NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

EMEKLİNİN ASGARİ ÜCRET KADAR DEĞERİ YOK

Türkiye Cumhuriyeti halkı, iktidarın yanlış sosyal ve ekonomik politikası sonucunda tarihinin en büyük ekonomik sıkıntısını yaşıyor. Enflasyon, resmi TÜİK rakamlarına göre hayat pahallığı yüzde 85 olarak hesaplanıyor, oysa pahalılık, gerçekte bu rakamın iki katı kadar enflasyon olduğunu bağımsız enflasyon araştırma grubu ENAGRUP gerçek enflasyonun % 170 olduğunu saptamıştır. Bunun böyle olduğunu doğru olduğunu halk kendi yaşamından biliyor. Enflasyon yoksulu daha yoksul zengini daha zengin yapıyor. Sınıflar arasındaki denge ve mesafe gittikçe açılıyor. Orta direk denilen orta sınıf nerdeyse kalmamıştır. En büyük sorun yoksulluk ve işsizliktir. Dört kişilik bir ailenin açlık oranı 8 bin liraya dayanmıştır. Yani bu rakamın altında olan aileler resmen aç durumdalar. Bilimsel verilere yalniz ekmek ve makarna ile tok olunmuyor. Kaldıki geniş kitleler ekmek almakta bile zorlanıyorlar. Burada en büyük sorun elbette işsizliktir. Bu konu ekonomik olarak sözün bittiği yerdir. Biz asıl çalışan kesimlerle emekli olanların maaş durumlarını incelemek zorundayız. Ülkemizde çalışan kesimler arasında olduğu gibi emekli olanlar arasında özelikle SSK emeklileri arasında büyük oranda maaş farkları vardır. Bunun nedeni emekli maaş ödeme kurallarının birkaç defa değiştirilmesidir. Aynı yıl ve prim ödemiş olan işçiler arasında yine önemli farklar vardır. Örneğin iki bin yıl öncesi emekli olan işçilerle iki bin yılı sonrası arasında önemli oranda maaş farkları oluşmuştur. İki bin yılından önce emekli olan işçilerin maaşlarını iyileştirme projesinin adı olan intibak yasası bu büyük açığı kapatamamıştır. İki bin yılından sonra çıkartılan emekli maaşı bağlama oranı yine bu soruna çare olmamıştır. SSK emekli maaşı bağlama oranı ve hesaplaması bu tarihten sonra emekli olan işçilerin bir kısmının maaşları yükseltilirken bir kısmının maaşları daha da azalmış hale getirildi. Anlayacağınız SSKemeklilerinde maaş bağlama oranı sağlam bir şekille getirilmedi. Bu defa iki bin yılından sonra emekli olanlar bu tarihten önce emekli olan işçilere tanınan intibak yasasının bir emsal olarak kendilerine de verilmesini talep ediyorlar. Haklı olan emsal olan bu talep şimdiye kadar anlaşılmaz bir şekilde yerine getirilmemiştir. Ülkemizde Aralık ayı gelince çalışan ve emekli kesimler ocak ayında yapılacak ücret artışları konuşulmaya başlar. Bu yıl ençok asgari ücretli işçilerin maaş artışaları sıkça konuşulmaya başlandı. 5500 lira olan asgari ücretın 8-9-10-12 bin lira olması gerektiğni sikça söyleyen çevreler var. Buna iş verenlerin dışında kimsenin karşı çıkması yanlıştır, doğru olmaz. Ancak bu ülkede asgari ücretlilerden daha kötü ekonomik maddi sıkıntıda olan emekliler nedense asgariücretli kadar gündeme getirilmiyor. Bunu anlamak mümkün değildir. bir haksızlıktır. Oysa ülkemizde yıllarca çalışmış sigotta primi vermiş emeklilerin % 70'ı asgari ücretlilerin altında 3500 lira maaşla açlık sınırının çok altında bir maaşla yaşamaya çalışıyor. Biz de bu nedenle yazının başlığında dediğimiz gibi emeklinin asgari ücretli kadar değeri yok dedik. Ortalama 30 yılçalışmış, prim ödemiş insanlar asgari ücretlinlerin yarısı kadar maaş alıyor. Bunu vicdanların kabul etmemesi lazım. Bu somut gerçeklikten dolayı, adaletin, hukukun, vicdanın gereği olarak emekli maaşının asgari ücret kadar olması hakkın ve vicdanın gereğidir.
Ekleme Tarihi: 16 Aralık 2022 - Cuma

EMEKLİNİN ASGARİ ÜCRET KADAR DEĞERİ YOK

Türkiye Cumhuriyeti halkı, iktidarın yanlış sosyal ve ekonomik politikası sonucunda tarihinin en büyük ekonomik sıkıntısını yaşıyor. Enflasyon, resmi TÜİK rakamlarına göre hayat pahallığı yüzde 85 olarak hesaplanıyor, oysa pahalılık, gerçekte bu rakamın iki katı kadar enflasyon olduğunu bağımsız enflasyon araştırma grubu ENAGRUP gerçek enflasyonun % 170 olduğunu saptamıştır.

