NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

DEMOKRASİ İNSAN HAKLARI MÜCADELESİDİR

Demokrasi kelimesi çeşitli anlam ihtiva eden bir sözcüktür. Klasik tanımı halkın kendini yönetmesidir. Libral demokrasiyi savunan, 20. Asrın önde gelen, önemli  Ingiliz filozofu Karl Popper'e göre demokrasi kısaca "halkın yönetimi ve halkın kendisini yönetmesidir." İnsanlık tarihi bir bakıma mücadeleler tarihidir. İnsanlar kendi içlerinde bir iktidar mücadelesi yapmışlardır. Ayrıca kendi toplumları dışında, vahşi varlıklara ve doğaya karşı bir mücadele yürürtmüşlerdir. Güçlü olan, direnen, mevcut duruma uyum sağlayan; insanlar ve diğer canlı varlıklar, doğal ölümler dışında, yaşam'da kalmayı başarmışlardır. Doğanın kanunu ve diyalektiği böyle devam etmiştir. Dünya tarihinde çevreye uyum sağlayamayan, nice canlı türleri yok olmuşlardır. Hayvanlar aleminde ilk akla gelen, klasik örnek,  dinazorlardır. Bilim dinozorların varlığını tespit etmiştir. Milyon yıl evvel, belki milyonlarca yıl yaşadıktan sonra, değişen çevresel şartlara uyum saglamayinca, (doğal seleksiyon) adapte olamayınca, yok olmuşlardır. İnsan denilen canlı varlık, filozof Hobbes'in belirttiği (Insan insanın kurdudur)  deyişini  bir gerçeği olarak bir kesim sömürücü karakterde olan insan tipleri hemcinslerini ezmiş, sömürmüşleŕdir, ancak, güçlü olan, direnen insanlar ayakta kalmışlardır. Ancak, toplumda vicdanlı, aydın bilinçli insanların çoğalmasıyla despot oligarşik yönetimler yerini zorunlu olarak, demokrasiye, demokratik yönetimlere terk etmiştir.  Toplum bilimci filozof Marks, tarihte zorun rolünü önemini belirtmiştir. Günümüzde Avrupa ülkeleri gibi liberal demokrasi ile yönetilen ülkelerde demokrasi direnme ile mücadele ile elde edilmiştir. Bundan dolayı faşizme karşı  demokratik yönetimler üstünlük sağlamış iktidara gelmiştir. Şimdi dünyanın yarısından çoğu demokrasi ile yönetiliyor. Ancak her ülkenin kendilerine özgü çeşitli demokrasi uygulamaları vardır. Örneğin bir Hint demokrasisi ile İngiliz veya Japon demokrasi modelleri farklıdır. Yanlız, demokrasinin, demokratik yönetimlerin olmazsa olmaz kriterleri vardır. Bunlar: milli egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Seçme ve seçilme hakkı. Kuvvetler ayrilığı, hukuk devleti  Katılım, özgürlük, çoğunluk ve çoğulculuk, düşünce ve ifade özgürlüğü. Yasalar önünde herkes eşittir. Konut ve kişi dokunulmazlığı vardır. Devlet sınıflar arasında ayrım yapmaz. Güçlüden yana değil haktan yanadır. Devlet gücü kullanılarak kimseye haksızlık yapılmaz.  Kimsenin  malı mülkü zorla elinden alınamaz.  Kralık, despot yönetimlerde insanların nerdeyse hiç bir hakkı yoktu. Yönetime  Eleştiri yapılamazdı. Insanlara keyfi haksızlık yapılırdı.  Ülkemizde ise cumhuriyet öncesi Osmanlı devleti döneminde demokrasi ve meşrutiyet , hak, hukuk yoktu. Özelikle kadınlara karşı büyük bir ayrım yapılıyordu. Nüfus sayimlarında erkekler sayılıyor, kadınlar insan yerine konulup sayılmıyordu.  Her şey tek adam olan  padışahın elindeydi. Astığım astık, kestigim kestik bir yönetim vardı. Osmanlı padişahları halka kullarım diyerek, bir anlamda halk bir mal gibi sayılıyordu. Oysa insan, yalnız Allah'ın kullarıdır. Üstelik, halkın malı mülkü padişahın sayılırdı. Istediği mülkü zorla halkın ellerinden alabilirdi. Son Osmanlı padişahı Vahdettin halk bir sürü ben çobanım derdi. Büyük bir çelişki olarak, Osmanlı devleti müslüman bir devlet diye geçinir. Olayın trajik yönü kendini aydın sanan bir kısım insan bunu böyle kabul eder. