NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -12

Bediüzzaman Van'da bir müddet kaldıktan sonra Şam'a gider. Şam şehrinde yine irşad çalışmalarına devam etmiştir. Halk ve ulema ile yoğun bir şekilde görüşür. Şam halkı Selahaddini Eyubinin Kürt olarak torunu sayılan Said Nursi'ye derin bir sevgi besler. Burada bir hatırlatma yapacak olursak, Kudüs fatihi Selahaddini Eyyubi Şam şehri ile özdeş olmuştur. Suriye, Mısır hükümdarklığı yapmış, Haçlı ordularını Kudüs'ten çıkartmıştır. Şam halkına çok iyilikleri olmuştur. Kabri de Emevi camiye yakın bir yerdedir. Bundan dolayı ve ayrıca Bediüzzaman'ın eşsiz bilgi ve yetenekleri sonucunda, Şam ulemasının sevgiyle talebi, ısrarı üzerine Emevi camii de on bine yakın cemaat ve yüz seçkin alime karşı özel sayılacak bir hutbe verir. Bu hutbe çok beğenilir, takdir edilir. Daha sonra bu ünlü hutbe hutbe-i Şamiye adıyla yayınlanır. Bu hutbe İslam aleminin içinde bulunduğu maddi manevi hastalıkların neler olduğunu, felaket ve esarete nelerin sebep olduğunu teşhis ve tedavinin ana unsurlarını ihtiva ediyordu. Bediüzzaman, çarenin ve kurtuluşun Kur'an ilkelleri olduğunu, bu minvalde Asrı Saadet döneminin uygulamalarının bu asırda gerçekleşmesi halinde bir İslam uygarlığının oluşacağını müjdelemiştir. Esasen böyle bir uygulama yanız müslümanların kurtuluşu değil, belkide tüm dünya insanlığına bir hidayet olabileceğini belirtmiştir. Hutbe-, Şamiyenin giriş kısmında "Ben bu zaman ve zeminde sosyal yaşamın ve dini bilgileri doğu illerinde bulunan Kuran medreselerinden ders aldım. Bildim ki Ecnebiler, Avrupalılar geleceğe yükselmede, uçmalarıyla beraber, bizi maddi yönden orta çağda durduran ve hapis eden altı tane hastalık bunlardır: Birincisi: Ye'sin, umutsuzluğun içimizde hayat bulup dirilmesi. İkincisi: doğruluğun sosyal ve siyasal hayatta ölmesi. Üçüncüsü: düşmanlığa sevgi. Dördüncüsü; İnanları birbirlerine bağlayan nurani bağları bilmemek. Beşincisi: çeşit çeşit bulaşıcı hastalık gibi yayılan baskı dikta. Altıncısı: kişisel çıkarından ödün vermemek. Bu altı dehşetli hastalığın ilacını da, bir tıb fakultesi hükmünde sosyal hayatımızın eczanesi olan Kur'an'dan ders aldığım altı kelimeyi beyanediyorum." Devam edecek
Ekleme Tarihi: 13 Temmuz 2023 - Perşembe

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -12

Bediüzzaman Van'da bir müddet kaldıktan sonra Şam'a gider. Şam şehrinde yine irşad çalışmalarına devam etmiştir.

Halk ve ulema ile yoğun bir şekilde görüşür. Şam halkı Selahaddini Eyubinin Kürt olarak torunu sayılan Said Nursi'ye derin bir sevgi besler.

Burada bir hatırlatma yapacak olursak, Kudüs fatihi Selahaddini Eyyubi Şam şehri ile özdeş olmuştur. Suriye, Mısır hükümdarklığı yapmış, Haçlı ordularını Kudüs'ten çıkartmıştır. Şam halkına çok iyilikleri olmuştur. Kabri de Emevi camiye yakın bir yerdedir.

Bundan dolayı ve ayrıca Bediüzzaman'ın eşsiz bilgi ve yetenekleri sonucunda, Şam ulemasının sevgiyle talebi, ısrarı üzerine Emevi camii de on bine yakın cemaat ve yüz seçkin alime karşı özel sayılacak bir hutbe verir.

Bu hutbe çok beğenilir, takdir edilir. Daha sonra bu ünlü hutbe hutbe-i Şamiye adıyla yayınlanır.

Bu hutbe İslam aleminin içinde bulunduğu maddi manevi hastalıkların neler olduğunu, felaket ve esarete nelerin sebep olduğunu teşhis ve tedavinin ana unsurlarını ihtiva ediyordu.

Bediüzzaman, çarenin ve kurtuluşun Kur'an ilkelleri olduğunu, bu minvalde Asrı Saadet döneminin uygulamalarının bu asırda gerçekleşmesi halinde bir İslam uygarlığının oluşacağını müjdelemiştir.

Esasen böyle bir uygulama yanız müslümanların kurtuluşu değil, belkide tüm dünya insanlığına bir hidayet olabileceğini belirtmiştir.

Hutbe-, Şamiyenin giriş kısmında "Ben bu zaman ve zeminde sosyal yaşamın ve dini bilgileri doğu illerinde bulunan Kuran medreselerinden ders aldım. Bildim ki Ecnebiler, Avrupalılar geleceğe yükselmede, uçmalarıyla beraber, bizi maddi yönden orta çağda durduran ve hapis eden altı tane hastalık bunlardır:

Birincisi: Ye'sin, umutsuzluğun içimizde hayat bulup dirilmesi.

İkincisi: doğruluğun sosyal ve siyasal hayatta ölmesi.

Üçüncüsü: düşmanlığa sevgi.

Dördüncüsü; İnanları birbirlerine bağlayan nurani bağları bilmemek.

Beşincisi: çeşit çeşit bulaşıcı hastalık gibi yayılan baskı dikta.

Altıncısı: kişisel çıkarından ödün vermemek.

Bu altı dehşetli hastalığın ilacını da, bir tıb fakultesi hükmünde sosyal hayatımızın eczanesi olan Kur'an'dan ders aldığım altı kelimeyi beyanediyorum." Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.