NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

12 EYLÜL ASKERI DARBESI BİR ABD PROJESİDIR

Türkiye 1980 12 Eylül faşist darbesine adım, adım, bilinçli organize bir şekilde, emperyalist Amerika ve içte yerli işbirlikçileri tarafından getirildi. 1970'ın ikinci yarısında sağ, sol kutuplaşması başladı. Bu gerginlik yerini gençler arasında silahlı çatışmaya getirdi. Ülkenin her tarafi gençler tarafından politik görüş olarak neredeyse ikiye bölünmüştü. Mahalle, sokaklar ayrılmıştı. Kurtarılmış bölgeler olmuştu. Sağ görüşlüler sol görüşlü gençlerin egemen olduğu bölgelere gidemiyordu. Aynı durum sol görüşlü gençler, sağcı gençlerin egemen olduğu bölgelere gidemiyordu. Bu kadar olsa neyse denir. En kötüsü ülkenin her tarafında her iki taraftan ortalama günde 15- 20 masum genç öldürülüyor. Devletler arasinda'ki savaş kurallarının bile dışına çıkıliyor, İnsanlar rastgele acımasız vahşi bir şekilde öldürülüyor. Kardeş kavgası bitmiyordu. Insanlar büyük bir korku içindeydi. Toplumda bir huzursuzluk vardı. Sabah evden çıkan gençlerin akşam eve dönmesini korku icinde bekleyen aileler çoğunluktaydı. Herkes bu kaos, anarşi ortamından muzdarip olmuştur. Millet artık yeter bir çözüm olsun. Ne olursa olsun, bu kardeş kavgasının bitmesini istiyor, ve bekliyordu. Bunun anlamı ordu göreve çağrılıyor. Sağ sol arasındaki kavga neredeyse bir iç savaşa dönüşmüştü. Bunun dışında siyaset, siyasi alan tıkanmış bir durumdaydı. 1980 askeri darbe öncesi Adalet partisi AP. Milliyetçi Hareket Partisi MHP milliyetci cephe iktidardaydi. Başbakan Süleyman Demirel Hükümeti ve ana muhalefet partisi CHP görev süresi dolan yeni Cumhurbaşkanını bir türlü seçemiyorlardı, veya seçmek istemiyorlardı. Cumhurbaşkanlığı aylarca mecliste oylama tekrarlandığı halde bir Cumhurbaşkanı seçilememişti. Zira gerekli.olan ücte iki çoğunluk saglanmiyordu. Siyasi bunalım, asayış sorununu daha fazla olumsuz etkiliyordu. Bu durum darbe heveslilerine bulunmaz bir malzeme veriyordu. Kamuoyunda sivil siyasetle sorunlar çözülmüyor, algısı oluşuyordu. Siyasi parti liderleri böylesi olumsuz durumlari önleyeceklerine ateşe adeta körükle gidiyorlardi. Sorumsuz, inadına şahsi siyaset izleniyordu. Milli Selamet partisi genel başkani Necmettin Erbakan, bir İslami iktidarı kast ederek, iktidar kanlı mı olacak kansız mi olacak, gibi sorumsuzca çok tehlikeli açiklamalarda bulunuyordu. Tabi bu darbeciler için darbe yapma neşrutiyeti sağlamış oluyor. CHP genel başkanı Bülent Ecevit, birileri bir gün sahaya iner düdük çalar maçı iptal eder şeklinde, darbenin olacağı izlenimi veriyordu. Deyim yerindeyse, bardağı taşıran son damla 12 Eylül'den kısa bir süre önce, Milli Selamet partisinin konya'da yaptığı Kudüs mitinginde, okunan istiklal marşına tepki gösteriliyor, engelleniyor. Şeriat çağrıları yapılıyor. Arapça bayraklar açılıyor, Arapça sloganlar atılıyor. Darbeciler için bulunmaz malzemeler oluşuyor. Zaten ordu ABD emperyalizmin onayını da alarak askerî darbe için gün sayıyor, kolluk kuvvetleri üst makamlardan gelen emirlerle toplumsal olayları gençler arasındaki çatışmaları engellemiyor. Polisler bile hayatlarından endişe ediyor. Çünkü polis, pol bir, sag görüşlülerin oldugu bir dernek kurmuşlar. Sol görüşlü polisler Pol Der adlı diger bir dernek kurmuşlardîr. Sendikalar, dernekler ikiye ayrılmış. Darbenin ayak sesleri artık iyice yaklaşmıştı. 