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, millet devlet için, yani bir kişi için değil, devlet millet içindir, milletin egemenliği içindir. Insanlik tarihi incelendiğinde ilk demokrasi uygulaması antik Yunanistan Atina demokrasi şehir devletidir. Son yapılan arkeolojik ve antropolojik çalışmalarda ise, mezopotamya'da Sümerler ile Hindistan'da demokrasi olgusu olduğu anlaşılmıştır. Modern çağdaş anlamda demokrasiye geçiş, süreci, Avrupada  rönesans ve reform oncesi Ingiltere krallığında yaşandı. 1215 yılinda Magna Carta (Büyük sözleşme) adlı 63 maddelik özgürlük anlaşmasını Ingiliz Kralı yurtsuz John imzalamıştır. Bir İngiltrre kralına neden yurtsuz lakabı takılmıştır. Bu konumuzun dışındadır, merak edenler araştırabilir.  Halk özgürluk anlaşmasıyla, sosyal  ve ekonomik özgürlük kazanmış oldu. Avrupa demokrasi tarihinin ilk temeleri böylece  atılmış oldu. Osmanlı devletinde ise demokrasiye geçiş süreci 1839 yılında  sultan Abdulmecid döneminde tanzimat fermanı koca mustafa paşa tarafından okunarak, Gülhane parkında ilan edilmistir. Telallar İstanbul sokaklarında dolaşarak bundan böyle gavura gavur demek yasaktır diye ilan edilmistir.Halka bazı haklar tanınmıştır. İkinci ferman ise 1856 yılında yine Sultan Abdulmecid döneminde yayınlanan Islahat fermanıdır. Demokrasinin bir alt basamağı  olan  1. meşrutiyet 1876 yılında. 2. Abdülhamid döneminde, 2. meşrutiyet yine ikinci abdülhamid döneminde yürürlüğe girmiştir. Türkiye devletinin yaklaşık 200 yıllık demokrasi deneyimi olmuştur. Ülkemiz geri kalmış, diğer müslüman ve Arap devletlerine benzemez. Demokrasi bazı yetersiz yönleri olmasına rağmen, insan hakları bakımından diğer totaliter resimlerinden çok daha iyidir.
Ekleme Tarihi: 25 Haziran 2024 - Salı

DEMOKRASİ İNSAN HAKLARI MÜCADELESİDİR

Demokrasi kelimesi çeşitli anlam ihtiva eden bir sözcüktür. Klasik tanımı halkın kendini yönetmesidir. Libral demokrasiyi savunan, 20. Asrın önde gelen, önemli  Ingiliz filozofu Karl Popper'e göre demokrasi kısaca "halkın yönetimi ve halkın kendisini yönetmesidir."
İnsanlık tarihi bir bakıma mücadeleler tarihidir. İnsanlar kendi içlerinde bir iktidar mücadelesi yapmışlardır. Ayrıca kendi toplumları dışında, vahşi varlıklara ve doğaya karşı bir mücadele yürürtmüşlerdir. Güçlü olan, direnen, mevcut duruma uyum sağlayan; insanlar ve diğer canlı varlıklar, doğal ölümler dışında, yaşam'da kalmayı başarmışlardır. Doğanın kanunu ve diyalektiği böyle devam etmiştir. Dünya tarihinde çevreye uyum sağlayamayan, nice canlı türleri yok olmuşlardır. Hayvanlar aleminde ilk akla gelen, klasik örnek,  dinazorlardır. Bilim dinozorların varlığını tespit etmiştir. Milyon yıl evvel, belki milyonlarca yıl yaşadıktan sonra, değişen çevresel şartlara uyum saglamayinca, (doğal seleksiyon) adapte olamayınca, yok olmuşlardır. İnsan denilen canlı varlık, filozof Hobbes'in belirttiği (Insan insanın kurdudur)  deyişini  bir gerçeği olarak bir kesim sömürücü karakterde olan insan tipleri hemcinslerini ezmiş, sömürmüşleŕdir, ancak, güçlü olan, direnen insanlar ayakta kalmışlardır.
Ancak, toplumda vicdanlı, aydın bilinçli insanların çoğalmasıyla despot oligarşik yönetimler yerini zorunlu olarak, demokrasiye, demokratik yönetimlere terk etmiştir. 
Toplum bilimci filozof Marks, tarihte zorun rolünü önemini belirtmiştir. Günümüzde Avrupa ülkeleri gibi liberal demokrasi ile yönetilen ülkelerde demokrasi direnme ile mücadele ile elde edilmiştir. Bundan dolayı faşizme karşı  demokratik yönetimler üstünlük sağlamış iktidara gelmiştir.
