Urfa’daki Bardaysan taraftarları Aziz Afrem’e korku ve kaygı veriyordu. Bu kaygının nedeni onların dinden çıkma yanlışlığının verdiği bir korkuydu.
Çünkü Afrem aziz bir çileci, ahreti dünya nimetlerinin çok üstünde tutan bir dini inanca sahipti.
Bardaysan’ın şiirleri şarkı olarak bestelenip çok kişi tarafından sevilerek söylenip Urfa semalarında yankı bulunca, buna dini bütün Afrem çok kızıyordu.
Aziz Afrem’in yaşamının son yıllarında, Urfa’da kıtlık vardı.
Burada konu gereği bir parantez açmak gerekir. Kıtlık tabi ki yağmur yağmadığından, mahsul olmadığından kaynaklanır. Urfalılar şimdi yakın tarihte olduğu gibi, yağmur duasına çok eski zamanlarda bile Eyüp peygamberin çile çektiği mağaranın güney tarafındaki düzlüğe gidip yağmur duasına çıkarlardı.
Bundan dolayı tarihi bir anekdotu aktarmamız gerekiyor. 1950 yıllarında, ara zamanlarda olduğu gibi, yine aylarca yağmur yağmaz olmuş. Ekilen ekinler kurumak üzeredir. Açlık korkusu ve tehlikesi oluşmuş. Urfalılar genç yaşlı, çoluk çocuk, Eyüp peygamber düzlüğüne gidip yağmur duasına çıkarlar. Devrin büyük alimi ve hocası Buluntu hoca, halkla birlikte içten gelen derin bir yalvarışla Allah’tan yağmur yağması için dua ederler. Herkes ağlar, feryat figan eder, tam bu sırada buluntu hoca ağlamaklı yalvaran bir seda ile Allah’ım bizim için olmasa bile bu küçük masum çocuklar için
yağmur ver, kimse açlıktan susuzluktan ölmesin diye çok içten bir şekilde niyaz eder. Bu çok etkileyici duadan sonra sel gibi yağmur yağar. Halk yağmur altında ıslanarak evlerine zor yetişirler.
Şimşekler çakar, insanlar hayatlı evlerinde korku içerisinde gündüz, gece gibi olur. Yağmur epey devam eder. Çocuklar korkudan ana babalarına sarılır. Yağmur sonrası ertesi gün güneş çıkar. Hak açlık tehlikesinden kurtulur.
Üçüncü yüzyılda yine bir kuraklık Urfa’yı kasıp kavurmuş, yağmur yağmaz olmuş. Olasıdır Yağmur duasına çıkılmış, ama yağmur yağmaz. Birçok insanın açlıktan ölmesine neden olmuştur.
Aziz Afrem bunu haber alınca inzivaya çekildiği mağarasından çıkar, zenginlere yoksullara yardım yapmasını telkin eder. Zenginler bu teklifi kabul ederler. Kendisini mal bağışında bulunması için temsilci seçerler.
Aziz Afrem yaşamının son anlarına geldiğini anlayınca, dostlarına bir vasiyet bıraktı. Bu vasiyette kendisini gösterişsiz toprağa vermelerini, hiçbir şeyini saklamamalarını, mezara pelerinsiz sadece gömleğiyle ve kapuşonuyla yoksullar ve garipler mezarlığına gömmelerini istemiştir.
Mezarına arkadaşlarının getireceği eşyaların satılarak parasının fakirlere dağıtılmasını ister. Vasiyeti arkadaşları tarafından yerine getirilir.
Cenazesi çok büyük bir kalabalıkla istediği yere defin edilir. Devam edecektir