İsraf bir hastalıktır. Tedavi edilmelidir. Zira, israf, maddi manevi bir yıkım getirir. Adaletsizlik ve eşitsizlik israfla başlar, israfın bir sonucudur. İsraf yapanlar, saçıp savuranlar, kişilikleri gelişmemiş, sorunlu kişilerdir. Bir toplumda yoksulluk varsa, muhtaçlık varsa, nedeni, lüks yaşam ve israftır. Konuyla ilgili  bir dünya örgütü, israf yapan ülkeler araştırmasına göre, ülkemiz, maalesef ilk üç ülke arasında bulunuyor. Ülkemizde günde milyonlarca ekmek çöpe gidiyor. Su israfı had sahfada bulunuyor. Ülkemiz elverişli coğrafyasına rağmen su zengini bir ülke değildir.  İleri bir tarihte su belki de petrolden daha değerli olabilir. Hatta bazı savaşların su nedeniyle çıkabileceğini konunun uzmanları söylüyor.  Bu nedenlerden dolayı, israf konusu, bir devletin, bir halkın bir güvenlik sorunudur. Buna Stratejik bir sorun denilse doğrudur. Bundan dolayı, devlet ve sivil toplum kuruluşları bu önemli konuda önlem almaları, duyarlık oluşturmaları gerekiyor. İsraf sorunu yalnız ülkemiz için değil, insanlık için önlenmesi gereken, insani ve evrensel bir sorundur.  Zira, dünyada bir milyar civarında insan açlık çekiyor. Milyonlarca insan, çocuk, bebek, açlık veya yetersiz beslenme sonucunda, trajik bir biçimde erken yaşta ölüyor. Oysa, ülkemiz dahil, diger dünya ülkelerinde günde milyonlarca gıda maddeleri israf yapılıp çöpe atılmaz, açlık çeken ülkelere gönderilmeleri halinde, bu kadar insan açlıktan ölmeyebilir. Haklı olarak israf bir hastalıktır dedik. Bu hastalık, kibir, sonradan görme bir hastalığıdır. Israf yapma, lüks yaşama tutkusu imrenilecek, takdir edilecek bir davranış olamaz. Olgun, kamil insan buna ihtiyaç duymaz. Bu davranışta bulunanlar, kişilikleri gelişmemiş, aşağılık kompleksi olan kişilerdir. Orta çağın ünlü müslüman sosyologu Ibni Haldun, bir devletin çöküş nedenin israf ve lüks yaşam olduğunu, yüzlerce yıl evvel söylemiş, bu önemli tespit, hala gerçekliğini ve geçerliğini.koruyor. Bunun somut kanıtı Ak Parti iktidarının israf, lüks yaşam ve yolsuzluk sonucunda ülkemiz enflasyon oranında, yine dünya ülkeleri arasında ilk üç ülke arasına girmiştir. Bunun sonucunda, yoksulluk önemli oranda artmıştır.  Dinimizde israf kesinlikle yasaklanmıştır. Yiyin, için, israf yapmayın, Allah israf yapanları sevmez denilir. Bir ayette ise, biraz ağır olacak, "Israf yapanlar, şeytanın kardeşleridir." Denilir.  Büyük bir çelişki olarak, dinimizde Israf, lüks yaşam, şatafat, böyle ağır bir şekilde tenkit edildiği halde, sağlam müslüman olarak geçinenlerin, israf yapmaları, israf'a devam etmeleridir. Yapılması gereken, israfla mücadelenin bir devlet politikası olarak belirlenmesi gerekir. Bunun için sürekli olarak hutbelerde, yazılı ve görsel medyada israfı önleme yayınları yapılması, israf yerine paylaşmanın özendirilmesi halinde, toplumsal duyarlık oluşur. Toplumda adalet ve eşitlik duygusu gelişir.