Öğrencilerimizin her zamanki gibi bu görüşlerinde de arkalarında olduğumu belirtiyorum. Altına imzamı atarken yetkililerin dikkatine sunuyor ivediyetle imkan dâhilinde çözümünü bekliyoruz. Eğitim deyince, her fikirden insanın ortak değeri olan bir manevi olgu gelir insanların aklına. Gerekirse "Ceketimi satar çocuğu okuturum" bilinci ve hissi vardır en dar gelirli ailede bile. Eğitimin, seviyeyi yükselteceğine, kültür düzeyini, medeniyeti artıracağına, etik davranışları geliştireceğine, kısacası dertlere derman olacağına inanılır. Ama yöresel bir deyimimizle bugünkü eğitim sistemi "Hangi derdimize dermandır" Bu köşe yazımızda öğrencilerimizin görüşlerini dinleyip yer vereceğiz dediğimizde; yalnızca iki saat zarfında ulaştığımız arkadaşlardan çoğu "Hamdolsun" dedi, yani şikâyetini söylemedi, bu kanaatkârlılıklarını da kutluyorum. Üç öğrenci arkadaşımız da sorunlarını edep çerçevesinde dile getirdiler. Onları da haklarını aradıkları için ayrıca kutluyorum.  (Kıbrıs'ta) Özel Üniversite'de okuyanlardan yatay geçişle yurda dönmek isteyenler olduğu halde teknik yönetmeliklerin bunu kısıtladığını bu yüzden belki de okulu bırakmak zorunda kalacaklarını dillendirdi. Önlisans'ta son senesini okuyan bir diğer arkadaşımız KPSS sınavının erkene alınmasının haksızlık olduğunu, hazırlıksız yakalandıkları tezini savunuyor. Son olarak önlisanstan mezun olan arkadaşımız KPSS yüzünden gençlerin zor durumda kaldıklarını mağdur olduklarını söylüyor. Eğitim sistemi sorun çözücü özelliğinden bir yana bırakalım, öğrencilerimizin başına daha beter sorunlar çıkarmaktadır.