Edessa'da (Urfa) M.S 201 yılı kasım ayında Daysan ( Karakoyun) deresinin şiddetli yağışlar nedeniyle taşması, şehrin sular altında kalmasııyla iki binden fazla insanın ölmesinden sonra kral Abgar olası sel felaketlerine karşı bazı önlemler aldırdı. Dere kenarındaki iş yerlerinin dereden uzak yerlere taşımalarını emretti. Artık hiç bir kimsenin dere yatakları yanlarına mesken, baraka yapmalarını yasakladı. Zanatkarların, Edessa'da yağışların başladığı kasım ayından nisan ayı sonuna kadar gece iş yerlerinde kalmamalarını bildirdi. Ayrıcai,tüm kış mevsimi boyunca, şehri koruyan muhafızlardan bazılarının, suların şehre girdiği surların üzerinde gözcülük yapacaklar, nöbet bekleyecekler. Ani bastıran sağanak yağışları duyurmayan, dikkat sel geliyor diye bağırmayan bekçiler cezalandırılacaktı. Kral Abgar sel felaketinden sonra kendisi için yüksek bir yerde bulunan kalede bir kışlık saray yaptırdığı anlaşılıyor. Yaz aylarında ise pınarın yanında (Halilrahman gölü olması gerekiyor) kendisi için yeni inşa edilmiş yazlık sarayına iniyordu deniliyor. Krala yakın soylu kesim de sarayın bulunduğu yere yakın yüksek cadde denilen yerde yeni evler kurdular. Sel felaketinden sonra, şehrin eski huzuruna kavuşması için Kral, şehir içerisinde olsun, köylerde oturanlar olsun, şehir nüfus bakımından zenginleşinceye kadar vergilerin bağışlanmasını, beş yıl süreyle vergilerin kaldırılmasını bildirir. Abgar Kralığı dönemlerinde birçok tarih yazarı olmuştur. Bunların verdiği bigiler günümüze kadar gelmiştir. Bu bilgilerden anladığımız, kralın yazlık sarayının gölün ve derenin havzasında olduğunu anlıyoruz. Zaten 201 sel felaketinde kral ve ailesi kendilerini zorla kaleye çok acele giderek canlarını kurtarmışlardır. Kral Abgar edessa ikinci kez su baskınına uğrayınca bu defa "İranlıların kulesi" sarayın yakınında hatta sarayın içinde olmalıdır" deniliyor. Ancak bu kulenin gölün kenarında yazlık olan saray mı yoksa kalede olan kışlık saray mı olduğu net bilgisi anlaşılmıyor. Segal devam ediyor " Muhtemelen o Birket-i İbrahim'in güneyinde bugün hala ayakta duran kulenin bulunduğu yerdedir." Diyor. Bu deyimden anlaşılan, kale olması gerekiyor. Birde sarayın yanında Ayasofya adında muhteşem bir kılisenin olduğu bilgileri vardır. Segal devam ediyor "Abgar döneminin Hıristiyan Kılisesi - daha sonra eski Kılise diye adlandırılmıştır. Bu Kılise sarayın doğusunda ve alçak alanda yer almış olmalıdır.Bugünün Edessa'nın camilerinin Hristiyan Kıliselerinin yerleşim mahalleri inşa edildiklerini kabul edersek, kılısenin bulunduğu en muhtemel yer Makam-ı İbrahim olmalıdır. " diyor. İtiraf edeyim, bu kılisenin yerinin benim tahminim Halilrahmen gölünün doğusu şimdi büyük bir park olan yerdedir. Bu kılisenin olduğu bir gerçek, ama yeri konusunda net bir bilgi yoktur. Devam edecek