Herhangi bir konuda genelleme yapmak, toptancı görüş, doğru değildir. Ancak, fazlalık veya azlık olarak, başka bir anlatımla oranlar verilebilir.
Konumuz olan gençlik nereye koşuyor, yazısında, elbette genelleme yapmamak gerek. Zira gençliği aynı kategoride değerlendirmek, mümkün olmaz. Ancak, benim görüşüme göre şimdiki gençlik, bunlara z kuşağı da deniliyor, çoğu, bir veya iki kuşak öncesi gençlikten farklı bir konumda bulunuyorlar. Çoğu, kendilerinden önceki kuşaklardan farklı, toplumsal konularda duyarsız.
Eski gençlik 90 öncesi, daha doğru bir tanımla 80 öncesi ile şimdiki gençlik arasında, sosyal, siyasal olarak, ilkinin lehine önemli farklar bulunuyor. Söz konusu, ortalama, 2000 sonrası gençliğin önemli bir bölümü, günlük yaşayan, hedefi, amacı olmayan, sosyal medya, bir anlamda, hayal alemi dediğimiz, dijital ortam, yaşamlarının nirengi noktası haline gelmiştir.
Yalnız, kendi metoforunda yaşayan, akıllı cep telefonlarıyla sosyal medya adeta tek amaçları haline gelerek, birey olmadan, bilinçsiz bireyler haline gelmişlerdir.
Doğru veya yanlış, görüşüm böyledir. Aslında bu yazının başlığı ülkemizde 12 eylül sonrasının darbe ortamında vahşi kapitalist uygulamalarda, parayi tek amaç gören, bir zihniyetin yol açtığı dolandırıcı banker uygulamalarını araştıran usta gazeteci Emin Çölaşan'ın "Yalçın nereye koşuyor" adlı kitabından esinlenerek konulmuştur.
Yalçın Doğan 18 yaşında bankerliğe başlamıştır. 12 eylül Turgut Özal liderlerliginde, Anavatan Partisi, cunta iktidarı, topluma köşeyi dön ne olursa olsun, zengin ol, düşüncesini aşılamıştı. Bundan dolayı ahlaki bir erezyon başlamıştı.
O zamanın bir kısım gençleri, böyle para için her şeyi mübah gören, makyavelist, kabul edilmez bir ahlaki anlayışa sahip olsalar da, sonuçta, bir amaçları, hedefleri vardı.
Şimdiki gençliğin çoğunda maalesef, maddi, manevi bir hedef, toplumcu, siyasi bir amaç, ideoloji, fazla görülmüyor. Çalışmadan, üretmeden, rahat bir yaşam özlemi var gibi. Para kendileri için günlük ihtiyaçlarını karşılayan, uğrunda bir mücadele verilmeyen bir nesnedir. Bir araç değil, adeta amaç olarak değerendiriliyor.
Gençliğin yozlaşmasında eğitim sistemi kadar, medyanın, olumsuz yayınlarının da etkisi vardır. İki bin yılı biraz öncesi ve sonrası gençlik, ülke sorunlarından uzak, sanki tecrid edilmiş gibi kendi alemlerinde, polyanacı bir yaşam sürüyorlar.
Bunun belirtisi, duyarsız, umursamaz, neme lazimci oldukları, sosyal ortamlarda görülüyor. Gençliğin önemli bir kesiminin nesnel değil, öznel bir yaşam sürmeleri için, dijital mecra ortamlarına mutlaka bir sınırlama getirmeleri gereklidir. Bunun için okumaları, araştırma, sorgulama yapmaları gerekiyor. Zira, insan, bir duruş, tavır geliştirmese, kendilerine ve topluma yararlı olmadan, edilgen kalır, etkin bir birey olmaz.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 694+ kez okundu.
DİJİTAL GENÇLİK NEREYE KOŞUYOR
Herhangi bir konuda genelleme yapmak, toptancı görüş, doğru değildir. Ancak, fazlalık veya azlık olarak, başka bir anlatımla oranlar verilebilir.
Konumuz olan gençlik nereye koşuyor, yazısında, elbette genelleme yapmamak gerek. Zira gençliği aynı kategoride değerlendirmek, mümkün olmaz. Ancak, benim görüşüme göre şimdiki gençlik, bunlara z kuşağı da deniliyor, çoğu, bir veya iki kuşak öncesi gençlikten farklı bir konumda bulunuyorlar. Çoğu, kendilerinden önceki kuşaklardan farklı, toplumsal konularda duyarsız.
Eski gençlik 90 öncesi, daha doğru bir tanımla 80 öncesi ile şimdiki gençlik arasında, sosyal, siyasal olarak, ilkinin lehine önemli farklar bulunuyor. Söz konusu, ortalama, 2000 sonrası gençliğin önemli bir bölümü, günlük yaşayan, hedefi, amacı olmayan, sosyal medya, bir anlamda, hayal alemi dediğimiz, dijital ortam, yaşamlarının nirengi noktası haline gelmiştir.
Yalnız, kendi metoforunda yaşayan, akıllı cep telefonlarıyla sosyal medya adeta tek amaçları haline gelerek, birey olmadan, bilinçsiz bireyler haline gelmişlerdir.
Doğru veya yanlış, görüşüm böyledir. Aslında bu yazının başlığı ülkemizde 12 eylül sonrasının darbe ortamında vahşi kapitalist uygulamalarda, parayi tek amaç gören, bir zihniyetin yol açtığı dolandırıcı banker uygulamalarını araştıran usta gazeteci Emin Çölaşan'ın "Yalçın nereye koşuyor" adlı kitabından esinlenerek konulmuştur.
Yalçın Doğan 18 yaşında bankerliğe başlamıştır. 12 eylül Turgut Özal liderlerliginde, Anavatan Partisi, cunta iktidarı, topluma köşeyi dön ne olursa olsun, zengin ol, düşüncesini aşılamıştı. Bundan dolayı ahlaki bir erezyon başlamıştı.
O zamanın bir kısım gençleri, böyle para için her şeyi mübah gören, makyavelist, kabul edilmez bir ahlaki anlayışa sahip olsalar da, sonuçta, bir amaçları, hedefleri vardı.
Şimdiki gençliğin çoğunda maalesef, maddi, manevi bir hedef, toplumcu, siyasi bir amaç, ideoloji, fazla görülmüyor. Çalışmadan, üretmeden, rahat bir yaşam özlemi var gibi. Para kendileri için günlük ihtiyaçlarını karşılayan, uğrunda bir mücadele verilmeyen bir nesnedir. Bir araç değil, adeta amaç olarak değerendiriliyor.
Gençliğin yozlaşmasında eğitim sistemi kadar, medyanın, olumsuz yayınlarının da etkisi vardır. İki bin yılı biraz öncesi ve sonrası gençlik, ülke sorunlarından uzak, sanki tecrid edilmiş gibi kendi alemlerinde, polyanacı bir yaşam sürüyorlar.
Bunun belirtisi, duyarsız, umursamaz, neme lazimci oldukları, sosyal ortamlarda görülüyor. Gençliğin önemli bir kesiminin nesnel değil, öznel bir yaşam sürmeleri için, dijital mecra ortamlarına mutlaka bir sınırlama getirmeleri gereklidir. Bunun için okumaları, araştırma, sorgulama yapmaları gerekiyor. Zira, insan, bir duruş, tavır geliştirmese, kendilerine ve topluma yararlı olmadan, edilgen kalır, etkin bir birey olmaz.
Ekleme
Tarihi: 17 Mayıs 2024 - Cuma
DİJİTAL GENÇLİK NEREYE KOŞUYOR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.