Haho havar Urfalılar kalkın memleket elden gidiyor.  Çetelerim gitti dönmüyor geri. Tam 1918 ilimizin düşman işgali başlamış şimdiki kurtuluş müzesi olan evin Fransız işgal güçlerinin üst kullanmasını ile ilimde Fransız güçleri ilime, dilime, dinime fiili taarruzlar ile başladılar. İlimin illeri gelen şahsiyetlerin kitabede adları geçen aslında bu şahsiyetlerin daha çok kişilerden oluşmakta ama o anlık sadece 12 kişi ile anılması değil daha fazla ileri gelen aşiretlerin liderleri şehir merkezindeki illeri gelen şahsiyetlerin ilimize ne yaparız düşüncesiyle sıra gecesinde alınan kararlar enine boyuna konuşulup görüşüp kararlar almışlardır. O gün alınan kararlar ile ilimin o zamanlarda söz konusu olan Fransız işgalcilerin ikamet ettikleri yerin ilimizin merkezinde bulunup karşısının dere yatağı olması karşısının şehir mezarlığı idi. Bu mezarlığı mesken tutan ilimizin canı gönülden hiçbir karşılık beklemeden cepheye gider gibi Fransızlara karşı çatışmaya gelen şahsiyetlerin resmi bir vasıfları olmadığından adlarına çete olarak anılmakta oldukları için işte çetelerim gidiyor dönmüyor geri. Böylesi gönüllü olan ilimizin kahraman savaşçıları kahraman yiğitleri Fransız işgalci gücüne karşı direnmek için hiçbir karşılık beklemeden mezarlığı mesken tutmuşlardı. O yıllarda havanın kış muhalefeti çok sert geçmesi ve bu gönüllü askerlerimiz için çetelerimiz için bazı manifaturacılardan bazı terziler kendi gönüllerinden verirken geriye kalan tüccarlardan adeta zorla değil de senet karşılığında alınmış olan kumaşlardan gönüllü çete olarak anılan hemşerilerimizin milliyetçilik ruhun vatan toprak sevdasının ne olduğunu iyi anlayan o çete dedikleri askerlerimizin milli mücadele savaşında ülkeye adeta bir güven vererek ülkemizin bu günlere gelmesini sağlayacak bir hamle yaptığı gündür. İşte o gün o çete diye anılar milliyetçi, mücadeleci vatanını, namusunu, dilini, dinini işgalci güçlere tarumar etmeyen ettirmeyen o güççe dışardan çete denildi. Asıl işte o şahsiyetler milliyetçi vatan sevdalısı memleket hayranı bu atalarımızın mezarlıkları mesken tutup mezar taşı gibi görünüp ilimizi vatanımızı işgal eden güçlere karşı büyük bir savaş verip onları oldukları yerde tamamen esir etmişlerdir. O gün bile bu işgalci güçlere içerden yardım yataklık eden vatan hainleri olan şahsiyetlerin işbirlikçilerin önleri kesilmesi için elimizden gelen yapılmıştır. Kazılan tünellerden bu işgalci güçlere iaşe sağlayan aileler tespit edilip işbirlikçilik devam ederse gerekenin yapılacağını beyan etmişlerdir. İşte o yıllarda bile içimizde ihanetçi hainlerin olması yine bugün gibi varlıkları hep devam etmiştir. İşte o savaşın tam iki yıl sürmesi sonucu işgalci güçlerin artık dışardan yardım alamadıkları içerden ablukaya alındıklarını anladıklarında artık bu şehirde başarı elde etmemiz mümkün olmayacağı ve halkın birlik beraberliği ile büyük başarılar sağlayacakları anlayan Fransız işgal güçleri anlaşma sağlayalım ve bu şehirden çıkıp diğer illere gidelim diyen güçlerin ne beklediklerini bilemediler. Benim ilimin yiğitleri bu işgal çetesi olan Fransızlar gidip başka vatan topraklarıma işgal edecekleri hesabı yapılarak anlaşma sağlayıp Fransızları kendi elleriyle korumalı olarak akabe çıkışına kadar refakatçilik ederek ilimizden çıkardıktan sonra beli bir mesafe sonra kökten yok etmeyi başarmışlar. İşte böyle destan yaran ecdadın torunlar şimdi kendilerini onlara benzetmek için ellerinden geleni yapmalarına bir anlam veremiyorum. Kendinize geliniz arkadaşlar. Bu topraklar öyle kolay alınmamıştır. Destanlar yazan ilimizi ülkemizin kurtuluşuna örnek teşkil etmiş bir eylem planıdır. Kolumu salladım toplar oynadı Karataş içinde çetem kaynadı.