NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

PAHALLIK ARTTI YOKSULLAR ÇOĞALDI

Enflasyon, halk deyimiyle pahallık zengini daha zengin, fakiri daha fakir eden, bir nevi bir faizdir. Zengini çok etkilemez, hatta birçok zenginin lehine olur. Çünkü ellerinde malları olan mal sahipleri tüccarlar bundan yoksullar alehine kendilerinin lehine bundan oldukça kazançlı çıkarlar. Enflasyon gelir dağılımı bozukluğu yarattığı için, zengin sınıf ile yoksul sınıf arasında aşılmaz farklar oluşturur. Pahallık sonuç olarak yoksullar için bir zulumdür, açlıktır, perişanlıktır. Bu durumu bir anlamda yansıtan bir Urfa halk sözünü bu vesileyle tekrar hatırlatalım "Bazılarına beşbirlik, bazılarına Seferberlik" beşbirlik altın demektir. Seferberlik savaş demektir. Savaşa hazırlık demektir. yokluk, perişanlık, acı ve ızdırap demektir. Yoksulluğun derdını, acısını ancak çeken bilir. Bir Urfalı kürkçü esnafının dediği gibi "İçen bilir, bu şerbetin tadını" derdi. Acı bir şerbettir yoksulluk, Yine halk deyimiyle "Ateşten bir gömlektir". Biraz uzatıyorum ama! damdan düşenin halinden damdan düşen bilir. Varlıklı, kişiler ile varlıklı politikacılar, hiç fakir, yoksul, işsiz, aç yoktur derler. Bu yalandır, aldatmadır, suçluluk psikolojisinin verdiği bir savunma refleksidir. Oysa devletin verdiği resmi TUİK rakamlarına göre bile bu ülkede milyonlarca insan işsizdir. Peki; enflasyon neden olur? bu sorunun bir değil birçok nedeni vardır. Ülkemiz Türkiye'de yaşanan enflasyonun nedeni, açık söyleyım, yazayım, rüşvet, israf, şatafatlı lüks yaşamdır. Bunun adı başka bir tanımla bazı devlet yetkilileri ile haram yıyen şahısların devletin ile halkın malını yağma ve talan etmedir. Ülkemizde insanlar şimdi, çocukları aileleriyle birlikte bir açlık, hayata, yaşama tutunma mücadelsi veriyorlar. Çocukların çoğu okullarda bir yıyecek yıyemıyorlar. En ucuz bir yemek 20 liradan aşağı değildir. Bunun sorumlusu Rüşvet verenler ile alanlardır. Geniş halk kitleleri eti, peyniri, sütü unutmuş, bulgur ile makarna ile geçinmek zorunda kalıyorlar. İşte bunun basit bir izahı! Hiç bir geliri olmayan milyonlarca asgari ücretle geçinen bir kişinin kendisi, hanımı, ve en az iki çocuğu olsa, ekmeğin beş lira olduğu, bir yerde nasıl geçinecek, nasıl tok kalacakladır diye bir zahmet varın sizde biraz düşünün. Ayrıca asgari ücret ellerine geçmeyen bu ücretin yarısına çalışmak isteyen milyonlarca işsiz insan vardır bu ülkede. Devletin resmi kurumları azda olsa bu gerçekleri belirtıyorlar. Geçen haftalarda gözleri ışıldıyan sevimli Maliye bakanı Nurettin Nebati sosyal yardım alan, bu yardımla geçinenler yaklaşık bir milyondan, dört milyon kişiye çıkardık diye bununla övünüyor. Aslında bu açıklama yoksulluğun ve açlığın resmi açıklamasıdır. Bizim Urfa'da bir söz vardır "Elden gelen övün olmaz o da yerinde olmaz" denilir. Taşıma suyla her zaman değirmen dönmez. Çalışma alanlarının açılıp ıstihdam yaratılıp sürekli bir üretim yapılıması gerekir. Zira insanların ihtiyaçları yaşadıkları müddetçe sürekidir, sınırsızdır. Bir çin atasözünde denildiği gibi "Bana balık verme, balık tutmasını öğret" yani iş alanlarını aç anlamına geldiği açıktır. Sadaka yöntemi ile olmaz. Varolan somut koşulları kabul etmek gerekir. Ancak böylece çözüm yoluna gider, çözüm ve çare olunur. Somut durum Ülkemiz diğer dünya ülkelleri gibi kapitalis bir ekonomi ile idare ediliyor. Bu sistemden kısa bir sürede kurtuluş veya vazgeçmek olmadığı için bu insafsız sömürücü stemin kuralına göre, oynamak gerekir ki yoksul insanlar çok zararlı çıkmasınlar. Faiz neden enflasyon sonuçtur, gerçekleri yansıtmaz. Gerçek durum bunun tam tersidir. Yüksek enflasyon akıllı bir faiz politikasıyla önlenir. Olacak bir durum değildir! Hem kapitalist bir ekonomi uygula, hemde bu sistemin tersine, dünyada hiç olmayacak bir şekilde ben ekonomistim ,ben ekonomiden anlarım de, ve varılan sonuç olarak dünyada enflasyonda acı bir tespittir şampiyon ol. Herşey ne hikmetse faizin düşmesiyle, enflasyon ile dolar zirve yaptı. Olan garip gurabeye oldu. Ben şahsen her türlü faize, sömürüye, haksız kazanca karşıyım. Ama somut şartların soyut değil somut çözümleri olması gerekir. Öyle muhafazakar söylemle, dindar halkımıza şirin görünmek politikası, aynı zamanda çıkmaz bir sokaktır, son tahlilde geniş halk kitlelerinin zararına bir ekonomik politika olur. Son bir iki yıl içerisinde dünyada hiç olmayan bir ekonomik politika uygulandı ve sonuç ortada. Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok. kapitalist ekonominin kurali kendi içerisinde gelir dağılımını çok bozmadan asgari bir çözümdür. Bunun başka bir yolu yoktur. Yazımızın sonunu klasik, ama doğru bir söylem ile sona erdirelim. Ya kapitalist ekonomi, ya dinsel ekonomi, ya da sosyalist ekonomi, bunun başka yolu çaresi yoktur. Öyle ikircikli günü kurtarma, islahatı maslahatçı bir politika ile bu iş yürümez, ve doğru olmaz.
Ekleme Tarihi: 21 Kasım 2022 - Pazartesi

