Eyyüp liderliğinde Malbat, yani büyük geniş aile artık rahatlar
yönlerini yollarını bilirler.
Yolculukları Türk Hükümdarı İmamettin zenginin konukları
olarak Musul'a doğru gece başlar.
Bundan yaklaşık 850 yıl evvel bilindiği gibi yol ulaşım araçları
daha keşif edilmemiştir. Tikrit'ten Musul'a iki yüz kilometreden
fazla yol mesafesi vardır.
çoluk çocuk, ancak bir hafta'da Musul kentine varırlar. Vefalı
hükümdar İmemeddin Zengi konuklarını çok iyi karşılar. Temiz
evlere yerleştirilir.
Deyim yerindeyse bir dedikleri iki edilmez.
Sonuçta Selahaddin’ın babası Necmettin Eyyüp Suriye’nin
Baalbek kentine vali olarak tayın edilir.
Kardeşi şirkuh ise yardımcısı olur. Eyyup ve Malbatı uzun süre
Balbek şehrinde kalırlar.
Eyyüp, sonra Şam valisi olarak atanır.
Artık Yusuf Selahaddin yirmili yaşlara gelmiştir. Genç Yusuf
Allah vergisi yeteneklere ve çok yönlü bir zekaya sahiptir.
Çok iyi bir eğitim de alır.
mantık felsefe sosyoloji gibi insan bilimlerinin dışında, dini
bilgiler ayet, hadis, fıkıh alanında bile uzman olur. hatta kur'ani
kerimi ezberler, darul kurra hafız olur.
Fen bilimlerin de geometri cebir matematik alanın da gene
yetenekli ve verimlidir.
Ayrıca hekimlik bilimini de okuduğu için bu mesleği yapmasa bile
zamanın iyi hekimlerinden biri sayılır. Bunun somut örneği ilerde
haçlı güçleriyle savaşta ağır hasta olan düşmanı İngiltere kıralı
Arslan yürekli Rişarı tanınması için tebdili kiyafet yaparak tedavi
ettiğin de dünya insanlık tarihinde tarihi bir anektot olarak ortaya
çıkacaktır.
En önemlisi o çağ da fazlasıyla geçerli gerekli olan tüm savaş
sanatını yakın dövüş sanatını öğrenir. iyi cesur bir savaşçıdır. Mısır çöllerinde birçok ünlü korkunç haçlı Fransız, İngiliz şövelyaları yenerek Kahire’ye girdiği söylenir. Genç yaşında çağının eğitim alanlarından teorik ve pratik olarak başarıyla mezun olur. İmameddin zengi’nin vefatından sonra tahta çıkan oğlu Nurettin Zengi onu dikatle takip eder. gelişmesinden memnundur. Sonradan Selahaddin adını alacak yetenekli bir genç olan, Yusuf yirmi iki yaşında Şam emniyet müdürü olarak tayın edilir. Şam vilayetini hem emniyet müdürü hem bir vali gibi başarıyla yönetir. Kendilerinden önce Şam şehri nerdeyse başıboş bir şekilde yönetiliyordu. Her türlü kanunsuz hareketler almış başını gitmiş vaziyette. Halk korku içersinde günlerini geçiriyor. Bir sahip arıyordu. İşte o sahip Hükümdar Nureddin zenginin isabetli analizi ve atamasıyla Selahaddin ve babası Eyyüp oldu. Baba oğul kısa bir sürede Şam da asayiş ve güvenliği sağlar. Halk ta artık ileriye yönelik kaygı korku yoktur. Selahaddin'ın asıl amacı, hedefi ise ilerlemek Kudüs'ü haçlı düşmanlardan temizlemek, bunun için yemin eder. Hatta Kudüs kurtulmayana kadar kendisine gülmeyi, eğlenmeyi yasaklar. Devrin ünlü tarihçileri ve alimlerinden olan ibni şeddat ibnül esir İbni Kesir ve kadı ibni bahaddin şeddad, kadı el fazıl ibni kudame gibi daha bir çok tarihçi o dönemle ilgili bizlere ayrıntılı bilgiler verirler. Denilebilir ki belki hiç bir tarihsel dönem hakkında tarihçiler Selahaddin ve Eyyubi devleti hakkın da bu kadar geniş bilgiler bizlere vermemişlerdir. Selahaddin adı tabi ki kendisine boşuna verilmez. Mısır'a odaklanır. bu olgu ve durum artık yaşamının tek amacı olur. Selahaddin'nın tek idealinin Kutsal Kudüs şehrini haçlı işgalciler den kurtarmak olduğunun halkta herkes bunun farkındadır. Bu amacın başarıya ulaşmasının yolu ise Haçlı Kudüs Krallığının mütefiki, Şii Fatimi Halife el adid yönetiminin kesin
tasfiyesi ile mümkün olacağının bilincindedir. Çünkü şii halife yönetimi Kudüs'e önemli lojistik destek vermektedir. Aynı zaman da El Adid ikili oynamakta, Bağdat'ta Abasi Halifesiyle görüşür. Amacının Kudusü haçlılardan kurtarmak olduğunu söyler. Oysa Mısır’a eğemen olan Şii halife ve özelikle kurnaz veziri şaver, yalan söyler. Çünkü taktik ve stratejik olarak çıkarları gereği haçlıların yanlarında yer alırlar. Zira sonuç ta Bağdat sünni Abasi halifesi asla şii halifeliği kabul etmezdi. Çünkü İslam aleminde diğer yerlerde olsun iki başlı yönetim, iki halife olamazdı Selahhaddin Kudüse gidecek yolun Mısır’dan dolaysıyla Mısır sultanı Halife EL Adidi tasfiyeden geçtiğinin bilinceydi. Buda öyle kolay bir mesele değildi. Ama Allah vergisi cesaret, gibi birçok meziyete sahip Selahaddin
Kürt güçleriyle birlikte Türk güçleri ve Türk komutan Bahaddin Karakuşla birlikte bu amaca ulaşacaklardır. Kudüs savaşında Selahaddin cepheden cepheye savaşır. Gönülsüz savaşan Arap bedevilerine neredeyse yalvarır, onlara para vererek savaşa zorlar. Tabi bu bilgileri bizlere devrin tarafsız tarihçileri söyler. Devam edecek