NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

KÖY KENT KONYA

Konya İç Anadolunun merkezinde, diger bir tanımla tam ortasında bir şehirdir. Yüz ölçümü olarak Türkiyenin en büyük İlidır. Uçsuz, bucaksız diyebileceğimiz bir ovada kurulmuştur. Bundan dolayı ülkemizin, ekmek,makarna ihtiyacının önemli bir kısmı Konya'da yetişen buğday'dan karşılanıyor. Bu nedenle, Konya'ya buğday tahıl ambarıdır desek doğrudur. Ayrıca Türkiye'de en fazla şeker pancarı yetişen bir yerdir. Torku şeker fabrikası diğer şeker fabrikaları konya'da bulunmaktadır. Ayrıca  her çeşit meyve sebze yetişir.  Konya tarihi bir şehirdir. Selçuklu ile Karaman devletine başkentlik yapmıştır. İslam aleminin önemli simalarından, asrının bir müceddi, veli ve filozof, Mevlana şehrin bir simgesidir. Konya denilince, Türkiye ve dünya'da Mevlana akla gelir. Bu kentte tasavvuf erbabı nice zatlar vardır. Önce Şems-i Tebriz ve Sadettin konevi'yi yazmak ve anmak gerekir. Bilindiği gibi Şems-i Tebriz-i mevlana'nın en samimi arkadaşı ve tasavvuf dostudur.. konya'ya geçmişte  çok defa gitmişimdir. En son 2024, bu yılın Mayıs ve Haziran sonlarında gittim.  Konya eski yıllara göre çok değişmiş ve gelişmiştir. Konya semtlerini gezerken kendi kendime oraya köy kent bir şehir demek, çimden geçti. Çünkü, şehrin, geniş,  doğal, sakin bir görünümu vardir. Köy kent projesi merhum Bülent Ecevit'in 1980 yılı öncesi önemli çağdaş bir şehir projesidir.  Ama ne yazık ki bu proje uygulama alanı bulamamıştır.Bildiğim kadar,  bu projede kentte olan her şey köyde olacaktır. Boylece köyden kentte göç duracaktır. Köyde üretim artacak, bundan Köy, kent herkes, yararlanacaktır. Kısaca demek gerekirse köy kent olacak, bir anlamda kent köy olacaktır. Kent nasıl köy olur cevabını son Konya gezimizde bence somut olarak müşahade ettim desem doğrudur. Bunda belki Konya arazisinin büyük oluşu, engebesiz düz oluşu bunda belirgin bir etkendir. Düz bir ovada kurulan Konya'da yollar geniş, evler arası köy evleri mesafesi gibi uzak, rahat, sakın bir görünümleri var. Dikkat ettim, konya şehir merkezinde çok katlı binalar yok denecek kadar az. Dikey olmayan, yatay denilecek konutlar, insana sıkıntı değil, huzur veriyor. Çok eskiden beri söylenen unuttugum bir sözü, şehrin olumlu görünüşü nedeniyle hatırladım, "Gez dünyayı gör Konyayı" tarihi deyişinde bir hikmet olduğunu önceliği olduğunu  bu vesileyle sanırım öğrenmiş oldum. Yatay mimari özelikle tarihi, mevlana müzesi ve türbesi civarında uygulanmış. çok katlı binalar yıkılmış, iki katlı binalara ancak izin verilmiş. Çok da iyi olmuş.Tarihi bir mekanda çok katlı binalar oraların geleneksel yapılarına, tarihi atmosferine  yakışmıyor. Böylesi konularda duyarlı bir vatandaş olarak Konya belediyesini kutlarım. Suudi Arabistan yetkilileri  Medine ve ozelikle Mekke'de Kabe'nin çok üstünde yüksek katlı binaların ne kadar yanlış ve yakışıksız olduğunu, Konya'ya gelip öğrenmeleri, ders almaları gerekir.  Konya denilince nasıl ki mevlana hatrımıza gelirse, bir de yemek konusunda,  etli ekmek ve fırın kebap hatıra gelir. Her iki yemeğin lezzetli oluşu bir gerçekse, bunu yapan ustanın işin ehli sanatkar olması gerekir. Diğer yemekleri: bamya çorbası tirit kebabı, mevlana böreği ve diğerleri.  