Bunun böyle olduğunu doğru olduğunu halk kendi yaşamından biliyor. Enflasyon yoksulu daha yoksul zengini daha zengin yapıyor.

Sınıflar arasındaki denge ve mesafe gittikçe açılıyor. Orta direk denilen orta sınıf nerdeyse kalmamıştır. En büyük sorun yoksulluk ve işsizliktir. Dört kişilik bir ailenin açlık oranı 8 bin liraya dayanmıştır. Yani bu rakamın altında olan aileler resmen aç durumdalar. Bilimsel verilere yalniz ekmek ve makarna ile tok olunmuyor. Kaldıki geniş kitleler ekmek almakta bile zorlanıyorlar.

Burada en büyük sorun elbette işsizliktir. Bu konu ekonomik olarak sözün bittiği yerdir. Biz asıl çalışan kesimlerle emekli olanların maaş durumlarını incelemek zorundayız.

Ülkemizde çalışan kesimler arasında olduğu gibi emekli olanlar arasında özelikle SSK emeklileri arasında büyük oranda maaş farkları vardır. Bunun nedeni emekli maaş ödeme kurallarının birkaç defa değiştirilmesidir.

Aynı yıl ve prim ödemiş olan işçiler arasında yine önemli farklar vardır. Örneğin iki bin yıl öncesi emekli olan işçilerle iki bin yılı sonrası arasında önemli oranda maaş farkları oluşmuştur. İki bin yılından önce emekli olan işçilerin maaşlarını iyileştirme projesinin adı olan intibak yasası bu büyük açığı kapatamamıştır.

İki bin yılından sonra çıkartılan emekli maaşı bağlama oranı yine bu soruna çare olmamıştır. SSK emekli maaşı bağlama oranı ve hesaplaması bu tarihten sonra emekli olan işçilerin bir kısmının maaşları yükseltilirken bir kısmının maaşları daha da azalmış hale getirildi. Anlayacağınız SSKemeklilerinde maaş bağlama oranı sağlam bir şekille getirilmedi.

Bu defa iki bin yılından sonra emekli olanlar bu tarihten önce emekli olan işçilere tanınan intibak yasasının bir emsal olarak kendilerine de verilmesini talep ediyorlar.

Haklı olan emsal olan bu talep şimdiye kadar anlaşılmaz bir şekilde yerine getirilmemiştir. Ülkemizde Aralık ayı gelince çalışan ve emekli kesimler ocak ayında yapılacak ücret artışları konuşulmaya başlar. Bu yıl ençok asgari ücretli işçilerin maaş artışaları sıkça konuşulmaya başlandı. 5500 lira olan asgari ücretın 8-9-10-12 bin lira olması gerektiğni sikça söyleyen çevreler var. Buna iş verenlerin dışında kimsenin karşı çıkması yanlıştır, doğru olmaz.

Ancak bu ülkede asgari ücretlilerden daha kötü ekonomik maddi sıkıntıda olan emekliler nedense asgariücretli kadar gündeme getirilmiyor. Bunu anlamak mümkün değildir. bir haksızlıktır.

Oysa ülkemizde yıllarca çalışmış sigotta primi vermiş emeklilerin % 70'ı asgari ücretlilerin altında 3500 lira maaşla açlık sınırının çok altında bir maaşla yaşamaya çalışıyor.

Biz de bu nedenle yazının başlığında dediğimiz gibi emeklinin asgari ücretli kadar değeri yok dedik. Ortalama 30 yılçalışmış, prim ödemiş insanlar asgari ücretlinlerin yarısı kadar maaş alıyor. Bunu vicdanların kabul etmemesi lazım.

Bu somut gerçeklikten dolayı, adaletin, hukukun, vicdanın gereği olarak emekli maaşının asgari ücret kadar olması hakkın ve vicdanın gereğidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.