Ülkemizin temelde, tavanda çok önemli sorunları vardır. Toplumsal gerçeklik:alt yapı üst yapıyı belirlemiyor. Üst yapı büyük ölçüde alt yapıyi belirliyor. Tartışmalı olsa da, realite böyle işliyor, zannediyorum. Toplumsal sorunların dışında, demek, asıl önem teşkil eden, partilerin siyaset yapma biçimidiir. Siyasetçilerin verdikleri kararlar toplumu, ekonomik sosyal, kültürel olarak etkiliyor, hatta biçimlendiriyor desek doğrudur. Örnek, yöneticilerin rüşvet alma, israf, savurganlık, sözünde durmama, yalan, haram yeme gibi zararlı, olumsuz alışkanlıkları varsa, bunlar halka , kötü örnek oluyor. "Balık baştan kokar"atasözü bu anlamda somut bir gerçekliği ifade eder.
Şunu belirtmek gerekir, yaptığımız böyle bir analizde herhangi bir parti hedefe konulmuyor. Ülkenin somut realitesi girilen çok partili seçimlerden sonra, Vekil istifalarında yıllardır böyle yozlaşma yasanıyor. Hiç bir iktidar şimdiye kadar bu önemli ahlaki soruna bir neşter atmamıştır.
Milletvekililerin, belediye başkanların güya gönül verdigi, uğruna mücadele ettigi bir partiden ayrılıp başka bir partiye geçmeleri basit görülse de aslında çok önemli sosyal siyasal bir sorundur.
Zira böyle bir davranış, kimse kusura bakmasın, son çözümde, sosyal, geleneksel kültürümüzün kabul etmediği bir vefasızlık, samimyetsizliktir, seçmenini aldatmadır
ahlak, etik dışıdır. Toplumun yazılı kuralları olduğu kadar yazısız kuralları kültürü de, vardır. Örnegin bizim toplumun geleneksel kültürümüzde yazısız kurallar, sözünde durma yüceltilir, sözüne sadık olan güvenilir emin kişidir. Bundan dolayı söz senettir denilmiştir.
Ama işte, seçilenlerin kendilerini seçen partilerin dışında başka bir partiye, hiç bir şey olmamış gibi geçmelerinin ahlaki bir izahı olamaz, keyfilik ve sorumsuzluktur. Bunların geçtikleri partiye'de bir hayırları olmaz.
Hele bunun alışkanlık haline getirilmesi basit bir olay degildir. Zira böylesi davranış ve tutum, toplumda dejenere, moral değerlerin aşınmasına, makyavelci bir düşüncenin "Amaca ulaşmak icin her yol mübahtır." Anlayışının oluşmasına neden olabilir.
Bundan dolayı, bir önceki yazımda partilerinden istifa edip başka bir partiye geçenlerin milketvekiligi veya başkanlıkları düşürülmelidir demiştim Ancak seçilmiş biri partisinden ayrılıp, başka bir partiye geçmez bağımsız kalırsa bu durum farklıdır, anlayişla karşılanır.
Bu yazı aslında o yazının devamı niteliğindedir. Çünkü son olarak Ak Partiye katılan iki milletvekilli ile 13 ilçe belediye başkanlarından biride Halkların Eşitlik Ve Demokrasi partisinden, ilimiz Şanlıurfa Birecik belediye başkanı seçilen Mehmet Begit''in bir ay bile geçmeden, seçildigi partiden istifa ederek Ak Partiye geçmesi, Dem Parti seçmenlerinde olduğu gibi, Urfa'da halk kesimlerinde sürpriz oldu. Zira böyle bir davranışı çok kimse beklemiyordu. Mehmet Begit, Birecik gibi önemli bir ilçede çok sayıda adayların içinden tercihen seçilmişti. İstifa edeceği hele Dem Partinin tam karşıtı konumunda olan bir partiye geçerken, Dem Partiyi suçlaması, Urfa siyaset alanında soru işaretlerine neden oldu. Burada bir vatandaş olarak Begit'te sormak isterim: daha önce neredeydin, Dem partinin siyasi çizgisini bilmen lazımdı. Aday yapılma, seçilme, sonra istifa etme, bunun daha önceden tasarlandığı anlaşılıyor.
Dem parti seçmenleri Begit'i suçladıkları kadar, kendisini birçok adayın içerisinden seçen parti yetkililerine kızgınlar, bu konunun bir komplo, bir proje olduğunu düşünüyorlar.