Konya hakkında kısa bir yazı yazarken bu şehirle özdeşleşen, yeşil kubbesiyle simgesi olan, Mevlana hazretlerinden bazı deyişleri anmamak haksızlık olur.  Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.  Hoş görü ve af üzerine bir dörtlüğü: Gel ne olursan ol yine gel Ister kafir, ister  mecusi, ister puta tapan ol, ne olursan ol yine de  gel.  Bizim dergahımiz umutsuzluk dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozsan bile yine gel.  Mevlana hazretleri mesnevi ve divanı kebir, diğer eserlerinde çok önemli, anlamlı deyişler, kıssadan hiseler, meseller vardir. Burada mevlana'nın bir meselini anlatalım: Sems-i Tebrizi yine kayıtlara karışmıştır. Mevlana ne kadar ararsa Şemsi bulamaz. Mevsim kıştir. Konya kışı malum, çok soğuk şiddetli geçer Mevlana hazretleri Konya sokaklarında kürkü ile gezer. Yalancı, düzenbaz bir adam, mevlana'nın Şemsi aradığını duymuştur. Mevlana'ya şems'in yerini bildiğini söyler. Yerini söylemesi halinde kürkunü ister  Mevlana hemen kürkünu çıkartır, adama verir. Bunu gören bir adam, bu adam üç kağıtçıdir, yalaĺn söyledi., niye kürkünu verdin deyince, Mevlana: ben de bunun yalan söylediğini biliyordum. Şems'in yalanına kürkümu verdim. Onun gerçeğine canımı veririm der. Mevlana burada bize  sevgi ve bağlılık üzerine önemli mesaj veriyor.
Ekleme Tarihi: 10 Temmuz 2024 - Çarşamba

KÖY KENT KONYA

Konya İç Anadolunun merkezinde, diger bir tanımla tam ortasında bir şehirdir. Yüz ölçümü olarak Türkiyenin en büyük İlidır. Uçsuz, bucaksız diyebileceğimiz bir ovada kurulmuştur. Bundan dolayı ülkemizin, ekmek,makarna ihtiyacının önemli bir kısmı Konya'da yetişen buğday'dan karşılanıyor. Bu nedenle, Konya'ya buğday tahıl ambarıdır desek doğrudur. Ayrıca Türkiye'de en fazla şeker pancarı yetişen bir yerdir. Torku şeker fabrikası diğer şeker fabrikaları konya'da bulunmaktadır. Ayrıca  her çeşit meyve sebze yetişir.
 Konya tarihi bir şehirdir. Selçuklu ile Karaman devletine başkentlik yapmıştır. İslam aleminin önemli simalarından, asrının bir müceddi, veli ve filozof, Mevlana şehrin bir simgesidir. Konya denilince, Türkiye ve dünya'da Mevlana akla gelir. Bu kentte tasavvuf erbabı nice zatlar vardır. Önce Şems-i Tebriz ve Sadettin konevi'yi yazmak ve anmak gerekir. Bilindiği gibi Şems-i Tebriz-i mevlana'nın en samimi arkadaşı ve tasavvuf dostudur.. konya'ya geçmişte  çok defa gitmişimdir. En son 2024, bu yılın Mayıs ve Haziran sonlarında gittim. 
Konya eski yıllara göre çok değişmiş ve gelişmiştir. Konya semtlerini gezerken kendi kendime oraya köy kent bir şehir demek, çimden geçti. Çünkü, şehrin, geniş,  doğal, sakin bir görünümu vardir. Köy kent projesi merhum Bülent Ecevit'in 1980 yılı öncesi önemli çağdaş bir şehir projesidir.  Ama ne yazık ki bu proje uygulama alanı bulamamıştır.Bildiğim kadar,  bu projede kentte olan her şey köyde olacaktır. Boylece köyden kentte göç duracaktır. Köyde üretim artacak, bundan Köy, kent herkes, yararlanacaktır. Kısaca demek gerekirse köy kent olacak, bir anlamda kent köy olacaktır.
