NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -11

SELAHADDİN FAZİLET, ERDEM SAHİBİ BİRİYDİ Güzel ahlak, bir anlamda fazilet ve erdem demektir. Özü ile sözü bir olmak demektir. İşte Yüce Sultan Selhaddin Allah vergisi bu özeliklere sahip bir kişidir. Yanına gelen dost, düşman herkese iyi davranırdı. ikram yapar, yemek yemeden göndermezdi. Kad ve tarihçi İbni Şedad anlatmıştır. Nasırada iken onun huzuruna Sayda kontunun geldiğini, ona hürmet ettiğini ikramda bulunduğunu, beraber yemek yediklerini söyler. Hatta kontu Müslüman olmaya davet eder. Bir gün düşman tarafından bir kadın Sultanın huzuruna çıkar. Ağlayarak, kızının bir müslüman tarafından kaçırıldığını, bulunmasını ister. Selahaddin emir verir. Kızı bulurlar Sultanın huzuruna getirler, annesine verirler. Anne sevincinden, avazı çıktığı kadar, inleyrek ağlar. Herkes bu hazin durumdan etkilenir, bir yandan çok sevinirler. Sultan Selahaddin'ın merhameti dillere destandır. Kudüs savaşları devam ederken İngiliz kralı Arslan Yürekli Rişar yazın ortasında hastalanır, Yazın sıcağı ve Filistin sıcağı dayanabilir bir boyutta değildir. Bunun yanı sıra Kral ateşler içerisinde kıvranmaktadır. Hıristiyan hekimler kralı iyileştiremezler. Artık ölmek üzeredir. Bunu haber alan Selahaddin bir rivayete göre kralın iyileşmesi için bir hekim gönderir. Bir rivayete göre de Sultan Selahaddin tebdili kıyafet yaparak kendisi gider, çeşitli bitkisel karışımı ilaçlar yapılır, kar ve meyve gönderilir. Kral bu tedavi sonucu iyileşiir. Belki de mutlak bir ölümden kurtulur. Büyük bir sevinç içine girer. Kendisini tedavi eden hekime ikramda bulunur. Hediyeler vermek ister. Ne kadar vermek istese de hekim verilen, para ve hediyeleri kabul etmez. Arslan Yürekli Rişar iyileştikten sonra haçlı ordularının başına geçer, müslüman ordusuyla karşı karşıya gelirler. Savaşmadan önce eski savaş kuralı gereğince her ordu kendilerini abartarak tanıtırlar. İngiliz kralı o dönemin en güçlü kralıdır, kendisini çok güçlü, heybetli biri olarak tanıtır. Fransa ve Alman kralıda benzer bbir biçimde kendilerini tanıtırlar. Sıra müslüman ordusunun başkomutanı Selahaddin Eyyübiye gelir. Mübarek Sultan atından iner, bir tevazü, alçak gönüllü olarak kendisini tanıtırken ben Allahın bir kullu Selahaddin Eyyübiyim der. Krallar hayretler içerisinde kalırlar, biraz da utanırlar. Kral Rişar ise bir şok ikilem içersinde bulunuyordu. Selahaddini kendisini tedavi eden kişi veya hekime benzetmiştir. SELAHADDİN SABIR TİMSALİDİR Sabır gelişmiş bir iradeye bağlı bir insani özeliktir. Sabırın önemi Kur'an'da belirtilir. bir "Ayette Allah sabredenlerle beraberdir." denilir.Selahaddin'de zafere götürecek bu vasıf fazlasıyla vardır. Hayatını Kudüs'ün kurtuluşuna adamış bu İslam kahramanı büyük arzu ve inancı, sabrı sayesinde amacına varmıştır. Yine bir ayette "Allah'tan dileyin, ne isterseniz size onu verir." buyrulur. Bir atasözü sabır gerçeğini veciz bir biçimde "Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır." der. Kadı İbni Şeddad anlatıyor. Akka savaşında Selahaddin'in vücudu yara bere içerisinde bulunuyordu. Hatta yaralardan dolayı oturamiyordu bile. Buna rağmen at'a biniyor, savaşıyordu. Buna hayret ediyordum. Sultan'a buna nasıl dayanıyorsun diye sorduğumda hayretimi bir kat daha artıran bir cevab vermiştir. Ya Şeddad ben At'a bindiğimde yaranın acısı gidiyor. Atttan indikten sonra acı çekmeye başlıyorum. Cevabını vermiştir. Bazı geceler savaş hazırlığı nedeniyle uyumazdı. Tarihçi Şeddad, Selahaddin'in İsmail adında yeni bulüğa ermiş bir oğlu vardı. onun ölüm haberini alınca yine sabrını ve metanetini bozmaz. Acısını içerisine gömer. Allah'dan geldik Allah'a gideceğiz dediğini aktarır. Yalnız çok sevdiği kardeşinin oğlu Takiyeddin Ömer'in ölüm haberini alınca çok ağlar, acı çeker. Selahaddin çok'da vefalıdır. Kendisine yapılan iyiliği unutmaz, Ahde vefa gösterir. Bu konuda en önemli bariz örnek, Kudüs patriğiile ilgili olaydır. Selahaddin Kudüs'ü fethettikten sonra şehir halkına karşı hiç bir kötü muamele yapmamıştır. Şehirden çıkmak isteyenlerden on dinar para almıştır. Yok eğer parası olmayandan bile çıkışlarına izin vermiştir. Kudüs'ten çıkanlar beraberlerinde mallarını bile götürmekte serbest bırakılmışlardı. Yani yağma, ganimet yapılmamıştır. Gidenler mallarını da götürüyorlardı. Bunlardan en önemli olanı Kudüs şehrinin Hıristiyan Patriğiydi. O da on dinar vererek mallarııyla beraber çıkmış, hatta Selahaddin kendisine koruma vererek Hıristiyanların denetiminde olan Sur şehrine kadar Partiği götürmüşlerdir. Bazıları Selahaddin'e bunun mallarını al taleplerini dikkate almamıştır. Zaten kanlı savaşlara rağmen Selahaddini Eyyübi Avrupa'da takdir görüyor, adil sultan olarak anılıyorsa onun böylesi uygulamalarından dolayı oluyor. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 30 Ekim 2023 - Pazartesi