Şimdi gelelim bu güncel durumla ilgili, Yeniden Refah Partisinden Şanlıurfa Büyükşehir belediye başkanı olarak seçilen deneyimli, güçlü politikacı Kasım Gülpınar'ın, Mehmet Begit gibi istifa edip etmeyecegini analiz edelim. Gülpınar'ın Ak Partinin 23. kuruluş yıldönümü olan 14 Ağustosta Ak Partiye geçecegi iddiası vardı. Hatta bazı medya organlarında Gülpınar geçtı geçecek gibi ifadeler kullanılıyordu. Ama deneyimli ve ilkelli bir politikacı olan Kasım Gülpınar, deyim yerindeyse ölçtü biçti Ak Partiye geçmedi. Seçmenlerini hayal kırıklığına uğratmadı. Zaten Cenap Gülpınar'ın oğlu, Şeyh Eyyüp, Halit Gülpınar'ın torunundan böyle bir davranış beklenmezdi. Ancak seçilmiş biri partisinden istifa edip, başka bir partiye geçmese, bağımsız kalırsa bu durum anlayışla karşılanır. Siyaseti ve Gülpınar'ı bilen kişiler başka bir partiye geçmez, bağımsız kalabilir diyorlar. Bunda çok 8sorun olmaz.
Keşke Begit'te bağımsız kalsaydı. Hangi parti olursa olsun, seçilenlerin seçmenlerine vefalı sadık kalmaları beklenir. Zira, vatandaşlar, kendisine oy verdikleri bir kişinin başka bir partiye geçmelerini istemez, rahatsızlık duyar. Pratikte doğru olan, uygulanması gereken, partilerinden istifa edip başka bir partiye geçen milletvekill, belediye başkanlarının, diger seçilmişlerin görevden alınmalarının yolunun açılmasıdır.
Böyle yapılırsa, topluma doğruluk, dürüstlük, mesajı verilir.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 755+ kez okundu.
ŞANLIURFA'DA KASIM GÜLPINAR MEHMET BEGIT GİBI YAPMAZ DENİLİYOR
Ülkemizin temelde, tavanda çok önemli sorunları vardır. Toplumsal gerçeklik:alt yapı üst yapıyı belirlemiyor. Üst yapı büyük ölçüde alt yapıyi belirliyor. Tartışmalı olsa da, realite böyle işliyor, zannediyorum. Toplumsal sorunların dışında, demek, asıl önem teşkil eden, partilerin siyaset yapma biçimidiir. Siyasetçilerin verdikleri kararlar toplumu, ekonomik sosyal, kültürel olarak etkiliyor, hatta biçimlendiriyor desek doğrudur. Örnek, yöneticilerin rüşvet alma, israf, savurganlık, sözünde durmama, yalan, haram yeme gibi zararlı, olumsuz alışkanlıkları varsa, bunlar halka , kötü örnek oluyor. "Balık baştan kokar"atasözü bu anlamda somut bir gerçekliği ifade eder.
Şunu belirtmek gerekir, yaptığımız böyle bir analizde herhangi bir parti hedefe konulmuyor. Ülkenin somut realitesi girilen çok partili seçimlerden sonra, Vekil istifalarında yıllardır böyle yozlaşma yasanıyor. Hiç bir iktidar şimdiye kadar bu önemli ahlaki soruna bir neşter atmamıştır.
Milletvekililerin, belediye başkanların güya gönül verdigi, uğruna mücadele ettigi bir partiden ayrılıp başka bir partiye geçmeleri basit görülse de aslında çok önemli sosyal siyasal bir sorundur.
Zira böyle bir davranış, kimse kusura bakmasın, son çözümde, sosyal, geleneksel kültürümüzün kabul etmediği bir vefasızlık, samimyetsizliktir, seçmenini aldatmadır
ahlak, etik dışıdır. Toplumun yazılı kuralları olduğu kadar yazısız kuralları kültürü de, vardır. Örnegin bizim toplumun geleneksel kültürümüzde yazısız kurallar, sözünde durma yüceltilir, sözüne sadık olan güvenilir emin kişidir. Bundan dolayı söz senettir denilmiştir.
