NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ- 62-

İslam kahramanı Selahaddini Eyyubi’nin hayatının çoğu savaşlar da geçti. Zorlu meşakkatli bir yaşamı oldu. Bir kaç defa yaralanmış. Hele haşhaşi çetelerinin saldırısın da kendini savunarak mutlak bir ölümden kurtuldu. Yine Kudüs fethinden önce Harran'da ateşli bir hastalıktan muzdarip olur. Bir kaç kez ciddi ateşli hastalık geçirmiştir. Öldürmeyen Allah öldürmez. Belki de Cenabı hak, kendisini Kudüs'ün fethi için korumuş. Ama bu defa hastalığı geçmez. Kış boyu hastalıkla pençeleşir. Doktorların ilahi mukaderat karşısında yapacakları fazla bir şey yoktur, önlem bir yere kadardır. Fazla bir şey yapamazlar. Sağlığı ile ilgili başta Başkent Şam olmak üzere Tüm Eyyubi devleti şehirleri ve halkı sürekli dua eder. Mütevazi devlet malikanesinden hayırlı haber bekler. Heyhat İyi haber gelmez. Herkes üzüntü içindeler. Yakın akrabalarından daha sevdikleri bir kişiyi kayıp etmek üzereler. Çare yoktur çünkü kutsal kitap Kuran’da “Kulli nefsi zaiketün mevt” Meali her nefis ölümü tadacaktır denilmektedir. Nitekim bu acı haberi teyit eden bir görüntü ile karşılaşırlar ecelin geldiğini bilen sultan adamlarına bildirir. Devletinin bayrağını indirir. Bayrağın yerine kefeni asılır. Bunu görenlerin üzüntüleri anlatılmaz. Ancak yaşayan bilir. Çünkü bu adil hükümdar, Herkese maddi manevi eşit davranmış paylaşmasını bilmişti. Kendisi için hiç bir maddi servet edinmedi. Halk bunu biliyordu. Şam sokakların da dellalar emir üzerine bağırırlar. Ey ahali duyduk duymadık demeyin. Sultan Selahaddin’in bu Dünya'dan götüreceği ancak bu bez parçası kefendir. Kimin hakkı Allah’ın kulu Selahaddin'de varsa gelsin hakkını alsın diye ilan yapılır. Halkın hiç kimsenin Selahaddin den alacağı bir şey yoktur. Çünkü yüce Sultan kul hakkı yememiştir. Vermiş almamıştır. Nihayet acı haber 4 Mart 1193 te halka verilir. Selahaddin’i Eyyubi vefat etmiş. Şam halkı anlatılmaz bir acı yaşar. Herkes çoluk çocuk ağlamaktadır, belki dünya tarihinde belki yine birilk yaşanmaktadır. Aziz sultan sağlığında devletin ve kendisinin tüm parasını garip, gurebaya, yoksullara dağtmıştır. Bu nedenle naaşı kaldırılacak para bile yoktur. Devletin kasasında bir kaç gümüş dirhem bulunmakta. Selahaddin sağlında kendi servetini de halka dağıtmış. Mübarek Sultanın Cenazesi borç para alınarak defin edilir. Allah rahmet eylesin. Selahaddin’in Veziri, katibi arkadaşı olan Kadı Fadıl, sultanın sade mütevazi bir insan olduğunu, lüksü forsu, hiç sevmediğini belirtir. Başka birçok tarihçi Ahlakının olgun ve yumuşak olduğunu söyler. Devlet memurlarıyla oturur sohbet eder. Onu tanımayanlar hükümdar olduğunu tahmin etmezlerdi. "Ben Allah’ın yolunun hizmetçisiyim" sözünü yeri zamanı geldiğin de sık kullandırdı. Ayrıca kibirli olmadığı, kibirli hükümdarları sevmediği anlatılır. Ana dili Kürtçe dışında Arapça, Türkçe, Farsça bilirdi. Eyyubiler döneminde sosyal, ekonomik, sağlık durumu diğer devirlerden çok gelişmişti. Şam'da Nurettin hastanesi, Kahire'de Selahaddin hastanesi yapılmış hizmet vermiştir. Bunlar çağına göre mükemmel tıp merkezleriydi. Buralarda kadınların, erkeklerin ayrı tedavi bölümleri vardı. Ruh ve sinir hastalıkları için de ayrı bölüm yapılmıştır. Tarihte belki ilk kez devrine göre bilimsel bir şekilde sinir ilaçları kullanılmış. Hastanelerin yanında kimsesiz bakıma muhtaç çocuklar ve fakirlerin korunması için birçok bakım evi, misafir hane açılmıştı. Eyyubiler döneminde teknik ve sanat ta gelişmiştir. Şam ve Kahire'de cam imalat haneleri, buğday pirinç saplarından pamuktan kağıt üreten kağıt değirmenleri kurulmuştur. Eyyubi devletinin en önemli özeliği feth ettikleri yerleri yakıp yıkmaz. Oraları imar eder İslam ülkelerin de çok sayıda camiler medreseler hanlar hamamlar Eyyubiler döneminde yapılmıştır. El sanatlarında bakır işleri gelişmişti. Sonu olarak: Kudüs'ün fethi elbette çok önemli bir olay. Ancak Kudüs kadar önemli bir olay Mısır'da şii Fatimi halifeliğinin Selahaddin’i Eyyubi ve arkadaşları tarafından kaldırılmasıdır. Zira bu Halifelik kaldırılmasaydı muhtemelen Ortadoğu’ya gittikçe yayılacaktı. Sanırım birçok aydının gözünden kaçan bu durum, ehli sünnet vel cemaat mezhepleri için hayati bir durumdu. Görüşüm Fatimi halifeliği devam etseydi Şiilik muhtemelen daha fazla çoğalacaktı. Belki de İslam aleminde daha büyük bir mezhep kargaşası olacak, ihtilaflar daha çoğalacaktı. Birçok neden ötürü Selahaddini Eyyubi ve Eyyubi devletinin İslam tarihinde mümtaz bir yeri vardır.
Ekleme Tarihi: 10 Şubat 2022 - Perşembe

