31 Mart yerel yönetimler seçimlerinde Ak Parti, iller ilçeler düzeyinde istedikleri sonuçları alamadı. Genel olarak başarısız oldular. Hele çok önem verdikleri İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerini CHP'li Ekrem İmamoğluna karşı üçüncü kez kaybettiler. Türkiye belediyelerinin çoğunu CHP ve Dem parti kazandı. Iktidar partisi bunu kabulenmek istemedi. Bundan dolayı İlk kayyım denemesi Van'da start verdi. Ama Halkın demokratik direnişiyle burada istediklerini elde edemediler. Bundan sonra ibreyi Hakkari'ye çevirdiler. Bu il'e kayyım atandı. Dem partisi Van'ı kaybetmediğinden dolayı Hakkari'de fazla direniş göstermedi, buna razı olundu.
Yerel yönetim seçimlerinden sonra iktidar ve muhalefet partileri genel başkanları Cumhurbaşkanı Erdogan ile CHP genel başkanı Özgür Özel karşılıklı ziyaretlerde bulundular. Yumuşama ve normaleşmeden söz edildi.Türkiye Büyük Millet meclisinin 1 Ekim yasama döneminin açılışında hiç beklenmeyen olumlu bir gelişme daha yaşandı. Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı Devlet Bahçeli Dem grubunu ziyaret etti. Artık herşeyin normal, demokratik bir seyir izleneceği zannedildi. Elbette böyle olması sevindirici bir durumdu. Hele daha sonra aynı Bahçeli, Öcalan çağrısı yaparak ikinci bir çözüm süreci olacağı işaretini verdi. Herkes ülkede kardeşlik ortamının sıkı bir şekilde gelişeceğini düşünürken, yine hiç beklenmeyen bir olumsuz durum oluştu. Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt belediyesini kazanan CHP'li belediye başkanı Prof. Ahmet Özer bir şafak vakti evi basılarak gözaltına alındı. İstanbul ilçelerinin çoğunu CHP kazanmıştı. Anlaşılan bu durumu iktidar partisi kabulenemedi, hazmedemedi. Oysa, Özer halkın yüzde 49 oyunu almıştı.
Tabii böylesi bir uygulama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bilgisi dahilinde olmuştur. 4 Kasım 2024 sabah yine bir şafak vaktinde bu kayyımların eski adresi Dem belelediyleri oldu. Şimdiye kadar, Mardin Büyükşehir belediyesi, Batman il belediyesi ve Şanlıurfa Halfeti ilçesi Belediye başkanlıklarına kayyım atandı. Anlaşılan kayyım atamaları devam edecek gibi görünuyor. Umarız böyle devam etmez Zira böylesi politikalar çözüm olmaz.
İnsanın aklı iktidarın yaptığı bu çelişkili, tutarsız davranışları anlamıyor. Normaleşme deniyor, Türk Kürt kardeşliğinden dem vuruluyor. Sonra tam aksi bir yol izleniyor.
Açıkça demek gerekirse kayyım atama halkın oylarını hiçe saymaktır. Bu da hakka, hukuka aykırıdır. Başkanların suçları vardıysa seçime girmemeleri gerekirdi. Böyle, ben karar veririm yaptım anlayışı, Çoğu kez söylenen kardeşliğe, hak hukuka, ortak vatan anlayışına zarar verir.
Belediye başkan adaylarına isnad edilen suç PKK örgütüne üye olmak veya yardım yapmaktır. Eğer böyle bir durum gerçekten varsa, Dem belediye başkan adaylarının seçimlere katılmamasi gerekirdi. Bilindigi gibi başkan ve belediye meclis adayları en ince ayrıntılara kadar güvenlik soruşturmasından geçer.
Buna rağmen sonradan başkanlara isnad edilen örgute yardım yataklık etme inandırıcı gelmiyor.
Sonuç olarak iktidarlar gelip geçicidir. Ama önemli olan Türkiye halkının birlik beraberliğidir. Siyasi iktidarın buna özelikle dikkat etmesi, bir daha iyice düşünmesi gerekir.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 444 kez okundu.
