NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

İNSANI ANLAMAK

İnsanı anlamak, Prof. Doktor. Özcan Köknel hocanın insan ve davranışları üzerine yazdığı çok değerli kitaplarından biridir. İstanbul üniversitesi tıp fakültesi ana bilim dalı öğretim üyesi olan Psikiyatri profesörü Özcan hoca bu değerli araştırmasında İnsanlar arasında sağlıklı iletişimin, ancak sevgi temelinde diyalogla olabileceğini söyler. Bunun koşulunun ise, sevgiyle beraber ilginin olması gerektiğini belirtir. Kısaca anlamlı bir insan yaşamı “ilgi ve sevgi demektir” demek mümkün. Farkındalık demektir. Empati demektir. Bireysel mutluluğun, mutlu olmanın önde gelen koşulunun ekonomik yönün olduğunu belirtmek gerekir. Bu gayet insani sevgi duygusunun bilinçli ve anlamlı olması ancak bilgi ile mümkündür. Mutluluğun olması için bilginin yanı sıra denge, düzen, ölçü ve uyum bireyin ve toplumun ruh sağlığı için gerekli olan temel ilkellerdir. Aynı zamanda bilimin ve bilimsel düşüncenin de ana kuralıdır. İnsanın bireysel gelişimi ve mutluluğunun toplumsal, kolektif öz ve nitelik taşıdığını neredeyse tüm insan bilimciler, belirtirler. İnsanı toplumdan soyutlamak mümkün değildir. Çünkü insan ancak toplu yaşamakla insan olma vasfını taşır. Bu olgu nerdeyse tüm canlı yaratıklar için geçerlidir. Ama bu durumda garip olan taraf, İnsanın insan olması toplumsal bir yaşamla mümkün olduğu halde insanların çoğunun bencil olmasıdır. Bu ve birçok nedenden dolayı biz sıradan insanların da bildiği gibi insanı ve insanları anlamak kolay değil. Orta çağın ünlü Fransız denemecisi Montaigne, insanları tanımlarken haklı olarak “Bir insanın hali tüm insanlığın hali gibidir” saptamasında bulunur. Montayn kendi tutarsızlığını, çelişkilerini anlatırken, bir anlamda insanlığın halini anlatır. Özet olarak biz acayip bir varlığız değerlendirmesinde bulunur. Zira insanların ölüm gibi büyük yıkımlardan felaketlerden maalesef yeteri kadar ders aldığı söylenemez. Şimdi bir süredir tüm insanlığı yok edebilecek kadar tehdit eden bu koronovirüs belası insanları yek vücut yapması gerekir. Tüm insanlık ailesi olarak ekonomik yardımlaşma, sevgi birlik oluşması gerekir. Özelikle birlik ve dayanışmanın, sevginin öncelikle ailede olması gerekirken, bazı haberlere göre, bazı ailelerde evde oturmaktan kaynaklı kavgalar oluyor. Oysa en çok böylesi afet zamanlarında birbirine sarılmak, destek olmak lazım. Bu nedenle insanları anlamak kolay değildir. Oysa değerli bilim insanları düşünen gerçek bilgi sahibi insanlar böylesi durumları çocuksu haller olarak değerlendirir. Bu değerli insanlar aileyi aşarak insanlık ailesinden söz ederler. Dünyaca ünlü İnsan bilimci Alfred Adler, Yaşamın anlamı ve amacı yapıtında “ Yaşam demek, İnsan soydaşlarına ilgi göstermek, bütünün bir parçası olmak, elden geldiğince insanlığın esenliğine katkıda bulunmaktır” vurgusunda bulunur. Gerçeği demek gerekirse Dünya uygarlığı yerli yabancı böylesi toplumcu değerli bilim insanları sayesinde vardır olacaktır. Nitekim Kapitalist bireyci düşüncenin çözüm olmadığı aksine sorun olduğu bu son ciddi virüs felaketiyle net bir şekilde görüldü. Tüm bu gerçeklere verilere rağmen hala bireyci olmakta direnmek, aklın alacağı bir şey değildir. Geçen haftaki yazımda belirtiğim gibi elbette bireysellik olacak. Kimse bunu inkar edemez. Ancak bilmemiz gereken gerçek, birey ve bireyciliğin farklı olduğudur. Ünlü romancı düşünür Tolstoy, yaşamın ve ölümün anlamını ömrü boyunca arayan, yaşamının sonuna doğru ölümün anlamını yaşamın içinde bulan ; yaşamın amacının da “tüm insanları sevmek, tüm insanlığı kardeş bilmek” olduğunu söylemiştir. Asıl söylemek istediğimiz de budur. Bunun sözde değil özde olması, yani pratiğe yansıması ise sosyal adaletle olur, bencilikten uzak yardımlaşma ile olur. Şimdi İnsanlığın her zamankinden fazla dayanışmaya ihtiyacı olduğu bir gerçektir.
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2020 - Cuma

