Büyük Maraş depreminden etkilenen 11 ilden biri de Urfa oldu. Sabaha karşı olan depremde halkın büyük çoğunluğu kendilerini can havlıyla dışarıya attı. Arabası olanlar arabaya sığındılar. bağı, bahçesi , köyü olanlar arabalarına atlayıp bu yerlere gittiler. Depremden yaklaşık 20 gün geçmesine rağmen kırsal kesimlere giden, sığınan insanların bir bölümü hala evlerine dönmemişlerdir. Depremin tesirini en çok gören, en çok etkilenen insanlar yüksek binalarda oturanlardır. Şehrin dışarısında ve köylerde tek, iki, üç katlı evlerde korku ve tedirginlik fazla yaşanmadı. Çünkü deprem ve yıkılma anlarında insanlar evleri terk esip dişarıya çıkma imkanları kolay oluyor. Bundan dolayı şehrin merkez semtlerinde yaşayan ailler diş mahallerde akrabaları olanlar, köy evleri gibi güvenli yerlere sığındılar. Depremin ilk günü marketler ve fırınlar kapalıdı. İlk gün şehrimizde halk ekmek bulma sıkıntısı çekti. Ancak edindiğim bilgilere göre Şanlıurfa büyük şehir belediyesi kendi ekmek fabrikalarında yoğun bir mesayı ve iş gücü kullanarak halkın ekmek ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılamışlardır. Büyük şehir belediyesi bazı yerlerde halka sıcak çorba dağıtmıştır. Denilebilr ki belediyeler ilk iki gün içerisinde. ,Devletin ilgili bileşimlerinden daha hazırlıklı daha organize bir şekilde çalışmişlardır. Deprem günü özelikle fırınlar ve marketler beklenemeyen bir şekilde hizmet vermemişlerdir. Bu mantığı anlamak zor. Demek halkçı olmak, iyilik yapmak sözle olmuyor, icraatla oluyor. Belediye ve valilik fırın ve marketlere kapatma ile ceza uygulama baskısından sonra bu iş yerleri daha sonra açılmıştır. Halkın temel ihtiyaçlarını karşılamakla görevli bu iş yerlerinin bir özeleştiri yaparak halka açıklama hatta gerekirse özür dilemeleri gerekiyor. Belediye ve ilgili kurumlar ilk gün biraz geç kalmışlardır. Oysa yapmaları gereken işyerlerini açmayan ilgili yerleri derhal açtırmaları gerekirdi. Sanırım bu da bir deneyim ve ders oldu. İyi asil bir bir durum ise, maddi durumları iyi bazı hayır sever sahibi kişiler şehrin yoksul kesimlerinde fırınlarda halka bedava ekmek dağıtımı yapmışlardır. Şehrin 9 yerinde AFAD çadırları açılmıştır. Buralarda yine bazı dernekler ve partiler gıda ve yiyecek yardımları yapmışlardır. Ulvi davranışlarıyla bu iyi insanlar Hazreti İbrahim peygamberin birer değerli hemşerileri olduklarını kanıtlamışlardır. Temenimiz Allah bir daha böyle bir afet göstermesin, bir daha böylesi acil, olaganüstü durumlarda ilgili kurumlar kriz anında toplanarak halkın lehine acele kararlar almaları gerekir. keyfiliği vicdanlı hiç bir kimse kabul etmez. Ülkemiz az da olsa demokrasi ile yönetilen bir hukuk devletidir. keyfiliğe zaten izin verilmez. Yine edindiğim bilgilere göre Halka yardımda Halilye belediyesi öne çıkmıştır. Bunu Ahmet Yesevi mahalle muhtarı Ömer çiçek AKP'li belediye ile farklı bir siyasi görüşte olmasına rağmen açık yüreklice söylemiştir. Muhtar Çiçek'in ifadesine göre her türlü sorunumuzu Halilye belediyesine ilettiğimizde gece yarısı olsa bile başkan Canpolat telefonumuza çıkarak gerekli yardımları yapmıştır dedi. Ahmey Yesevi Mahallesinde Afad tarafından çok sayıda çadırlar kurulmuş, depremde mahzur kalanlar bu çadırlara güvenle yerleştirilmiştir. Burada yeri gelmişken Muhtar Ömer çicek'in kendi ekibiyle birlikte mahallesinde gece gündüz özverili bir şekilde çalıştıklarını belirtmek gerekiyor. Ayrıca belki en önmlisi Urfa Hiristiyan cemeatinden Sevgi yolu derneği başkanı Eyüp Badem ile arkadaşlarının Ahmet Yesevi Mahallesinde çadırda bir aş ocağı kurarak, çadır ve mahalle sakinlerine yönelik, beş gün her sabah çorba, akşam iki çeşit biri etli yemek çıkartmışlar, halka gıda, giyecek, barınma yardımları yapmışlardır.oldukça yardımcı olmuşlardır. Sayın Pastor Eyüp Badem ekibiyle birlikte Adıyaman'a giderek enkazdan insan kurtarma çalışmasına katılmış, 15 kişiyi enkazlardan sağ kurtarmışlardır, Oralarda gıda, bataniye, giyecek dağıtımını yapmışlardır. Bu yazının yazıldığı güne kadar Badem ve arkadaşları yardımlarına devam ediyorlar. Allah iyi yardım sever insanlardan razı olsun. İnsan olma, vicdanlı, imanlı olma böyle zor dar günlerde belli oluyor.