PAHALLIK ARTTI YOKSULLAR ÇOĞALDI

Enflasyon, halk deyimiyle pahallık zengini daha zengin, fakiri daha fakir eden, bir nevi bir faizdir. Zengini çok etkilemez, hatta birçok zenginin lehine olur. Çünkü ellerinde malları olan mal sahipleri tüccarlar bundan yoksullar alehine kendilerinin lehine bundan oldukça kazançlı çıkarlar. Enflasyon gelir dağılımı bozukluğu yarattığı için, zengin sınıf ile yoksul sınıf arasında aşılmaz farklar oluşturur.

Pahallık sonuç olarak yoksullar için bir zulumdür, açlıktır, perişanlıktır. Bu durumu bir anlamda yansıtan bir Urfa halk sözünü bu vesileyle tekrar hatırlatalım "Bazılarına beşbirlik, bazılarına Seferberlik" beşbirlik altın demektir. Seferberlik savaş demektir. Savaşa hazırlık demektir. yokluk, perişanlık, acı ve ızdırap demektir.

Yoksulluğun derdını, acısını ancak çeken bilir. Bir Urfalı kürkçü esnafının dediği gibi "İçen bilir, bu şerbetin tadını" derdi. Acı bir şerbettir yoksulluk, Yine halk deyimiyle "Ateşten bir gömlektir". Biraz uzatıyorum ama! damdan düşenin halinden damdan düşen bilir.

Varlıklı, kişiler ile varlıklı politikacılar, hiç fakir, yoksul, işsiz, aç yoktur derler. Bu yalandır, aldatmadır, suçluluk psikolojisinin verdiği bir savunma refleksidir. Oysa devletin verdiği resmi TUİK rakamlarına göre bile bu ülkede milyonlarca insan işsizdir.

Peki; enflasyon neden olur? bu sorunun bir değil birçok nedeni vardır. Ülkemiz Türkiye'de yaşanan enflasyonun nedeni, açık söyleyım, yazayım, rüşvet, israf, şatafatlı lüks yaşamdır. Bunun adı başka bir tanımla bazı devlet yetkilileri ile haram yıyen şahısların devletin ile halkın malını yağma ve talan etmedir.