Ama işte, seçilenlerin kendilerini seçen partilerin dışında başka bir partiye, hiç bir şey olmamış gibi geçmelerinin ahlaki bir izahı olamaz, keyfilik ve sorumsuzluktur. Bunların geçtikleri partiye'de bir hayırları olmaz.
Hele bunun alışkanlık haline getirilmesi basit bir olay degildir. Zira böylesi davranış ve tutum, toplumda dejenere, moral değerlerin aşınmasına, makyavelci bir düşüncenin "Amaca ulaşmak icin her yol mübahtır." Anlayışının oluşmasına neden olabilir.
Bundan dolayı, bir önceki yazımda partilerinden istifa edip başka bir partiye geçenlerin milketvekiligi veya başkanlıkları düşürülmelidir demiştim Ancak seçilmiş biri partisinden ayrılıp, başka bir partiye geçmez bağımsız kalırsa bu durum farklıdır, anlayişla karşılanır.
Bu yazı aslında o yazının devamı niteliğindedir. Çünkü son olarak Ak Partiye katılan iki milletvekilli ile 13 ilçe belediye başkanlarından biride Halkların Eşitlik Ve Demokrasi partisinden, ilimiz Şanlıurfa Birecik belediye başkanı seçilen Mehmet Begit''in bir ay bile geçmeden, seçildigi partiden istifa ederek Ak Partiye geçmesi, Dem Parti seçmenlerinde olduğu gibi, Urfa'da halk kesimlerinde sürpriz oldu. Zira böyle bir davranışı çok kimse beklemiyordu. Mehmet Begit, Birecik gibi önemli bir ilçede çok sayıda adayların içinden tercihen seçilmişti. İstifa edeceği hele Dem Partinin tam karşıtı konumunda olan bir partiye geçerken, Dem Partiyi suçlaması, Urfa siyaset alanında soru işaretlerine neden oldu. Burada bir vatandaş olarak Begit'te sormak isterim: daha önce neredeydin, Dem partinin siyasi çizgisini bilmen lazımdı. Aday yapılma, seçilme, sonra istifa etme, bunun daha önceden tasarlandığı anlaşılıyor.
Dem parti seçmenleri Begit'i suçladıkları kadar, kendisini birçok adayın içerisinden seçen parti yetkililerine kızgınlar, bu konunun bir komplo, bir proje olduğunu düşünüyorlar.
Şimdi gelelim bu güncel durumla ilgili, Yeniden Refah Partisinden Şanlıurfa Büyükşehir belediye başkanı olarak seçilen deneyimli, güçlü politikacı Kasım Gülpınar'ın, Mehmet Begit gibi istifa edip etmeyecegini analiz edelim. Gülpınar'ın Ak Partinin 23. kuruluş yıldönümü olan 14 Ağustosta Ak Partiye geçecegi iddiası vardı. Hatta bazı medya organlarında Gülpınar geçtı geçecek gibi ifadeler kullanılıyordu. Ama deneyimli ve ilkelli bir politikacı olan Kasım Gülpınar, deyim yerindeyse ölçtü biçti Ak Partiye geçmedi. Seçmenlerini hayal kırıklığına uğratmadı. Zaten Cenap Gülpınar'ın oğlu, Şeyh Eyyüp, Halit Gülpınar'ın torunundan böyle bir davranış beklenmezdi. Ancak seçilmiş biri partisinden istifa edip, başka bir partiye geçmese, bağımsız kalırsa bu durum anlayışla karşılanır. Siyaseti ve Gülpınar'ı bilen kişiler başka bir partiye geçmez, bağımsız kalabilir diyorlar. Bunda çok 8sorun olmaz.
Keşke Begit'te bağımsız kalsaydı. Hangi parti olursa olsun, seçilenlerin seçmenlerine vefalı sadık kalmaları beklenir. Zira, vatandaşlar, kendisine oy verdikleri bir kişinin başka bir partiye geçmelerini istemez, rahatsızlık duyar. Pratikte doğru olan, uygulanması gereken, partilerinden istifa edip başka bir partiye geçen milletvekill, belediye başkanlarının, diger seçilmişlerin görevden alınmalarının yolunun açılmasıdır.
Böyle yapılırsa, topluma doğruluk, dürüstlük, mesajı verilir.
Ekleme
Tarihi: 27 Ağustos 2024 - Salı
ŞANLIURFA'DA KASIM GÜLPINAR MEHMET BEGIT GİBI YAPMAZ DENİLİYOR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.