NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -81

Bediüzzaman Urfa'ya geldiği günlerde Urfa valisi Ankara'da valiler toplantısında bulunuyordu. Bediüzzaman'ın vefat haberi duyulunca Menderes Urfa valisini Urfa'ya gönderir. Talebesi Abdullah Yeğin'in anlatığına göre, vali cenazenin bekletilmeden derhal kaldırılmasını söyler. Halbuki bir gün önce belediye hoparlürüyle halka cenazenin Cuma günü öğleden sonra Ulu camiden kaldırılacağı haberi verilmişti Çünkü çevre illerden yoğun bir şekilde telgraf, telefon ediliyor, cenazeye yetişmeleri için Cuma günü kaldırılması yönünde rica minnet ediliyordu. Ancak vali Ankara'nın talimatı uyarınca Bediüzzaman'ın naşının çabuk kaldırılmasını istiyordu. Nihayet bir uzlaşma sağlandı, cenazenin Cuma günü değilde Perşembe günü ikindi namazından sonra kaldırılmasına karar verilir. Perşembe günü ikindi namazından sonra Ulu camide mahşeri bir kalabalık, Vali, belediye başkanı Garnizon komutanı, cenaze namazınını kılarlar. Her yer, duvarlar, damların üzeri, ağaçların üstleri insan doludur. Bediüzaman'ın naaşı on binlerce insanın elleri üzerinde, tekbirler getirilerek defin edileceği Hazreti İbrahim camisine getirilir. Yoğun bir izdiham vardır. Polis, halk kalabalıktan birbirlerine karışmıştır. saatlerini, küllahlarını, kaybedenler, sarıklı, külahlı, şapkalı renk renk insan manzaraları vardır. Bir ara Vali yere düşer, kaldırılır. Bediüzzaman'nın cenazesi dualarla, Kur'an'i Kerimden okunan ayetlerle defnedilir. Aynı saatlerde Cizre'den yola çıkan kafile cenaze namazına yetişemeyeceklerini anlayınca Mardin'nın İdil ilçesinde cenaze namazı kılarlar. Diyarbakır Ulu camide büyük bir kalabalık müftü ile biirlikte cenaze namazını kılarlar.Definden sonra kalabalık izdiham devam eder. Yurt içinden ve yurt dışından gelenler kabri ziyaret ederler, dua okurlar. Hatta Şafii mezhebinden olanlar, bu mezhebin içtihadına göre kabre yönelik cenaze namazı kılmaya başlar. 27 Mayıs darbesinden sonra bu durum askeri ve sivil erkanı oldukça rahatsız eder. Said Nursi'nin Kürt kökenli olması, coğrafi ve tarihsel olarak Urfa'nın çoğunluk olarak bir Kürt şehri olmasından dolayı, Bediüzzaman'nın naaşının Urfa'da kalması kendilerini endişe sevk ediyor, rahatsız oluyorlardı. Şeyh Said msali bir Şeriat, Kürt oluşumundan şüphe ediyorlardı. Said Nursi'nin mezarı uzun süre yaşadığı İsparta şehrinde olsaydı, veya başka bir batı anadolu şehrinde olsaydı. Deviet açısından hiç bir sorun olmayacaktı. Oysa durum sandıkları gibi değildir. Vehimleri boşunadır. Çünkü Üstad Bediüzzaman hazretleri yaşamı boyunca, tefrikaya, bölünmeye karşıydı. Onun tek amacı iman, İslam kardeşliği içerinde ümmetin birliği ve Türkiyenin bütünlüğü idi. Siyasal analistlere göre bunda başarılı olmuştu. Endişelerinden kurtulamayan Askeri yönetim nihayet Said Nursi'nin naaşını Urfa'dan alıp İsparta'ya götürmeye karar verirler. Bediüzzaman'ın kardeşi Abdülmecit efendi Konya'da imam hatip okulunda öğretmendir. Genelkurmay başkanı Cemal Tural Konya'ya gelir. Kardeşini Askeri garnizona çağırır. "Abinin naaşını Urfa'daan göüreceğiz, orada kalması bizim açımızdan sıkıntılıdır, der. Kendisinden cenazenin nakli için br dilekçe alırlar. Kardeşi dilekçeyi vermek zorunda kalırlar. 11 Temmuz akşam üzeri Urfa'nın etrafı tanklarla silahlı askerlerle çevrilir. 12 temmuz günü kabiri kırmaya başlarlar. Kabrin yanında askeri zevatla birlikte üstadın küçük kardeşi Abdülmecit'de bulunuyordu. Kabir parçalanırken "Ağabeyim hayatında rahat yüzü görmedi. Vefat ettikten sonra da rahat ettirmiyorlar." diye ağlıyordu. "Evliya çürümez ağabeyim çürüdü mü" der. Kabri kırmak için iki güçlü asker çalışıyordu. Kabir açılırken öyle güzel bir koku yayılır ki tarifi zordur. Kefen görünür. Bediüzzaman'ın cesedi aradan 111 gün geçmesine rağmen hiç bozulmamıştır. Tabut çürümüştür, kendisi defin edildiği gibidir. Bunun bilmem bilimsel bir izahı varmı dır. Yoksa bu bir evliya kerametidir. Said Nursi hayatta iken kabrinin bilinmemesi yönünde vasiyette bulunmuştur. Hatta bir mısrasında "Yıkılmış bir mezarım ki yığılmıştır içinde" demiştir bu söz farklı yorumlanıyor. Mezar yıkılıyor, yığılmıştır içinde derken, mezarım yıkılacak, oradan çıkartılacak, tekrar ilk gömüldüğüm kabire konulacaktır, anlamını çıkaranlar vardır. Bediüzzaman'ın kabrinin bilinmes veya bilinmemesi hakkında iki farklı görüşün olduğu görülüyor. mezar yerinin bilinmesini istemeyen Nur cemaatleri daha çok dolaylı olsa da devletin görüşüne yakın duruyorlar. Mezar yeri bulunsun ve ilk defin edildiği yere gömülsün diyenler de Kürt kökenli Zehra vakfı yöneticileri ve Nubahar dergisi çevresidir. Merhum üstadın dediği gibi "Ümit var olunuz" demeli. Kitabın sonunu Erzurumlu alim ve veli İbrahim Hakkı hazretlerinin buyurduğu üzere "Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler." Deyişi ile bitirelim ve temenisinde bulunalım. Bitti. Yararlı ve hayırlı olsun.
Ekleme Tarihi: 02 Ekim 2023 - Pazartesi

