Ülkemizde gelir dağılımı bozukluğu, yani zengin ile fakir arasındaki uçurum gittikçe açılıyor. Klasik deyimle, zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor. Zaten bir ülkede yüksek enflasyon oranı böyle bir sonucun somut örneği ve göstergesidir.
Nitekim, iktidara bağlı aile ve sosyal hizmetler bakanlığının sosyal destek verilerine göre, Türkiye'de ihtiyaç sahibi hane sayısı son 6 ayda 500 bin artarak
4 milyon 278 bin olmuştur. Hanelerde yaşayan insan sayısı ortalama dört kişi olarak hesap edilirse, hayatını sosyal yardımlarla devam. ettirmeye çalışan vatandaşların sayısının yaklaşık 17 milyon olduğu ortaya çıkıyor.
Verilen bilgiler, muhalefet partilerinin iddiası değil, bizzat AKP iktidarının açıkladığı resmi bilgilerdir. Ihtimalldir ki gerçek rakam bundan daha da fazladır. 22 yıllık AKP iktidarının ekonomik, sosyal, siyasal karnesi iyi değildir. Bu konuda çeşitli örnekler verilebilir, ama şimdi yeri değil. Konu dışına çıkılmış olur.
Yardıma muhtaç hala getirilen aileler hakkında en trajik bir örnek, geçen bir yılda ekonomi ile ilgili bir bakan, yardım alan ailelerin artan sayısını ve verdikleri desteği bir başarı gibi göstermişti. Oysa gerçek başarı insanları yardım almaya muhtaç eden düzeni ortadan kaldırmaktır. İş alanları açarak istihdamı ve üretimi artirmaktır. Bir Çin ata sözünde,"Bana balık verme ,balık tutmayı öğret" demek olmalıdır.
Ama sanki AKP iktidarı, anlaşıldığı kaxsrıyla, doğru ya da yanlış, yoksul halk kesimlerini oy alarak, deyim yerindeyse bir oy deposu olarak kendilerine muhtaç hale getirmek için, muhtaçlığın ve yoksulluğun
devam etmesini ister gibi bir algı insanda oluşuyor.
Zaten geçmiş yıllarda bir Ak Parti yöneticisi halk okudukça bizden uzaklaşıyor diye bir görüş belirtmişti. Nitekim yapılan araştırmalara göre
Sosyal yardıma muhtaç hale getirilen 17 milyon kişinin seçimlerde büyük çoğunluğunun tercihi, oy verdikleri parti Ak Parti oluyor. Zira Ak Parti iktidardan düşerse yardım kesilir korkusu yaşanıyor. Bundan çıkarılacak sonuç, AKP seçimlerde neredeyse garanti olarak, en azından yüzde 25 oyu yardıma muhtaç kesimlerden alıyor, gerçeği ortaya çıkıyor. Övünülecek bir durum degildir.
Ayrıca işsizlik sayısı açıklanan yüzde 8- 9 'dan çok daha fazladır. Çünkü herkes kadın, kız, yaşlı, işçi bulma kurumuna iş talebinde bulunmuyorlar. Özelikle güneydoğu ve doğuanadolu bölgesinde yüzbinlerce insan her yıl mevsimlik işçi olarak Türkiyenin batı illerine çalışmaya gidiyorlar.
Emekli ve asgari ücretlilerin durumu da hiç iyi değildir. Iktidarın bir dönem emeklileri ve çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz dedikleri kesimler, Tüik tarafından hayat pahalılığı az gösterildiği için enflasyon altında eziliyor. Ha söylemeyi unuttum Maliye bakanı Mehmet şimşek, geçen gün büyük bir pişkinlikle açlık sınırının 20 bin lira olduğu, emeklilerin yarısından fazlasının 8- 10- 15 bin lira aylık aldığı bir ülkede emeklileri enflasyona ezdirmedik açıklaması yapıyor. Gel buna inan, olacak bir durum degildir, halkın aklıyla alay etmek demektir. Tüm bilimsel veriler ortada iken nasıl böyle bir açıklama yapılır inanılır gibi değil. Ülke Ekonomik, mali sorunlar yaşarken hala israf ve şatafata devam edildiği medyaya yansıyor. İslami ve insani kriterlerde olmayan itibardan tasarruf edilmez anlayışının hala devam ediyor olması, iktidarın ülkeyi yönetme tarzının yanlış ve yetersiz olduğu sonucunu veriyor. Bundan dolayı bir erken seçim olma ihtimali ortaya çıkıyor. Seçimler demokrasilerde halk iradesinin, erken veya zamanında yapılmasını gerektiren bir durumdur.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 624+ kez okundu.
