Çanakkale savaşı, 1915, birinci dünya savaşı, 1914-1918, sonucunda olmuştur. Marksist litaratörde bu savaşa, birinci emperyalist sömürgeci savaş denir. Bu söylemde gerçek payı vardır. Batı Avrupa Rönesansans ve reform hareketlerinin sonucunda oluşan aydınlanma hareketlerinde, devletler, sosyal, siyasal, bilinçle birlikte muazzam bir teknik, sanayı devrimi yapmışlardır.
El emeği atölye üretimi, yerini seri olarak, hızlı üretilen, makine fabrika üretimine geçilmiştir. El emeği üretim biçiminde emek sömürüsü yoktur. Son çözümde bu ürretim biçimi Fedal düzenle ilgilidir. Sanayı ile birlikte feodal düzen sona ermiş, yerine yeni bir düzen, yeni sınıflar, Kapitalist ve işçi sınıfı Proleteya oluşmuştur. Fabrika sanayı sahipleri, fabrikalarda çalışan işçilerin sırtından üretilen artı değerlerden zengin olmuşlardır.
Avrupa kapitalist devletleri yeni sömürü pazarları elde etmek için, ham madde elde etmek ve bunu üretip satmak için, geri kalmış ülkeleri işgal ederek savaşlar başlatmışlardır.
Tarih boyunca yapılan savaşların klasik tanımı genişlemek, başka halklara üstünlük sağlamak, milliyetçilik sayılırsa bile, sanayı devrimi sonrası, özelikle 20. asırda yapılan birinci dünya savaşı ve çanakale savaşının asıl maksadı, kapitalizmin, yüksek, ileri bir aşaması olan Emperyalist karekteri daha baskın olan bir savaştır. Sovyet devriminin lideri Lenin yazdığı eserlerde, kapitalizmin yüksek aşaması emperyalizm kitabında bunu bilimsel bir şekilde vurgular, tespit eder.
Orta çağın en güçlü devleti olan Osmanlı İmparatorluğu aydınlanma çağını es geçmesiyle, sanayısı olmadığından dolayı, Avrupa devletleri kaşısında iki kocaman yüzyıl gerileme dönemine girmiştir. Kültürel alanda Avrupa'ya uyma, ilerleme için İslahat, Tanzimat, reformları yapılması, 1876 yılında Sultan Abdulhamit döneminde demokrasiye geçme süreci olan, birinci meşrutiyet ilan edilerek, Abdulhamit 33 yıllık ,yönetimi döneminde, çöküş sürecinde olan Osmanlı devletini yaklaşık 50 yıl iktidarda kalmasını sağlamıştır.
Çünkü Abdulhamit ve diğer Osmanlı devleti padişahları ırkçılık ve milliyetçilik yapmiyorlardı. Zira Osmanlı devleti bir milli, ulus devleti değildi. İslam ümmeti
fikri ve uygulamaları vardı. Nitekim Abdulhamit'in devlet siyasetinde, Türk, Kürt, Arab, Çerkez, laz ayrımı yapılmıyordu. Bir Türk, milli, ulus devleti değildi. İslam ümmet devletiydi.
Ancak bu birlikçi siyaset, ırkçı, milliyetçi bir politika izleyen İttihat Terak partisi tarafından 1908 de ikinci meşrutiyet ilan edilerek, Abdulhamit tahttan uzaklıştırılarak, yerine, devlet politikasından fazla anlamayan yaşlı Sultan Reşat getirildi. Yönetim görünüşte Padişahlık olarak görünse de asıl yönetimde olan jön Türkler diye bilinen İttihatçılar hakimdir.
Ne yazık ki kocaman Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasına İttihat Teraki Partisinin yanlış politikaları sebeb olmuştur. Arab ülkelerinin ayrılması, birinci dünya savaşına girilerek Alman devletinin yanında yer alması sonucunda olmuştur.
Birinci dünya savaşında savaşan iki blok vardı İtilaf devletleri: Britanya İmparatorluğu, Birleşik kralık, Fransa. Avustralya. Yeni Zelanda, bunlar, Anzak denilen paralı askerlerdi. İttifak devletleri: Osmanlı İmparatorluğu, Alman İmparatorluğu, Avusturya Maceristan İmparatorluğu.
Çanakkale savaşları hem denizde hem karada oldu. Kemalist ideolojinin lanse ettiği propağanda bu savaş Türk milletinin zaferidir. Üst satırda değindiğimiz gibi, Osmanlı devleti bir milli devlet değildi. Son tahlilde kendine özgü bir Müslüman devletti. Nitekim bu savaşta anadolunun her yerinden gelen Müslüman askerler, Türk, Kürt, Arab, Çerkez, laz, kahramanca savaştılar ve şehit oldular.
Yine Kemalist ideloji ve propağanda göre nerdeyse bu savaşın tek başarılı komutanı, zaferi getiren Mustafa Kemal olarak belirtilir. Bu iddia da doğru değildir. Çünkü bu savaşın çeşitli cepheleri vardır. Mustafa Kemal, anafartalar, Conk bayırı, Arıburnun'da başarılı olmuştur. Çanakkale savaşının asıl baş komutanı Cevat Paşadır. Kazım Kara Bekir Paşa gibi çeşitli komutanlar vardır. Hatta ünlü Alman genarali Saders bile bu savaşa komuta düzeyinde katılmıştır.
Gelibolu yarım adasında yapılan bu çok büyük savaşta, müslüman askerler destanlar yaratarak İtilaf devletlerinin seçkin ordularını yenmişlerdir. 18 Mart 1915 te zafer elde edilmiştir. Savaşın sonucunda,İtilaf devletlerinden 252 bin. Osmanlı ordusundan ise 250 bin insan şehit olmuştur.Tarihi olayları doğru, objektif bir şekilde belirtmek gerekir.