Menemen olayını bahane ederek, düzmece rapor düzenlemek iddia makamının elini güçlendirmez. savunmasında bulunur. Değerli okurlar, siz de takdir edersiniz bu uzun savunmanın tümünü bu sayfalara almak bu kitabın amacı dışındadır. Biz sadece bu kitabın konusu ile ilgili bize göre bazı önemli hatıra ve söylemleri belirtmiş olacağım. Said Nursi savunmasında yargının ne kadar önemli olduğunu belirtir. Yargının siyasetin etkisinde olmaması, adil, vicdani kararlar vermesi millet için, devlet için çok önemli olduğunu söyler. Ayrıca, en önemlisi yargı aşamasında, millet ayrımı yapıldığını halkın kendisine karşı sevgisini azaltmak, araya nifak sokmak için, adının Said Nursi olduğu halde bilerek, Said Kürdi ve bu Kürttür diye tanıtıldığını bunu da kasıtlı yaptıklarını açıklar. Bundaki amaçlarının olayı başka yöne çekmek, Kürt propağandasına çekmek olduğunu, böylece mahkemeye etki ederek tarafsız karar vermelerini engelemektir. Yargının bu propağanda ya alet olmamas için İslam dinin ilk döneminden bir örnek verir, Hazreti Ali ile bir yahudinin mahkemede eşit bir şekilde yargılandığını anlatır. Savunmasına devam eder, "Efendiler! Ben her şeyden evvel müslümanım ve Kürdistan'da dünyaya geldim. Fakat Türklere hizmet ettim ve yüzde doksan dokuz menfaatli hizmetim Türklere olmuş ve en çok hayatım Türkler içinde geçmiş ve en halis en sadık kardeşlerim Türklerden çıkmış ve İslamiyet ordularının en kahramanı Türkler olduğundan, meslek ve hizmet-i Kur'niyem yönüyle her milletten ziyade Türkleri sevmek ve taraftar olmak kutsal hizmetimin gereği olduğundan: bana Kürd diyen ve kendilerini milliyet sever gösteren adamların bini kadar Türk milletine hizmet ettiğimi, hakiki cesur ve yiğit bin kadar Türk gencini bu savunmama şahit gösterebilirim." der. Rsaley-i Nur kitaplarının kesinlikle siyasi , örgütsel mesajlar taşımadığını Bazı örnekler verir. Bu Risalelerden, Hastalık, ihtiyarlık, müsibete uğrayanlara umut ve moral verme amacı taşıdığını, bundan Türk halkının ve gençlerin istifade ettiklerini, bu kitapların bin Türkçü yazarlardan fazla faydalı olduğunu, oysa bu kitapların moral ve iman değerlerinden Kürtlerin yararlanmadıklarını söyler. Kendisi için çok değerli Türk akadaşlarının mağdur edildiklerini,benim için yabani Kürt diyebirsiniz, ama bu yanlış bir yargıdır, önyargıdır, böyle kabul edilse bile bunda o değerli Türk kardeşlerimin ne suçu vardır, benim gibi bir Kürt yüzünden, değerli Türk kardeşlerinize eziyet etmek milliyetçilik olamaz şeklinde savunmasına devam eder. Laik Cumhuriyete yönelik eleştiri getirir. Dünyada hiç bir milletin dinsiz yaşamadığını, Türk milletinin de dinsiz yaşayamacağını, nerede Türk varsa müslümandır, bin senedir İslamiyete hizmet eden mübarek bir milleti dinsizliğe sevk etmek cinayettir. Risaley-i Nur'un amacının imanı kurtarmak olduğunu, siyaset olmadığını tekrar belirtir. Çoğunlukla muhatabım kendi nefsim ve Avrupalı dinsiz filozoflardır diye devam eder. Devam edecek