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -81

Bediüzzaman Urfa'ya geldiği günlerde Urfa valisi Ankara'da valiler toplantısında bulunuyordu. Bediüzzaman'ın vefat haberi duyulunca Menderes Urfa valisini Urfa'ya gönderir. Talebesi Abdullah Yeğin'in anlatığına göre, vali cenazenin bekletilmeden derhal kaldırılmasını söyler. Halbuki bir gün önce belediye hoparlürüyle halka cenazenin Cuma günü öğleden sonra Ulu camiden kaldırılacağı haberi verilmişti

Çünkü çevre illerden yoğun bir şekilde telgraf, telefon ediliyor, cenazeye yetişmeleri için Cuma günü kaldırılması yönünde rica minnet ediliyordu. Ancak vali Ankara'nın talimatı uyarınca Bediüzzaman'ın naşının çabuk kaldırılmasını istiyordu. Nihayet bir uzlaşma sağlandı, cenazenin Cuma günü değilde Perşembe günü ikindi namazından sonra kaldırılmasına karar verilir.

Perşembe günü ikindi namazından sonra Ulu camide mahşeri bir kalabalık, Vali, belediye başkanı Garnizon komutanı, cenaze namazınını kılarlar. Her yer, duvarlar, damların üzeri, ağaçların üstleri insan doludur.

Bediüzaman'ın naaşı on binlerce insanın elleri üzerinde, tekbirler getirilerek defin edileceği Hazreti İbrahim camisine getirilir. Yoğun bir izdiham vardır. Polis, halk kalabalıktan birbirlerine karışmıştır. saatlerini, küllahlarını, kaybedenler, sarıklı, külahlı, şapkalı renk renk insan manzaraları vardır. Bir ara Vali yere düşer, kaldırılır. Bediüzzaman'nın cenazesi dualarla, Kur'an'i Kerimden okunan ayetlerle defnedilir.

