NUREDDİN'İN MİNBERİ KUDÜS'E GETİRİLDİ Adil Sultan Nureddin Mahmut Zengi Kudüs'ün fethinin kendisinden sonra gerçekleşeceğini öngörmüştü. Kudüs için eşi görülmemiş bir minber yapılmasını istedi. Binlerce dinar para ayırdı . Marangozlar, bilen kişiler bu minber için aylarca çalıştılar. Büyük bir emek verildi. Sanat eseri muhteşem bir minber yapıldı. Minber Halep mescidinde bekletildi. Kudüs fethedilince, bu emsalsiz minber Halep'ten getirildi. Kudüs'te Mescidi Aksa camisinde mihrabın yanına konuldu. Bu minberi herkes çok beğendi. Hayranlıkla bakmaya başladılar. Selahaddin, Nureddin'in yaptırdığı bu minberi, Kudüs' getirmekle Nureddin'i ne kadar sevdiğini ve değerini belirtmiş oldu. Aralarındaki savaşın İslam birliğini kurmak için yapıldığı anlaşılmış oldu. SUR ŞEHRİ KUŞATILIYOR Bundan önceki sayfalarda, Filistin, Mısır, Suriye, Lübnan şehirlerinin tümünün alındığını, yalnız Sur şehrinin kaldığını, bu şehrin Kudüs'ün fethinden sonra alınacağını belirtmiştik. Nitekim öyle oldu. Kudüs alındıktan sonra , Sur'un alınması için harekete geçildi. Sur şehri Lübnan'ın bir kıyı, sahil şehridir. Akdeniz'in ortasında neredeyse ada gibi bir yerdir. şehire bir tek yol ile gidiliyordu. Şehir çok sağlam surlarla, kulelerle donatılmıştı. Ayrıca Kudüs'ten ve diğer haçlı yerleşim yerlerinden, çok sayıda halk ve askerler bu şehirde toplanmıştı. Şehrin yönetici Konrad batılıların deyimiyle Markis adlı yetenekli cesur bir kişidir. Çevresinde bulunan Hiristiyan ileride gelen kişiler kendisini Müslümanlara karşı mücadelede lider biri olarak seçtiler, kabul ettiler. Selahaddin daha evvel söz verdiği gibi Orduyla Sur'un kapılarına dayandı. Ama Sur şehri adı üzerinde gerçekten çok sağlam, büyük surlarla kapliydi. Surların çevrelerine, hendekler kazılmıştı. Kolayca geçit verilmezdi. Selahaddin şehrin savaş, kuvvet yolu ile alınamayacağını anladı. Siyaset yöntemleriyle alınmasını planladı. Konrad'ın babası müslümanların elinde esirdi. Selahaddin Konrad'a haber gönderdi, şehri teslim etmezse, babasını idam edeceğini bildirdi. Konrad cevap gönderdi, ister babamı, ister beni öldürün, asla şehri size vermem dedi. Selahaddin uzayan Sur kuşatmasını kaldırmak zorunda kaldı. Sur şehrini alma girişinin başarısız olmasının bazı nedenleri vardır. Bu nedenlerden bazıları, kış mevsimi çok soğuk geçiyor, devamlı yağmur yağıyordu. Askerler arasında hastalık başlamıştı. Komutanlar askerlerin çok yorgun olduğunu söylediler. Zengin emirler kuşatmanın kaldırılmasını istiyorlardı. Çünkü kuşatma devam ederse, masraflar artacak, para gerekecekti, böyle olunca Selahaddin'in kendilerinden para istemesinden çekiniyorlardı. Selahaddin aldığı haçlı şehirlerindeki halka hoşgörülü davranmış, Kudüs fethinde kan fazla dökülmemiş, teslim olan halkı, askerleri serbest bırakmıştır. Oralardan çıkartılan halk ve askerler Sur şehrinde toplanmışlardı. Sayılarının çok oluşu, şehrin savunmasını güçlü yapmıştır. Bu durum onların mücadele azmini artırmıştır. Bazı müslüman tarihçiler Sur'un alınmamasının nedenin Selahaddin Eyyübi'nin hatasından dolayı olduğunu belirtiyorlar. Bunlar, Selahaddin zabt ettiği şehirlerde esirleri bağışladığını, özelikle Kudüs alındığında, halkın mallarıyla birlikte, askerlerin bile serbst bırakılması, onların Sur şehrinin askeri gücüne güç kattığı nedeniyle Sur alınamamıştır, diyorlar. Bu tarihçilerin Selahaddin konusunda en önde geleni, önyargılı olanı ise İbnil Esirdir. Nedense bu tarihçi Selahaddin'le aynı coğrafyadan biri olduğu halde, ona karşı başlangıçtan beri eleştirel bir tutum izlemiştir. Onun bu düşünce tarzının Nureddin Zengi taraftarı olmasından kaynaklı olduğu belirtiliyor. Bundan dolayı olsa gerek, İbnil Esir hiç bir neden veya gerekçe öne sürmeden Selahaddin'i haçlılara karşı çok hoşgörülü olmakla suçlamış, Sur başarızsızlığının nedenini bu politik uygulamaya bağlamıştır. Dönemin diğer tarihçisi, İbnil Esir'den etkilendiği söylenen İbnil Cevzi, Selahaddin'nin Haçlıların Sur şehrine girmelerine müsaade etmekle orayı alamamıştır diyor. Cevzi Kudüs alınırken esirlerin önce İslam dinine davet edilmeleri, kabul edenlere bir şey yapılmaması, İslam dinini kabul etmeyenlerin boyunlarının vurulması gerektiğini söylüyor. Bu görüşün, doğru veya yanlış olduğunu, analizini ve yorumunu okuyuculara bırakalım. Selahaddin'in amacı haçlıları yok etmektir. Hiristiyanları yok etmek değildir. İslam dini şeriatında farklı dinlerin yaşaması, İslam dinin karşı çıkmadığı bir uygulamadır. Selahaddin böyle bir yöntemle İslam dininin cihad kadar barış yönünü de, Avrupa halklarına tanıtmuş oldu. Bundan dolayı düşmanlarından takdir ve övgü kazanmış, dünya'da belki tek lider Selahaddin Eyyübi olmuştur. Örneğin, Çersel adında bir batılı düşünür Selahaddin hakkında şunu söylüyor. "O dünya üzerindeki en büyük hükümdardır." İngiliz yazar Rider Hecarid ise "O yeryüzündeki en büyük insandır." demiştir. Devam edecek