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -11

SELAHADDİN FAZİLET, ERDEM SAHİBİ BİRİYDİ

Güzel ahlak, bir anlamda fazilet ve erdem demektir. Özü ile sözü bir olmak demektir. İşte Yüce Sultan Selhaddin Allah vergisi bu özeliklere sahip bir kişidir. Yanına gelen dost, düşman herkese iyi davranırdı. ikram yapar, yemek yemeden göndermezdi.

Kad ve tarihçi İbni Şedad anlatmıştır. Nasırada iken onun huzuruna Sayda kontunun geldiğini, ona hürmet ettiğini ikramda bulunduğunu, beraber yemek yediklerini söyler. Hatta kontu Müslüman olmaya davet eder. Bir gün düşman tarafından bir kadın Sultanın huzuruna çıkar. Ağlayarak, kızının bir müslüman tarafından kaçırıldığını, bulunmasını ister. Selahaddin emir verir. Kızı bulurlar Sultanın huzuruna getirler, annesine verirler. Anne sevincinden, avazı çıktığı kadar, inleyrek ağlar. Herkes bu hazin durumdan etkilenir, bir yandan çok sevinirler.

Sultan Selahaddin'ın merhameti dillere destandır. Kudüs savaşları devam ederken İngiliz kralı Arslan Yürekli Rişar yazın ortasında hastalanır, Yazın sıcağı ve Filistin sıcağı dayanabilir bir boyutta değildir. Bunun yanı sıra Kral ateşler içerisinde kıvranmaktadır. Hıristiyan hekimler kralı iyileştiremezler. Artık ölmek üzeredir. Bunu haber alan Selahaddin bir rivayete göre kralın iyileşmesi için bir hekim gönderir. Bir rivayete göre de Sultan Selahaddin tebdili kıyafet yaparak kendisi gider, çeşitli bitkisel karışımı ilaçlar yapılır, kar ve meyve gönderilir. Kral bu tedavi sonucu iyileşiir. Belki de mutlak bir ölümden kurtulur. Büyük bir sevinç içine girer. Kendisini tedavi eden hekime ikramda bulunur. Hediyeler vermek ister. Ne kadar vermek istese de hekim verilen, para ve hediyeleri kabul etmez.