Aynı saatlerde Cizre'den yola çıkan kafile cenaze namazına yetişemeyeceklerini anlayınca Mardin'nın İdil ilçesinde cenaze namazı kılarlar. Diyarbakır Ulu camide büyük bir kalabalık müftü ile biirlikte cenaze namazını kılarlar.Definden sonra kalabalık izdiham devam eder. Yurt içinden ve yurt dışından gelenler kabri ziyaret ederler, dua okurlar. Hatta Şafii mezhebinden olanlar, bu mezhebin içtihadına göre kabre yönelik cenaze namazı kılmaya başlar.

27 Mayıs darbesinden sonra bu durum askeri ve sivil erkanı oldukça rahatsız eder. Said Nursi'nin Kürt kökenli olması, coğrafi ve tarihsel olarak Urfa'nın çoğunluk olarak bir Kürt şehri olmasından dolayı, Bediüzzaman'nın naaşının Urfa'da kalması kendilerini endişe sevk ediyor, rahatsız oluyorlardı. Şeyh Said

msali bir Şeriat, Kürt oluşumundan şüphe ediyorlardı. Said Nursi'nin mezarı uzun süre yaşadığı İsparta şehrinde olsaydı, veya başka bir batı anadolu şehrinde olsaydı. Deviet açısından hiç bir sorun olmayacaktı. Oysa durum sandıkları gibi değildir. Vehimleri boşunadır. Çünkü Üstad Bediüzzaman hazretleri yaşamı boyunca, tefrikaya, bölünmeye karşıydı. Onun tek amacı iman, İslam kardeşliği içerinde ümmetin birliği ve Türkiyenin bütünlüğü idi. Siyasal analistlere göre bunda başarılı olmuştu.

Endişelerinden kurtulamayan Askeri yönetim nihayet Said Nursi'nin naaşını Urfa'dan alıp İsparta'ya götürmeye karar verirler. Bediüzzaman'ın kardeşi Abdülmecit efendi Konya'da imam hatip okulunda öğretmendir. Genelkurmay başkanı Cemal Tural Konya'ya gelir. Kardeşini Askeri garnizona çağırır. "Abinin naaşını Urfa'daan göüreceğiz, orada kalması bizim açımızdan sıkıntılıdır, der. Kendisinden cenazenin nakli için br dilekçe alırlar. Kardeşi dilekçeyi vermek zorunda kalırlar. 11 Temmuz akşam üzeri Urfa'nın etrafı tanklarla silahlı askerlerle çevrilir. 12 temmuz günü kabiri kırmaya başlarlar. Kabrin yanında askeri zevatla birlikte üstadın küçük kardeşi Abdülmecit'de bulunuyordu. Kabir parçalanırken "Ağabeyim hayatında rahat yüzü görmedi. Vefat ettikten sonra da rahat ettirmiyorlar." diye ağlıyordu.

"Evliya çürümez ağabeyim çürüdü mü" der. Kabri kırmak için iki güçlü asker çalışıyordu. Kabir açılırken öyle güzel bir koku yayılır ki tarifi zordur. Kefen görünür. Bediüzzaman'ın cesedi aradan 111 gün geçmesine rağmen hiç bozulmamıştır. Tabut çürümüştür, kendisi defin edildiği gibidir. Bunun bilmem bilimsel bir izahı varmı dır. Yoksa bu bir evliya kerametidir.

Said Nursi hayatta iken kabrinin bilinmemesi yönünde vasiyette bulunmuştur. Hatta bir mısrasında "Yıkılmış bir mezarım ki yığılmıştır içinde" demiştir bu söz farklı yorumlanıyor. Mezar yıkılıyor, yığılmıştır içinde derken, mezarım yıkılacak, oradan çıkartılacak, tekrar ilk gömüldüğüm kabire konulacaktır, anlamını çıkaranlar vardır.

Bediüzzaman'ın kabrinin bilinmes veya bilinmemesi hakkında iki farklı görüşün olduğu görülüyor. mezar yerinin bilinmesini istemeyen Nur cemaatleri daha çok dolaylı olsa da devletin görüşüne yakın duruyorlar. Mezar yeri bulunsun ve ilk defin edildiği yere gömülsün diyenler de Kürt kökenli Zehra vakfı yöneticileri ve Nubahar dergisi çevresidir. Merhum üstadın dediği gibi "Ümit var olunuz"

demeli. Kitabın sonunu Erzurumlu alim ve veli İbrahim Hakkı hazretlerinin buyurduğu üzere "Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler." Deyişi ile bitirelim ve temenisinde bulunalım. Bitti. Yararlı ve hayırlı olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.