Ülkemizde insanlar şimdi, çocukları aileleriyle birlikte bir açlık, hayata, yaşama tutunma mücadelsi veriyorlar. Çocukların çoğu okullarda bir yıyecek yıyemıyorlar. En ucuz bir yemek 20 liradan aşağı değildir. Bunun sorumlusu Rüşvet verenler ile alanlardır.

Geniş halk kitleleri eti, peyniri, sütü unutmuş, bulgur ile makarna ile geçinmek zorunda kalıyorlar.

İşte bunun basit bir izahı! Hiç bir geliri olmayan milyonlarca asgari ücretle geçinen bir kişinin kendisi, hanımı, ve en az iki çocuğu olsa, ekmeğin beş lira olduğu, bir yerde nasıl geçinecek, nasıl tok kalacakladır diye bir zahmet varın sizde biraz düşünün.

Ayrıca asgari ücret ellerine geçmeyen bu ücretin yarısına çalışmak isteyen milyonlarca işsiz insan vardır bu ülkede.

Devletin resmi kurumları azda olsa bu gerçekleri belirtıyorlar.

Geçen haftalarda gözleri ışıldıyan sevimli Maliye bakanı Nurettin Nebati sosyal yardım alan, bu yardımla geçinenler yaklaşık bir milyondan, dört milyon kişiye çıkardık diye bununla övünüyor. Aslında bu açıklama yoksulluğun ve açlığın resmi açıklamasıdır.

Bizim Urfa'da bir söz vardır "Elden gelen övün olmaz o da yerinde olmaz" denilir. Taşıma suyla her zaman değirmen dönmez. Çalışma alanlarının açılıp ıstihdam yaratılıp sürekli bir üretim yapılıması gerekir. Zira insanların ihtiyaçları yaşadıkları müddetçe sürekidir, sınırsızdır.

Bir çin atasözünde denildiği gibi "Bana balık verme, balık tutmasını öğret" yani iş alanlarını aç anlamına geldiği açıktır. Sadaka yöntemi ile olmaz.

Varolan somut koşulları kabul etmek gerekir. Ancak böylece çözüm yoluna gider, çözüm ve çare olunur.

Somut durum Ülkemiz diğer dünya ülkelleri gibi kapitalis bir ekonomi ile idare ediliyor. Bu sistemden kısa bir sürede kurtuluş veya vazgeçmek olmadığı için bu insafsız sömürücü stemin kuralına göre, oynamak gerekir ki yoksul insanlar çok zararlı çıkmasınlar.

Faiz neden enflasyon sonuçtur, gerçekleri yansıtmaz. Gerçek durum bunun tam tersidir. Yüksek enflasyon akıllı bir faiz politikasıyla önlenir.

Olacak bir durum değildir! Hem kapitalist bir ekonomi uygula, hemde bu sistemin tersine, dünyada hiç olmayacak bir şekilde ben ekonomistim ,ben ekonomiden anlarım de, ve varılan sonuç olarak dünyada enflasyonda acı bir tespittir şampiyon ol.

Herşey ne hikmetse faizin düşmesiyle, enflasyon ile dolar zirve yaptı. Olan garip gurabeye oldu. Ben şahsen her türlü faize, sömürüye, haksız kazanca karşıyım. Ama somut şartların soyut değil somut çözümleri olması gerekir. Öyle muhafazakar söylemle, dindar halkımıza şirin görünmek politikası, aynı zamanda çıkmaz bir sokaktır, son tahlilde geniş halk kitlelerinin zararına bir ekonomik politika olur.

Son bir iki yıl içerisinde dünyada hiç olmayan bir ekonomik politika uygulandı ve sonuç ortada. Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok. kapitalist ekonominin kurali kendi içerisinde gelir dağılımını çok bozmadan asgari bir çözümdür. Bunun başka bir yolu yoktur.

Yazımızın sonunu klasik, ama doğru bir söylem ile sona erdirelim. Ya kapitalist ekonomi, ya dinsel ekonomi, ya da sosyalist ekonomi, bunun başka yolu çaresi yoktur. Öyle ikircikli günü kurtarma, islahatı maslahatçı bir politika ile bu iş yürümez, ve doğru olmaz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.