12 Eylül'den birkaç gün önce Hava kuvetleri komutanı Tahsin Şahinkaya Anerika'ya gitmiş oradan gerekli desteği ve icazeti almış, darbe tarihi 12 Eylül olarak karar verilmıştir. Nitekim aynı tarihte Cuma günü saat dörtte Türk Silahli kuvvetleri yönetime el koymuş. Daha sonra Amerika Pentagon bizim çocuklar Türkiye'de yönetimi başarılı bir şekilde almışlar diye bir demeç vermiştir. Başbakan Süleyman Demirel ile diğer Parti liderleri çanakkale Zincirbozan askeri tesislerine gönderilir. Partileri kapatılır. Sendikalar, dernekler, sivil toplum kuruluşları kapatılır. Yüzbinlerce insan soruşturmaya uğrar. Üç yüzden fazla solcu, sağcı demeden cezaeevlerinde öldürülür, idam edilir. Diyarbakir askeri cezaevinde Kürt tutuklara yapılan işkenceler, çok acımasız, bir vahşet halini almıştır. .PKK'nin dağa çıkmasında Diyarbakir cezaevinde uygulanan insanlık dışı uygulamaların çok büyük etkisi etkisi olmuştur 12 Eylül askeri darbesi Türkiye siyasal, tarihinde etkileri cok büyük olmuştur. Bu etki Türk toplumunda hala devam ediyor denilse doğrudur. Çare ve ve çözum vesayet, askeri darbeler değil, liberal demokrasi olduğunu bilmek gerek. Tarih bilinci bir toplum icin çok gereklidir. Çünkü bugünu bilmek için dünü bilmek, olumlu dersler ve bilgiler çıkartmak anlamına gelir.
Ekleme Tarihi: 12 Eylül 2024 - Perşembe

12 EYLÜL ASKERI DARBESI BİR ABD PROJESİDIR

Türkiye 1980 12 Eylül faşist darbesine adım, adım, bilinçli organize bir şekilde, emperyalist Amerika ve içte yerli işbirlikçileri tarafından getirildi. 1970'ın ikinci yarısında sağ, sol kutuplaşması başladı. Bu gerginlik yerini gençler arasında silahlı çatışmaya getirdi. Ülkenin her tarafi gençler tarafından politik görüş olarak neredeyse ikiye bölünmüştü. Mahalle, sokaklar ayrılmıştı. Kurtarılmış bölgeler olmuştu. Sağ görüşlüler sol görüşlü gençlerin egemen olduğu bölgelere gidemiyordu. Aynı durum sol görüşlü gençler, sağcı gençlerin egemen olduğu bölgelere gidemiyordu. Bu kadar olsa neyse denir. En kötüsü ülkenin her tarafında her iki taraftan ortalama günde 15- 20 masum genç öldürülüyor. Devletler arasinda'ki savaş kurallarının bile dışına çıkıliyor, İnsanlar rastgele acımasız vahşi bir şekilde öldürülüyor. Kardeş kavgası bitmiyordu. Insanlar büyük bir korku içindeydi. Toplumda bir huzursuzluk vardı. Sabah evden çıkan gençlerin akşam eve dönmesini korku icinde bekleyen aileler çoğunluktaydı. Herkes bu kaos, anarşi ortamından muzdarip olmuştur. Millet artık yeter bir çözüm olsun. Ne olursa olsun, bu kardeş kavgasının bitmesini istiyor, ve bekliyordu. Bunun anlamı ordu göreve çağrılıyor. Sağ sol arasındaki kavga neredeyse bir iç savaşa dönüşmüştü. Bunun dışında siyaset, siyasi alan tıkanmış bir durumdaydı. 