İNSANI ANLAMAK

İnsanı anlamak, Prof. Doktor. Özcan Köknel hocanın insan ve davranışları üzerine yazdığı çok değerli kitaplarından biridir. İstanbul üniversitesi tıp fakültesi ana bilim dalı öğretim üyesi olan Psikiyatri profesörü Özcan hoca bu değerli araştırmasında İnsanlar arasında sağlıklı iletişimin, ancak sevgi temelinde diyalogla olabileceğini söyler. Bunun koşulunun ise, sevgiyle beraber ilginin olması gerektiğini belirtir. Kısaca anlamlı bir insan yaşamı “ilgi ve sevgi demektir” demek mümkün. Farkındalık demektir. Empati demektir. Bireysel mutluluğun, mutlu olmanın önde gelen koşulunun ekonomik yönün olduğunu belirtmek gerekir. Bu gayet insani sevgi duygusunun bilinçli ve anlamlı olması ancak bilgi ile mümkündür. Mutluluğun olması için bilginin yanı sıra denge, düzen, ölçü ve uyum bireyin ve toplumun ruh sağlığı için gerekli olan temel ilkellerdir. Aynı zamanda bilimin ve bilimsel düşüncenin de ana kuralıdır. İnsanın bireysel gelişimi ve mutluluğunun toplumsal, kolektif öz ve nitelik taşıdığını neredeyse tüm insan bilimciler, belirtirler. İnsanı toplumdan soyutlamak mümkün değildir. Çünkü insan ancak toplu yaşamakla insan olma vasfını taşır. Bu olgu nerdeyse tüm canlı yaratıklar için geçerlidir. Ama bu durumda garip olan taraf, İnsanın insan olması toplumsal bir yaşamla mümkün olduğu halde insanların çoğunun bencil olmasıdır. Bu ve birçok nedenden dolayı biz sıradan insanların da bildiği gibi insanı ve insanları anlamak kolay değil. Orta çağın ünlü Fransız denemecisi Montaigne, insanları tanımlarken haklı olarak “Bir insanın hali tüm insanlığın hali gibidir” saptamasında bulunur. Montayn kendi tutarsızlığını, çelişkilerini anlatırken, bir anlamda insanlığın halini anlatır. Özet olarak biz acayip bir varlığız değerlendirmesinde bulunur. Zira insanların ölüm gibi büyük yıkımlardan felaketlerden maalesef yeteri kadar ders aldığı söylenemez. Şimdi bir süredir tüm insanlığı yok edebilecek kadar tehdit eden bu koronovirüs belası insanları yek vücut yapması gerekir. Tüm insanlık ailesi olarak ekonomik yardımlaşma, sevgi birlik oluşması gerekir. Özelikle birlik ve dayanışmanın, sevginin öncelikle ailede olması gerekirken, bazı haberlere göre, bazı ailelerde evde oturmaktan kaynaklı kavgalar oluyor. Oysa en çok böylesi afet zamanlarında birbirine sarılmak, destek olmak lazım. Bu nedenle insanları anlamak kolay değildir. Oysa değerli bilim insanları düşünen gerçek bilgi sahibi insanlar böylesi durumları çocuksu haller olarak değerlendirir. Bu değerli insanlar aileyi aşarak insanlık ailesinden söz ederler. Dünyaca ünlü İnsan bilimci Alfred Adler, Yaşamın anlamı ve amacı yapıtında “ Yaşam demek, İnsan soydaşlarına ilgi göstermek, bütünün bir parçası olmak, elden geldiğince insanlığın esenliğine katkıda bulunmaktır” vurgusunda bulunur. Gerçeği demek gerekirse Dünya uygarlığı yerli yabancı böylesi toplumcu değerli bilim insanları sayesinde vardır olacaktır. Nitekim Kapitalist bireyci düşüncenin çözüm olmadığı aksine sorun olduğu bu son ciddi virüs felaketiyle net bir şekilde görüldü. Tüm bu gerçeklere verilere rağmen hala bireyci olmakta direnmek, aklın alacağı bir şey değildir. Geçen haftaki yazımda belirtiğim gibi elbette bireysellik olacak. Kimse bunu inkar edemez. Ancak bilmemiz gereken gerçek, birey ve bireyciliğin farklı olduğudur. Ünlü romancı düşünür Tolstoy, yaşamın ve ölümün anlamını ömrü boyunca arayan, yaşamının sonuna doğru ölümün anlamını yaşamın içinde bulan ; yaşamın amacının da “tüm insanları sevmek, tüm insanlığı kardeş bilmek” olduğunu söylemiştir. Asıl söylemek istediğimiz de budur. Bunun sözde değil özde olması, yani pratiğe yansıması ise sosyal adaletle olur, bencilikten uzak yardımlaşma ile olur. Şimdi İnsanlığın her zamankinden fazla dayanışmaya ihtiyacı olduğu bir gerçektir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.