DEM'Lİ BELEDIYELERE TEKRAR KAYYIM ATANMASI ÇÖZÜM DEĞİLDİR
31 Mart yerel yönetimler seçimlerinde Ak Parti, iller ilçeler düzeyinde istedikleri sonuçları alamadı. Genel olarak başarısız oldular. Hele çok önem verdikleri İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerini CHP'li Ekrem İmamoğluna karşı üçüncü kez kaybettiler. Türkiye belediyelerinin çoğunu CHP ve Dem parti kazandı. Iktidar partisi bunu kabulenmek istemedi. Bundan dolayı İlk kayyım denemesi Van'da start verdi. Ama Halkın demokratik direnişiyle burada istediklerini elde edemediler. Bundan sonra ibreyi Hakkari'ye çevirdiler. Bu il'e kayyım atandı. Dem partisi Van'ı kaybetmediğinden dolayı Hakkari'de fazla direniş göstermedi, buna razı olundu.
Yerel yönetim seçimlerinden sonra iktidar ve muhalefet partileri genel başkanları Cumhurbaşkanı Erdogan ile CHP genel başkanı Özgür Özel karşılıklı ziyaretlerde bulundular. Yumuşama ve normaleşmeden söz edildi.Türkiye Büyük Millet meclisinin 1 Ekim yasama döneminin açılışında hiç beklenmeyen olumlu bir gelişme daha yaşandı. Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı Devlet Bahçeli Dem grubunu ziyaret etti. Artık herşeyin normal, demokratik bir seyir izleneceği zannedildi. Elbette böyle olması sevindirici bir durumdu. Hele daha sonra aynı Bahçeli, Öcalan çağrısı yaparak ikinci bir çözüm süreci olacağı işaretini verdi. Herkes ülkede kardeşlik ortamının sıkı bir şekilde gelişeceğini düşünürken, yine hiç beklenmeyen bir olumsuz durum oluştu. Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt belediyesini kazanan CHP'li belediye başkanı Prof. Ahmet Özer bir şafak vakti evi basılarak gözaltına alındı. İstanbul ilçelerinin çoğunu CHP kazanmıştı. Anlaşılan bu durumu iktidar partisi kabulenemedi, hazmedemedi. Oysa, Özer halkın yüzde 49 oyunu almıştı.
Tabii böylesi bir uygulama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bilgisi dahilinde olmuştur. 4 Kasım 2024 sabah yine bir şafak vaktinde bu kayyımların eski adresi Dem belelediyleri oldu. Şimdiye kadar, Mardin Büyükşehir belediyesi, Batman il belediyesi ve Şanlıurfa Halfeti ilçesi Belediye başkanlıklarına kayyım atandı. Anlaşılan kayyım atamaları devam edecek gibi görünuyor. Umarız böyle devam etmez Zira böylesi politikalar çözüm olmaz.
İnsanın aklı iktidarın yaptığı bu çelişkili, tutarsız davranışları anlamıyor. Normaleşme deniyor, Türk Kürt kardeşliğinden dem vuruluyor. Sonra tam aksi bir yol izleniyor.
Açıkça demek gerekirse kayyım atama halkın oylarını hiçe saymaktır. Bu da hakka, hukuka aykırıdır. Başkanların suçları vardıysa seçime girmemeleri gerekirdi. Böyle, ben karar veririm yaptım anlayışı, Çoğu kez söylenen kardeşliğe, hak hukuka, ortak vatan anlayışına zarar verir.
Belediye başkan adaylarına isnad edilen suç PKK örgütüne üye olmak veya yardım yapmaktır. Eğer böyle bir durum gerçekten varsa, Dem belediye başkan adaylarının seçimlere katılmamasi gerekirdi. Bilindigi gibi başkan ve belediye meclis adayları en ince ayrıntılara kadar güvenlik soruşturmasından geçer.
Buna rağmen sonradan başkanlara isnad edilen örgute yardım yataklık etme inandırıcı gelmiyor.
Sonuç olarak iktidarlar gelip geçicidir. Ama önemli olan Türkiye halkının birlik beraberliğidir. Siyasi iktidarın buna özelikle dikkat etmesi, bir daha iyice düşünmesi gerekir.
Ekleme
Tarihi: 05 Kasım 2024 - Salı
DEM'Lİ BELEDIYELERE TEKRAR KAYYIM ATANMASI ÇÖZÜM DEĞİLDİR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.