Akıl yüce yraatıcı tarafından insana verilmiş en büyük değerdir, mücevherdir. Ana ile ilgili söylenmiş bir tarihi sözü biraz değştirerek şöyle söylebiliriz, akıl başa tac imiş her derde deva imiş.
Sanılanın aksine İslam dini akla, bilgiye çok önem vermiştir. ayet ve hadislerde bu belitilmiştir. Peygamberimiz "Aklı olmayanın dini yoktur." demiştir. Akıl her ne kadar insanın doğuştan gelen bir yetenekse, bunun geliştirilmesi ancak düşünmekle, okumakla, sorgulamakla, körü körüne inanmamakla olur.
Kutsal kitabımızın ilk emri "İkra" oku denmesine rağmen ne hazin bir çelişkidir İslam dinine mensup müslümanların çoğu dünya'da en az okuyan, araştıran, sorgulayan toplumlardır. Bundan dolayı sözde İslam devletleri ve milletleri geri kalmış, demokrasinin yerleşmediği, gelişmediği, haksız yönetimlerinin oligarşisi haline gelmişlerdir.
Akıl ve bilgi, buna eşlik etmesi gereken vicdan ilahi ve ruhani bir kavramdır. Vicdanın gereği, ahlaklı ve merhametli olmak demektir. iyiyi kötüyü bimektir. Dostunu düşmanını tanımaktır. Kötülük yapmamak iyilik yapmaktır. Erdemli yaşamak adil olmak, paylaşmak, hep bana rabbana dememektir.
Bu özelliklerin kazanılması yalnız doğuştan gelen bilgilerle yeterli olmuyor. Bencil bir şekilde düşünmeden, düşünerek, okuyarak ancak insani meziyetler elde edilir. Klasik ünlü bir sözdür "Bilgi olmadan fikir olmaz." Denilir.
Bilgili olmak kendini ve başkalarını tanımaktır, bir özgüvendir, özsaygıdır. kendini bien, seven, sayan başkalarını da sever sayar. böylesi yeteneklere sahip olmak için yalnız bir çeşit dini kitaplar okumakla elde edilmiyor. Çeşitli yararli kitapları okumakla insan gelişir.
Köşe yazımızın konusu olan "Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez." deyişini ünlü antik çağ filozofu Sokrates söylemiştir. Biz de bu anlamda bu bilgini biraz tanıyalım, ufkumuzu biraz genişletelim.
Sokrates, antik çağ Yunan filozofu doğumu MÖ 469, ölümü MÖ 399. Babası heykeltraş sanatçısı, annesi ebedir. Özel bir öğrenim görmemiştir, hatta okur yazar bile değildir. Ama felsefeye çok meraklı bir kişi olarak, çağındaki filozofları dinlemiş, öğrenmiş, kendini iyi yetiştirmiştir.
Dünya insanlık tarihinin en önde gelen filozofudur. Kendisinden sonra her çağda insanların aydınlanmasına çok önemli katkıları olmuştur.
Müslüman bilginler, İbni Sina, İbni Rüşt, İbni Haldun, Farabi Sokrates'ten etkilenmişlerdir. Zaten dünya bilimi ve bilgileri evrenseldir.
Antik Yunan çağı kültürü kendilerinden önceki doğu kültürleri olan, Sümer, Babil, Mısır, İran kültürlerinden beslenmiştir.
Sokrates insanın doğuştan iyi olduğunu kabul eden bir düşünürdür. Kötülük yapması, bilmezliği, aldanmasının nedenini cehalete bağlar. İnsan bilgili olduğu zaman kendisini ve başkalarını bilir yargısına varır. Sokrates mütevazi akdemisinin üzerinde "Kendini bil." yazımıştır. Bilgi felsefesi soru sormak ve cevap vermektir. Bu tarzı şu şekilde açıklar "Annem çocuk doğurur. ben fikir doğururum." şeklinde yanıtlar.
Sokrat hiç bir zaman ben herşeyi biliyorum dememiştir. "Bildiğim tek şey hiçbir şey bimediğimdir" sözleri bilgi tarihinde anlamlı ve önemli bir yer tutar.
Diğer dikkat çekici söylemi şudur: " Dünya hiç bir şey bilmediği halde, bildiğini sananlarla doludur. Bütün kötülükler, haksızlıklar bilgisizlikten doğar. Haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır."
Sonuç olarak, ahlaka, erdemli bilgili, adil bir yaşama önem vermek gerekir.