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ- 62-

İslam kahramanı Selahaddini Eyyubi’nin hayatının çoğu

savaşlar da geçti. Zorlu meşakkatli bir yaşamı oldu.

Bir kaç defa yaralanmış. Hele haşhaşi çetelerinin saldırısın da

kendini savunarak mutlak bir ölümden kurtuldu.

Yine Kudüs fethinden önce Harran'da ateşli bir hastalıktan

muzdarip olur.

Bir kaç kez ciddi ateşli hastalık geçirmiştir. Öldürmeyen Allah

öldürmez. Belki de Cenabı hak, kendisini Kudüs'ün fethi için

korumuş.

Ama bu defa hastalığı geçmez.

Kış boyu hastalıkla pençeleşir. Doktorların ilahi mukaderat

karşısında yapacakları fazla bir şey yoktur, önlem bir yere

kadardır. Fazla bir şey yapamazlar. Sağlığı ile ilgili başta

Başkent Şam olmak üzere Tüm Eyyubi devleti şehirleri ve halkı

sürekli dua eder. Mütevazi devlet malikanesinden hayırlı haber

bekler.

Heyhat İyi haber gelmez. Herkes üzüntü içindeler. Yakın

akrabalarından daha sevdikleri bir kişiyi kayıp etmek üzereler.

Çare yoktur çünkü kutsal kitap Kuran’da “Kulli nefsi zaiketün

mevt” Meali her nefis ölümü tadacaktır denilmektedir. Nitekim

bu acı haberi teyit eden bir görüntü ile karşılaşırlar ecelin

geldiğini bilen sultan adamlarına bildirir. Devletinin bayrağını

indirir. Bayrağın yerine kefeni asılır.

Bunu görenlerin üzüntüleri anlatılmaz. Ancak yaşayan bilir.

Çünkü bu adil hükümdar, Herkese maddi manevi eşit

davranmış paylaşmasını bilmişti. Kendisi için hiç bir maddi

servet edinmedi. Halk bunu biliyordu. Şam sokakların da

dellalar emir üzerine bağırırlar.