YARDIMA MUHTAÇ AİLELER HIZLA ÇOĞALIYOR
Ülkemizde gelir dağılımı bozukluğu, yani zengin ile fakir arasındaki uçurum gittikçe açılıyor. Klasik deyimle, zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor. Zaten bir ülkede yüksek enflasyon oranı böyle bir sonucun somut örneği ve göstergesidir.
Nitekim, iktidara bağlı aile ve sosyal hizmetler bakanlığının sosyal destek verilerine göre, Türkiye'de ihtiyaç sahibi hane sayısı son 6 ayda 500 bin artarak
4 milyon 278 bin olmuştur. Hanelerde yaşayan insan sayısı ortalama dört kişi olarak hesap edilirse, hayatını sosyal yardımlarla devam. ettirmeye çalışan vatandaşların sayısının yaklaşık 17 milyon olduğu ortaya çıkıyor.
Verilen bilgiler, muhalefet partilerinin iddiası değil, bizzat AKP iktidarının açıkladığı resmi bilgilerdir. Ihtimalldir ki gerçek rakam bundan daha da fazladır. 22 yıllık AKP iktidarının ekonomik, sosyal, siyasal karnesi iyi değildir. Bu konuda çeşitli örnekler verilebilir, ama şimdi yeri değil. Konu dışına çıkılmış olur.
Yardıma muhtaç hala getirilen aileler hakkında en trajik bir örnek, geçen bir yılda ekonomi ile ilgili bir bakan, yardım alan ailelerin artan sayısını ve verdikleri desteği bir başarı gibi göstermişti. Oysa gerçek başarı insanları yardım almaya muhtaç eden düzeni ortadan kaldırmaktır. İş alanları açarak istihdamı ve üretimi artirmaktır. Bir Çin ata sözünde,"Bana balık verme ,balık tutmayı öğret" demek olmalıdır.
Ama sanki AKP iktidarı, anlaşıldığı kaxsrıyla, doğru ya da yanlış, yoksul halk kesimlerini oy alarak, deyim yerindeyse bir oy deposu olarak kendilerine muhtaç hale getirmek için, muhtaçlığın ve yoksulluğun
devam etmesini ister gibi bir algı insanda oluşuyor.
Zaten geçmiş yıllarda bir Ak Parti yöneticisi halk okudukça bizden uzaklaşıyor diye bir görüş belirtmişti. Nitekim yapılan araştırmalara göre
Sosyal yardıma muhtaç hale getirilen 17 milyon kişinin seçimlerde büyük çoğunluğunun tercihi, oy verdikleri parti Ak Parti oluyor. Zira Ak Parti iktidardan düşerse yardım kesilir korkusu yaşanıyor. Bundan çıkarılacak sonuç, AKP seçimlerde neredeyse garanti olarak, en azından yüzde 25 oyu yardıma muhtaç kesimlerden alıyor, gerçeği ortaya çıkıyor. Övünülecek bir durum degildir.
Ayrıca işsizlik sayısı açıklanan yüzde 8- 9 'dan çok daha fazladır. Çünkü herkes kadın, kız, yaşlı, işçi bulma kurumuna iş talebinde bulunmuyorlar. Özelikle güneydoğu ve doğuanadolu bölgesinde yüzbinlerce insan her yıl mevsimlik işçi olarak Türkiyenin batı illerine çalışmaya gidiyorlar.
Emekli ve asgari ücretlilerin durumu da hiç iyi değildir. Iktidarın bir dönem emeklileri ve çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz dedikleri kesimler, Tüik tarafından hayat pahalılığı az gösterildiği için enflasyon altında eziliyor. Ha söylemeyi unuttum Maliye bakanı Mehmet şimşek, geçen gün büyük bir pişkinlikle açlık sınırının 20 bin lira olduğu, emeklilerin yarısından fazlasının 8- 10- 15 bin lira aylık aldığı bir ülkede emeklileri enflasyona ezdirmedik açıklaması yapıyor. Gel buna inan, olacak bir durum degildir, halkın aklıyla alay etmek demektir. Tüm bilimsel veriler ortada iken nasıl böyle bir açıklama yapılır inanılır gibi değil. Ülke Ekonomik, mali sorunlar yaşarken hala israf ve şatafata devam edildiği medyaya yansıyor. İslami ve insani kriterlerde olmayan itibardan tasarruf edilmez anlayışının hala devam ediyor olması, iktidarın ülkeyi yönetme tarzının yanlış ve yetersiz olduğu sonucunu veriyor. Bundan dolayı bir erken seçim olma ihtimali ortaya çıkıyor. Seçimler demokrasilerde halk iradesinin, erken veya zamanında yapılmasını gerektiren bir durumdur.
Ekleme
Tarihi: 14 Temmuz 2024 - Pazar
YARDIMA MUHTAÇ AİLELER HIZLA ÇOĞALIYOR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.