Arslan Yürekli Rişar iyileştikten sonra haçlı ordularının başına geçer, müslüman ordusuyla karşı karşıya gelirler. Savaşmadan önce eski savaş kuralı gereğince her ordu kendilerini abartarak tanıtırlar. İngiliz kralı o dönemin en güçlü kralıdır, kendisini çok güçlü, heybetli biri olarak tanıtır. Fransa ve Alman kralıda benzer bbir biçimde kendilerini tanıtırlar.

Sıra müslüman ordusunun başkomutanı Selahaddin Eyyübiye gelir. Mübarek Sultan atından iner, bir tevazü, alçak gönüllü olarak kendisini tanıtırken ben Allahın bir kullu Selahaddin Eyyübiyim der. Krallar hayretler içerisinde kalırlar, biraz da utanırlar. Kral Rişar ise bir şok ikilem içersinde bulunuyordu. Selahaddini kendisini tedavi eden kişi veya hekime benzetmiştir.

SELAHADDİN SABIR TİMSALİDİR

Sabır gelişmiş bir iradeye bağlı bir insani özeliktir. Sabırın önemi Kur'an'da belirtilir. bir "Ayette Allah sabredenlerle beraberdir." denilir.Selahaddin'de zafere götürecek bu vasıf fazlasıyla vardır. Hayatını Kudüs'ün kurtuluşuna adamış bu İslam kahramanı büyük arzu ve inancı, sabrı sayesinde amacına varmıştır. Yine bir ayette "Allah'tan dileyin, ne isterseniz size onu verir." buyrulur. Bir atasözü sabır gerçeğini veciz bir biçimde "Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır." der. Kadı İbni Şeddad anlatıyor. Akka savaşında Selahaddin'in vücudu yara bere içerisinde bulunuyordu. Hatta yaralardan dolayı oturamiyordu bile. Buna rağmen at'a biniyor, savaşıyordu. Buna hayret ediyordum. Sultan'a buna nasıl dayanıyorsun diye sorduğumda hayretimi bir kat daha artıran bir cevab vermiştir. Ya Şeddad ben At'a bindiğimde yaranın acısı gidiyor. Atttan indikten sonra acı çekmeye başlıyorum. Cevabını vermiştir. Bazı geceler savaş hazırlığı nedeniyle uyumazdı.

Tarihçi Şeddad, Selahaddin'in İsmail adında yeni bulüğa ermiş bir oğlu vardı. onun ölüm haberini alınca yine sabrını ve metanetini bozmaz. Acısını içerisine gömer. Allah'dan geldik Allah'a gideceğiz dediğini aktarır. Yalnız çok sevdiği kardeşinin oğlu Takiyeddin Ömer'in ölüm haberini alınca çok ağlar, acı çeker.

Selahaddin çok'da vefalıdır. Kendisine yapılan iyiliği unutmaz, Ahde vefa gösterir. Bu konuda en önemli bariz örnek, Kudüs patriğiile ilgili olaydır. Selahaddin Kudüs'ü fethettikten sonra şehir halkına karşı hiç bir kötü muamele yapmamıştır. Şehirden çıkmak isteyenlerden on dinar para almıştır. Yok eğer parası olmayandan bile çıkışlarına izin vermiştir. Kudüs'ten çıkanlar beraberlerinde mallarını bile götürmekte serbest bırakılmışlardı. Yani yağma, ganimet yapılmamıştır. Gidenler mallarını da götürüyorlardı. Bunlardan en önemli olanı Kudüs şehrinin Hıristiyan Patriğiydi. O da on dinar vererek mallarııyla beraber çıkmış, hatta Selahaddin kendisine koruma vererek Hıristiyanların denetiminde olan Sur şehrine kadar Partiği götürmüşlerdir.

Bazıları Selahaddin'e bunun mallarını al taleplerini dikkate almamıştır. Zaten kanlı savaşlara rağmen Selahaddini Eyyübi Avrupa'da takdir görüyor, adil sultan olarak anılıyorsa onun böylesi uygulamalarından dolayı oluyor. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.