1980 askeri darbe öncesi Adalet partisi AP. Milliyetçi Hareket Partisi MHP milliyetci cephe iktidardaydi. Başbakan Süleyman Demirel Hükümeti ve ana muhalefet partisi CHP görev süresi dolan yeni Cumhurbaşkanını bir türlü seçemiyorlardı, veya seçmek istemiyorlardı. Cumhurbaşkanlığı aylarca mecliste oylama tekrarlandığı halde bir Cumhurbaşkanı seçilememişti. Zira gerekli.olan ücte iki çoğunluk saglanmiyordu. Siyasi bunalım, asayış sorununu daha fazla olumsuz etkiliyordu. Bu durum darbe heveslilerine bulunmaz bir malzeme veriyordu. Kamuoyunda sivil siyasetle sorunlar çözülmüyor, algısı oluşuyordu. Siyasi parti liderleri böylesi olumsuz durumlari önleyeceklerine ateşe adeta körükle gidiyorlardi. Sorumsuz, inadına şahsi siyaset izleniyordu. Milli Selamet partisi genel başkani Necmettin Erbakan, bir İslami iktidarı kast ederek, iktidar kanlı mı olacak kansız mi olacak, gibi sorumsuzca çok tehlikeli açiklamalarda bulunuyordu. Tabi bu darbeciler için darbe yapma neşrutiyeti sağlamış oluyor. CHP genel başkanı Bülent Ecevit, birileri bir gün sahaya iner düdük çalar maçı iptal eder şeklinde, darbenin olacağı izlenimi veriyordu. Deyim yerindeyse, bardağı taşıran son damla 12 Eylül'den kısa bir süre önce, Milli Selamet partisinin konya'da yaptığı Kudüs mitinginde, okunan istiklal marşına tepki gösteriliyor, engelleniyor. Şeriat çağrıları yapılıyor. Arapça bayraklar açılıyor, Arapça sloganlar atılıyor. Darbeciler için bulunmaz malzemeler oluşuyor. Zaten ordu ABD emperyalizmin onayını da alarak askerî darbe için gün sayıyor, kolluk kuvvetleri üst makamlardan gelen emirlerle toplumsal olayları gençler arasındaki çatışmaları engellemiyor. Polisler bile hayatlarından endişe ediyor. Çünkü polis, pol bir, sag görüşlülerin oldugu bir dernek kurmuşlar. Sol görüşlü polisler Pol Der adlı diger bir dernek kurmuşlardîr. Sendikalar, dernekler ikiye ayrılmış. Darbenin ayak sesleri artık iyice yaklaşmıştı. 12 Eylül'den birkaç gün önce Hava kuvetleri komutanı Tahsin Şahinkaya Anerika'ya gitmiş oradan gerekli desteği ve icazeti almış, darbe tarihi 12 Eylül olarak karar verilmıştir. Nitekim aynı tarihte Cuma günü saat dörtte Türk Silahli kuvvetleri yönetime el koymuş. Daha sonra Amerika Pentagon bizim çocuklar Türkiye'de yönetimi başarılı bir şekilde almışlar diye bir demeç vermiştir. Başbakan Süleyman Demirel ile diğer Parti liderleri çanakkale Zincirbozan askeri tesislerine gönderilir. Partileri kapatılır. Sendikalar, dernekler, sivil toplum kuruluşları kapatılır. Yüzbinlerce insan soruşturmaya uğrar. Üç yüzden fazla solcu, sağcı demeden cezaeevlerinde öldürülür, idam edilir. Diyarbakir askeri cezaevinde Kürt tutuklara yapılan işkenceler, çok acımasız, bir vahşet halini almıştır. .PKK'nin dağa çıkmasında Diyarbakir cezaevinde uygulanan insanlık dışı uygulamaların çok büyük etkisi etkisi olmuştur 12 Eylül askeri darbesi Türkiye siyasal, tarihinde etkileri cok büyük olmuştur. Bu etki Türk toplumunda hala devam ediyor denilse doğrudur. Çare ve ve çözum vesayet, askeri darbeler değil, liberal demokrasi olduğunu bilmek gerek. Tarih bilinci bir toplum icin çok gereklidir. Çünkü bugünu bilmek için dünü bilmek, olumlu dersler ve bilgiler çıkartmak anlamına gelir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.