Harran ile Edessa arasında öteden beri bir çelişki anlaşmazlık vardı. Edessa halkı çoğunluğu Hıristiyan, Harran halkı ise çoğunluğu yıldızlara, gezegenlere tapan putperest idiler. İslam dini Edessa’dan daha çok Harran’da yayıldı. Bunun nedenlerini daha önce kendim tespitime göre belirtmiştim.
Emevi devleti kuruluşu 661, yıkılışı 750 tarihidir. Bu tarihten sonra bölgeye Abbasi devleti hakim olur, Bu devletin kuruluşu Emevi devletinin yıkılışından sonra olduğu için 750 tarihidir yıkılışı ise 1258 tarihidir.
Tarih sanki tekrar tekerrür eder gibi Roma ile Partlarn bitmeyen düşmanlığı Hazreti Ali ile Muaviye taraftarlarının savaşının devam etmesi gibidir denilebilir. Öte yanda Edessa halkı ile Harran halkı arasındaki tarihsel husumet farklı bir şekilde olsa da böylece devam etti.
Abbasiler Hazreti Muhammed’in amcası Hazreti Abbas’ın soyundan gelmişlerdir. Emevi devleti ise Hazreti Ali ile oğullarının düşmanı Muaviye’den gelmişlerdir. Edessa’ya Emevilerden sonra Abbasiler eğemen oldu. Edessa ve çevresi Abbasi devletinin kurucusu Halife mansur’un ordusu, Medler’in deresi diğer adı Cullap deresi kıyılarında karargah kurar. Bölgeyı yakıp yıkar , Edessa ele geçirilir. Bölgenin diğer şehirleri gibi Edassa’nın surları da tamamen ortadan kaldırılır. Gerçeği belirtmek gerekirse, tarihin hiçbir döneminde, Abbasilerin yaptıkları gibi, Edessa’nın ve bölgenin şehirleri özelikle surları yok edilmemişti. Oysa surlar bir şehrin korumasıdır, bir şehrin deyim yerindeyse namusudur, savaşın da bir kuralı vardır.
Emeviler Edessa Hıristiyanların dini inançlarına fazla karışmadıkları görülüyor. Abbasilerin bu konuda ki tutumları dönemsel olarak
farklılık gösterdi. Bu durum dönemin halifelerinden ve valilerinden kaynaklanıyordu.
Abbasi halifesi Mansur Rakka’da yaotırdığı saray için Edessalılardan büyük kilisenin mermer sütunlarını ister, bu istek reddedilince Mansur Edessa’yı yakıp yıkar. Şehrin doğu tarafında bulunan Sergius Kilisesini yıkar. Şehrin yaşlıları Mansurdan ricada bulunur, şehre fazla tahribat yapma diye yalvarırlar. Mansur bana ait beyaz atı verirseniz isteğinizi kabul ederim der. Mansurun beyaz atla kastettiği Edssadır. Böylece Edessa tekrar Abbasilere verilir.
Abbasilerin ünlü halifesi Harun Reşit son yıllarını Rakka’da geçirir. 797 tarihinde Edessa’yı ziyaret eder. 814 yılında Edessa surları şehrin ileride gelenleri ve zenginlerden para toplanarak tekrar yapılır.
Edessa’nın çoğunluğunu oluşturan Hıristiyan nüfus Müslüman yönetimlerinde cizye Kelle vergisi vermek, Tarım alanları olanların haraç vermek şartıyla, bazı kısıtlamalarla birlikte yaşamları, dini ibadetleri mabetleri garanti altında bulunuyordu. Tabi bu gibi hakları özgürlük olarak nitelendirmek doğru bir deyiş olmaz.
Edessa’da Hırıstiyan olarak yaşamanın onur kırıcı tarafları da vardı. Örneğin: bir Hıristiyan’ın mahkemelerde bir Müslüman’a tanıklığı geçersizdir. Bir Hıristiyan’ın yargıçlık görevine getirilmemesi, bir kabiye giymemesi, ve bir eğerli ata binmemesi gibi şartlar belirtilebilir.
Halife Mansur daha ileri giderek İslam dinin ilk yıllarında olmayacak bir şekilde, Ayrıca dört halife döneminde olmayan bir biçimde Hıristiyan vatandaşların vücutlarının farklı yerlerini damgalayarak Hıristiyan olduklarını ortaya çıkarmak istemiştir.
Bilindiği kadar Emevi dönemlerinde dahi böyle insanlık dişi uygulamalar olmamıştır.
İkinci Ömer dinsel konuda daha akıllı bir politika izleyerek, Hıristiyanlara maddi avantajlar getirerek birçok Hıristiyan’ın Müslüman olmasına neden olmuştur.
Şunu da belirtmek gerekir ki böyle Hıristiyan dini karşıtı politikalar bir Abbasi devlet politikası olmadığı sanılıyor. Dini tutum ve kararlar Halifeden Halifeye göre olumlu veya olumsuz değişiyordu.
Halife Me’mun döneminde onun merhametli valisi Abdullah döneminde Edessa Hıristiyanları bir hayli rahat etmişler memnun olmuşlardır. Devam edecek