Kent nasıl köy olur cevabını son Konya gezimizde bence somut olarak müşahade ettim desem doğrudur. Bunda belki Konya arazisinin büyük oluşu, engebesiz düz oluşu bunda belirgin bir etkendir. Düz bir ovada kurulan Konya'da yollar geniş, evler arası köy evleri mesafesi gibi uzak, rahat, sakın bir görünümleri var.
Dikkat ettim, konya şehir merkezinde çok katlı binalar yok denecek kadar az. Dikey olmayan, yatay denilecek konutlar, insana sıkıntı değil, huzur veriyor. Çok eskiden beri söylenen unuttugum bir sözü, şehrin olumlu görünüşü nedeniyle hatırladım, "Gez dünyayı gör Konyayı" tarihi deyişinde bir hikmet olduğunu önceliği olduğunu  bu vesileyle sanırım öğrenmiş oldum.
Yatay mimari özelikle tarihi, mevlana müzesi ve türbesi civarında uygulanmış. çok katlı binalar yıkılmış, iki katlı binalara ancak izin verilmiş. Çok da iyi olmuş.Tarihi bir mekanda çok katlı binalar oraların geleneksel yapılarına, tarihi atmosferine  yakışmıyor. Böylesi konularda duyarlı bir vatandaş olarak Konya belediyesini kutlarım. Suudi Arabistan yetkilileri  Medine ve ozelikle Mekke'de Kabe'nin çok üstünde yüksek katlı binaların ne kadar yanlış ve yakışıksız olduğunu, Konya'ya gelip öğrenmeleri, ders almaları gerekir. 
Konya denilince nasıl ki mevlana hatrımıza gelirse, bir de yemek konusunda,  etli ekmek ve fırın kebap hatıra gelir. Her iki yemeğin lezzetli oluşu bir gerçekse, bunu yapan ustanın işin ehli sanatkar olması gerekir. Diğer yemekleri: bamya çorbası tirit kebabı, mevlana böreği ve diğerleri. 
Konya hakkında kısa bir yazı yazarken bu şehirle özdeşleşen, yeşil kubbesiyle simgesi olan, Mevlana hazretlerinden bazı deyişleri anmamak haksızlık olur. 
Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol. 
Hoş görü ve af üzerine bir dörtlüğü:
Gel ne olursan ol yine gel
Ister kafir, ister  mecusi, ister puta tapan ol, ne olursan ol yine de  gel.
 Bizim dergahımiz umutsuzluk dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozsan bile yine gel.
 Mevlana hazretleri mesnevi ve divanı kebir, diğer eserlerinde çok önemli, anlamlı deyişler, kıssadan hiseler, meseller vardir. Burada mevlana'nın bir meselini anlatalım: Sems-i Tebrizi yine kayıtlara karışmıştır. Mevlana ne kadar ararsa Şemsi bulamaz. Mevsim kıştir. Konya kışı malum, çok soğuk şiddetli geçer Mevlana hazretleri Konya sokaklarında kürkü ile gezer. Yalancı, düzenbaz bir adam, mevlana'nın Şemsi aradığını duymuştur. Mevlana'ya şems'in yerini bildiğini söyler. Yerini söylemesi halinde kürkunü ister  Mevlana hemen kürkünu çıkartır, adama verir. Bunu gören bir adam, bu adam üç kağıtçıdir, yalaĺn söyledi., niye kürkünu verdin deyince, Mevlana: ben de bunun yalan söylediğini biliyordum. Şems'in yalanına kürkümu verdim. Onun gerçeğine canımı veririm der. Mevlana burada bize  sevgi ve bağlılık üzerine önemli mesaj veriyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.