinin yemek ve kahvesi çok olurmuş. Diğer iki hayırsever adaş birisi hacı İmam Nebo bu aile soyadı kanunu çıkınca Elçi soyadını alırlar. Hacı İmam Elçi misafirperver olduğu kadar barışsever bir insanmış. Büyüklerin anlattıklarına göre 1940’lı yıllarda Urfa’da iki tane buzdolabı varmış. Birisi tek eczane olan Urfa eczanesinde diğer buzdolabı ise Hacı İmam Nebonun evinde varmış. Hacı İmam amca 3-4 kilo çiğ köftelik et alır dögdürür buzdolabına kor saklar. iki kişi kavga ederse onları çağırır çiğköfte yapar yemek yedirir barıştırır. Bu nedenle bu aile dedelerinden kalma bu özellikten dolayı haklı olarak barışçı anlamında elçi soyadını almıştır. Diğer hayırsever Eyyübiye mahallesinde Hacı İmam Barut. Mahalle sakinlerine ve misafirlere her zaman yemeği ve sofrası varmış. Bu konuda Urfa ilçelerine gelince işim icabı Urfa’nın tüm ilçelerini gezmişim bilirim. Ayrıca oralarda arkadaşlarım vardır. Bu konuda benim fikrim ve arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla misafirperverlikte lokal anlamda değil bölgesel düzeyde duyduğum ancak birkaç değerli meziyetli büyüklerimiz öne çıkıyor. Bunlardan ayrım yapmadan bir sıralama yaparsam Halil Ağa öncel: Neredeyse her zaman misafirleri çok olur. Büyük uzun çadırında kurbanlar kesilir, kendisi misafirlerine bizzat hizmet eder. Ayrıca 1942 kıtlık ekmek karnesi senesinde ikinci Dünya savaşında kıtlık başlar ekmek ele geçmez. Ne acıdır ekmek bulamayan çok insan açlıktan ölür. Ekmek karneyle verilir. Bazı benciller yarım çuval buğdayı bir altına satar. İşte böyle trajik bir dönemde bu değerli şahıslar birçok hayatın kurtulmasına neden olurlar. Halil ağa 5 ambar buğdayı kadınlar tutar ekmek yaptırır halka hayır için bedava dağıtır. Bozova’da ise Ahmet Hakkari lakaplı Ahmet ağa aynısını yapar. Kadınlar tutar mevcut ne kadar buğday varsa ekmek yaptırır. Yoksul muhtaç halka dağıtır. Diğer benzer bir örnek Siverek ilçemizden Mehmet Emin Odabaşı Siverek’te iki tane fırın tutar yoksul, muhtaç kişilere dağıtır. Bu ve benzeri hayırsever büyüklerimiz nur içerisinde uyusunlar. Bizler de elimizden geldiği kadar bu değerli şahısları örnek alsak toplumsal birlik ve dayanışma olarak elbette iyi olur. Çünkü dinimiz ve evrensel değerler bencil olmamayı, cömert olmanın, paylaşmanın önemini belirtir. Sonuç olarak toplumda yardımlaşma, dayanışma olursa sağlam bir birlik oluşur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.