Ey ahali duyduk duymadık demeyin. Sultan Selahaddin’in bu

Dünya'dan götüreceği ancak bu bez parçası kefendir. Kimin

hakkı Allah’ın kulu Selahaddin'de varsa gelsin hakkını alsın diye

ilan yapılır. Halkın hiç kimsenin Selahaddin den alacağı bir şey yoktur. Çünkü yüce Sultan kul hakkı yememiştir. Vermiş almamıştır. Nihayet acı haber 4 Mart 1193 te halka verilir. Selahaddin’i Eyyubi vefat etmiş. Şam halkı anlatılmaz bir acı yaşar. Herkes çoluk çocuk ağlamaktadır, belki dünya tarihinde belki yine birilk yaşanmaktadır. Aziz sultan sağlığında devletin ve kendisinin tüm parasını garip, gurebaya, yoksullara dağtmıştır. Bu nedenle naaşı kaldırılacak para bile yoktur. Devletin kasasında bir kaç gümüş dirhem bulunmakta. Selahaddin sağlında kendi servetini de halka dağıtmış. Mübarek Sultanın Cenazesi borç para alınarak defin edilir. Allah rahmet eylesin. Selahaddin’in Veziri, katibi arkadaşı olan Kadı Fadıl, sultanın sade mütevazi bir insan olduğunu, lüksü forsu, hiç sevmediğini belirtir. Başka birçok tarihçi Ahlakının olgun ve yumuşak olduğunu söyler. Devlet memurlarıyla oturur sohbet eder. Onu tanımayanlar hükümdar olduğunu tahmin etmezlerdi. "Ben Allah’ın yolunun hizmetçisiyim" sözünü yeri zamanı geldiğin de sık kullandırdı. Ayrıca kibirli olmadığı, kibirli hükümdarları sevmediği anlatılır. Ana dili Kürtçe dışında Arapça, Türkçe, Farsça bilirdi. Eyyubiler döneminde sosyal, ekonomik, sağlık durumu diğer devirlerden çok gelişmişti. Şam'da Nurettin hastanesi, Kahire'de Selahaddin hastanesi yapılmış hizmet vermiştir. Bunlar çağına göre mükemmel tıp merkezleriydi. Buralarda kadınların, erkeklerin ayrı tedavi bölümleri vardı. Ruh ve sinir hastalıkları için de ayrı bölüm yapılmıştır. Tarihte belki ilk kez devrine göre bilimsel bir şekilde sinir ilaçları kullanılmış. Hastanelerin yanında kimsesiz bakıma muhtaç çocuklar ve fakirlerin korunması için birçok bakım evi, misafir hane açılmıştı. Eyyubiler döneminde teknik ve sanat ta gelişmiştir. Şam ve Kahire'de cam imalat haneleri, buğday pirinç saplarından pamuktan kağıt üreten kağıt değirmenleri kurulmuştur. Eyyubi devletinin en önemli özeliği feth ettikleri yerleri yakıp yıkmaz. Oraları imar eder İslam ülkelerin de çok sayıda camiler medreseler hanlar hamamlar Eyyubiler döneminde yapılmıştır. El sanatlarında bakır işleri gelişmişti. Sonu olarak: Kudüs'ün

fethi elbette çok önemli bir olay. Ancak Kudüs kadar önemli bir olay Mısır'da şii Fatimi halifeliğinin Selahaddin’i Eyyubi ve arkadaşları tarafından kaldırılmasıdır. Zira bu Halifelik kaldırılmasaydı muhtemelen Ortadoğu’ya gittikçe yayılacaktı. Sanırım birçok aydının gözünden kaçan bu durum, ehli sünnet vel cemaat mezhepleri için hayati bir durumdu. Görüşüm Fatimi halifeliği devam etseydi Şiilik muhtemelen daha fazla çoğalacaktı. Belki de İslam aleminde daha büyük bir mezhep kargaşası olacak, ihtilaflar daha çoğalacaktı. Birçok neden ötürü Selahaddini Eyyubi ve Eyyubi devletinin İslam tarihinde mümtaz bir yeri vardır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.