Cimrilik üzerine söylenen bir mesel. Urfa’da söylencelere mesele denir. Geçmiş zamanda Urfa’da çok cimri bir kişi
varmış. Bir gün gönlü ciğer ister. Kasap pazarına ciğer almaya gider. Kasaplar ciğerin bir lira olduğunu söyler. Adam pahallı
der, almaz. Artık her gün kasap pazarına gider sorur. Ciğer fiyatı ucuz olmasına rağmen ciğer cimri adama pahalı gelir.
Çünkü eskiden Urfa’da buzdolabı yokken, yazın kasaplar akşama yakın ciğerler satılmadığı için bedava denilecek bir
fiyata satarlarmış. Bu cimri adam bundan dolayı ciğerin daha ucuz olmasını bekler. Her gün gittiği kasap pazarındaki bir
kasap bu adamdan rahatsız olur. Adama mahsus, Birecik’e git ciğer orada daha ucuzdur der.
Cimri adam Kül akıl Birecik’e Kasap pazarına ciğer almaya gider. Meğer ciğer, Birecik’te Urfa’dan daha pahalıdır.
Birecikli kasap bu adama, Antep’e git orada bir kasap’ın bedava ciğer verdiğini söyler.
Bu cimri adam akşama doğru Antep’te bedava ciğer veren kasap’ın yanına gider. Kasap adama şimdi ciğer kalmadı.Yarın
sana istediğin kadar ciğer bedava veririm der. Bu akşam eve gidelim, bizde kalırsın. Kasapla bu cimri adam kasap’ın evine
gelirler. Evin avlusunda bir mezar vardır. Kasap eve gelir gelmez eline bir sopa alır, yüz defa mezara söverek vurur. Urfalı cimri adam bu olaya hayret eder bu ne iştir, bu mezar nedir, burada diye kasaptan sorur. Kasap meseleyi anlatır. Bu mezar bu evin sahibinin mezarıdır. Çok cimri biriymiş. Var yemez bir kişi imiş. Karısı bu huyundan nefret edermiş. Adam ölmüş, vasiyeti üzerine kendisini evinin avlusuna defin etmişler.
Karısı duldur evlenmek ister. Ancak bir şartı vardır. Benle kim evlenirse gelecek bu mezara yüz sopa vuracak, sövecek, birde
bedava ciğer dağıtacak diye şart koşmuş. Bunu duyan Urfalı cimri kişi şok olur. Orada kalmaktan, bedava ciğer almaktan
vazgeçer. Doğru Urfa’nın yolunu tutar, Urfa’ya gelir.
Bir yığın eşya çarşıdan alır eve gelir. Hanımı bu cömertliğe hayret eder kocası hiçbir vakit (Sapkana) böyle bir şey
yapmamıştır. Cimri adam Antepli kasaptan büyük ders almıştır.
Olayı karısına anlatır. Cimrilik yapmaktan çok pişman olduğunu karısına söyler. Bir daha böyle cimrilik yapmayacağına dair söz verir. Yemeyenin malını yerler der. Diğer bir söylence ile devam edelim. Urfa’nın yakın köylerinden bir genç şehirde alış verişini yaptıktan sonra köyüne gitmek üzere yola çıkar. Hızmalı köprüde bir yaşlı adama rastlar, selam verir. Amca neyi bekliyorsun der. Yaşlı adam ben Maşık köyüne gideceğim, bir kişi ile beraber gitmek isterim. Genç bende aşık köyündenim. İki köy komşudur. Beraber gideriz der. Beraber yola çıkarlar. Genç yaşlıya sen yoruldun mu ben seni kaldırım ben yoruldum mu sen beni kaldırırsın der. Yaşlı adam bu sözü anlamaz kızar. Mevsim kıştır. Bir süre gittikten sonra önlerine bir buğday tarlası çıkar. Genç bu buğday biçilmiştir der. İhtiyar gene kızar,oğlum sen deli misin daha buğday bir karış nasıl biçilir. Biraz daha gittikten sonra bu defa bir cenaze görürler. Genç bu ölü değil diridir der. İhtiyar gene bu mantıksız sözlerden dolayı tekrar gence kızar. Oğlum der ölüye nasıl diridir dersin diye çıkışır. İhtiyarın köyüne gelirler. İkisi de çok yorulmuş, acıkmışlar. Yaşlı adam genci evine davet eder. Acıkmışsın biraz yorgunluğun gitsin, yemek ye sonra gidersin. İhtiyarın zeki genç bir kızı vardır. Kızına acele bize bir yemek yap yesin gitsin. Kız güzel bir yemek yapar. Karınlarını doyururlar. Kız babasına niye bu adamdan kızdın diye sorur. Babası kızım bununla ilk arkadaşlık yaptığımızda bu genç sen yorulunca ben seni kaldırım ben yorulunca sen beni kaldırırsın dedi bu söz bana saçma geldi. Kız baba bunun anlamı konuşa, konuşa geliyorsunuz anlamı biri birinizin sözünü kaldırın. Ya yeşil tarla biçilmiş ne demek. Kız baba eğer tarlanın sahibi borçlu ise biçilmiş demektir. Yani buğday hasadında adamın eline bir şey geçmeyecek demektir. Peki, ölüye nasıl diri der. Kız baba bu sözde doğrudur. Eğer ölen kimse imanını kurtarmışsa diri demektir. İhtiyar bu gencin kızı gibi zeki biri olduğunu anlar, genci sever. Gençte kızda bekardır. Biri birlerini beğenirler. Yaşlı adam gençten Adını sorur, adım kazan der. Kızımın adı da kapaktır. Kazan yuvarlanmış kapağını bulmuştur der, nikahlarını kıyar. Devam edecek