Şimdi dünyanın yarısından çoğu demokrasi ile yönetiliyor. Ancak her ülkenin kendilerine özgü çeşitli demokrasi uygulamaları vardır. Örneğin bir Hint demokrasisi ile İngiliz veya Japon demokrasi modelleri farklıdır. Yanlız, demokrasinin, demokratik yönetimlerin olmazsa olmaz kriterleri vardır. Bunlar: milli egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Seçme ve seçilme hakkı. Kuvvetler ayrilığı, hukuk devleti  Katılım, özgürlük, çoğunluk ve çoğulculuk, düşünce ve ifade özgürlüğü. Yasalar önünde herkes eşittir. Konut ve kişi dokunulmazlığı vardır. Devlet sınıflar arasında ayrım yapmaz. Güçlüden yana değil haktan yanadır. Devlet gücü kullanılarak kimseye haksızlık yapılmaz.  Kimsenin  malı mülkü zorla elinden alınamaz.  Kralık, despot yönetimlerde insanların nerdeyse hiç bir hakkı yoktu. Yönetime  Eleştiri yapılamazdı. Insanlara keyfi haksızlık yapılırdı. 
Ülkemizde ise cumhuriyet öncesi Osmanlı devleti döneminde demokrasi ve meşrutiyet , hak, hukuk yoktu. Özelikle kadınlara karşı büyük bir ayrım yapılıyordu. Nüfus sayimlarında erkekler sayılıyor, kadınlar insan yerine konulup sayılmıyordu. 
Her şey tek adam olan  padışahın elindeydi. Astığım astık, kestigim kestik bir yönetim vardı. Osmanlı padişahları halka kullarım diyerek, bir anlamda halk bir mal gibi sayılıyordu. Oysa insan, yalnız Allah'ın kullarıdır. Üstelik, halkın malı mülkü padişahın sayılırdı. Istediği mülkü zorla halkın ellerinden alabilirdi. Son Osmanlı padişahı Vahdettin halk bir sürü ben çobanım derdi. Büyük bir çelişki olarak, Osmanlı devleti müslüman bir devlet diye geçinir. Olayın trajik yönü kendini aydın sanan bir kısım insan bunu böyle kabul eder. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, millet devlet için, yani bir kişi için değil, devlet millet içindir, milletin egemenliği içindir.
Insanlik tarihi incelendiğinde ilk demokrasi uygulaması antik Yunanistan Atina demokrasi şehir devletidir. Son yapılan arkeolojik ve antropolojik çalışmalarda ise, mezopotamya'da Sümerler ile Hindistan'da demokrasi olgusu olduğu anlaşılmıştır.
Modern çağdaş anlamda demokrasiye geçiş, süreci, Avrupada  rönesans ve reform oncesi Ingiltere krallığında yaşandı. 1215 yılinda Magna Carta (Büyük sözleşme) adlı 63 maddelik özgürlük anlaşmasını Ingiliz Kralı yurtsuz John imzalamıştır. Bir İngiltrre kralına neden yurtsuz lakabı takılmıştır. Bu konumuzun dışındadır, merak edenler araştırabilir.  Halk özgürluk anlaşmasıyla, sosyal  ve ekonomik özgürlük kazanmış oldu. Avrupa demokrasi tarihinin ilk temeleri böylece  atılmış oldu. Osmanlı devletinde ise demokrasiye geçiş süreci 1839 yılında  sultan Abdulmecid döneminde tanzimat fermanı koca mustafa paşa tarafından okunarak, Gülhane parkında ilan edilmistir. Telallar İstanbul sokaklarında dolaşarak bundan böyle gavura gavur demek yasaktır diye ilan edilmistir.Halka bazı haklar tanınmıştır. İkinci ferman ise 1856 yılında yine Sultan Abdulmecid döneminde yayınlanan Islahat fermanıdır. Demokrasinin bir alt basamağı  olan  1. meşrutiyet 1876 yılında. 2. Abdülhamid döneminde, 2. meşrutiyet yine ikinci abdülhamid döneminde yürürlüğe girmiştir. Türkiye devletinin yaklaşık 200 yıllık demokrasi deneyimi olmuştur. Ülkemiz geri kalmış, diğer müslüman ve Arap devletlerine benzemez. Demokrasi bazı yetersiz yönleri olmasına rağmen, insan hakları bakımından diğer totaliter resimlerinden çok daha iyidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.