Ankara Beştepe'de 1150 odalı Külliye denilen Cumhurbaşkanlığı sarayı yapılırken muhalefetten ve bazı aydınlardan gelen eleştirilere karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan "İtibardan tasarruf olmaz." demiştir. Arada sırada bu sözleri konu gereği tekrarlamıştır. Daha sonra yazlık bir Saray"da Muğla ilinin Marmaris ilçesinin Okluk koyun'da yaptırmıştır. Buranın resmi adı Cumhurbaşkanlığı devlet konuk evidir. Birde Bitlis Ahlat ilçesi Van gölü kıyısında yine büyük bir saray yapılmıştır.
Cumhurbaşkanı, ayrıca İstanbul'da Osmanlı devleti döneminde yapılan saraylar, Dolmabahçe ve diğer sarayları kullanmaktadır. Bu Külliyelerin büyük masrafları vardır. Bunlardan Cumhurbaşanının sürekli kaldığı Beştepe Külliyesinin günlük harcamasının otuz üç milyon eski hesapla otuz üç tirilyon olduğunu basın yazmıştır. Bu meblağ büyük bir para, büyük bir israftır. Bu para Milyonlarca asgari ücretle geçinen işçilere, yoksullara yıllık yekünunu hesap etsek, verilmiş olsaydı bir destek ve katkı olurdu. Çalışanların ücretlerinin böyle düşük tutulması, sefalet ücreti olmasının en önemli nedeni devlette yapılan israf ve yolsuzluklardır. Bundan dolayı yazının başlığı israf anlamında, İtibardan tasarruf olmaz, asgari ücrette olur denilmiştir. Devlette aşırı bir israf var. Oysa zengin ülkelerde böyle israf yoktur.
Ülkemiz gelişmiş bir sanayı ülkesi de değildir. Milyonlarca işsizi, asgari ücretle geçinmeye çalışan, dar gelirlisi olan, yine milyonlarca insanın sosyal yardımlarla geçindigi bir ülkedir. Ekonomisi israfa hiç dayanmaz. Oysa dünyanın en zengin ülkeleri Amerika devletinde ve böyle israf, Cumhurbaşkanın oturduğu Beyaz Saray'da bile bu kadar çok oda bu kadar çok lüks, masraf yoktur. Almanya devletinde ve Cumhurbaşkanlığı, Başbakan'ın kaldıkları yerlerde israf yoktur, mütevazi yerlerdir. Sayın Cumhurbaşkanı'ın itibardan tasarruf olmaz deyişi belirtmem gerekir ki doğru bir yaklaşım değildir. İsraf anlamında iyi örnek olmuyor. Ayrıca bu anlayış İslam dinin kurallarıyla çelişir. Kendisi bildiğimiz kadar İslam dinine bağlı inançlı bir kişidir. Çünkü İslam tarihini incelediğimizde peygamberimizin çok sade, gösterişsiz bir yaşamı vardır. Asrı saadet dediğimiz dört halife döneminde yine lüks bir yaşam yoktur. İslam tarihinde lüks şatafat Emeviler, Halife Muaviye döneminde başlamıştır. İlk saray Şam şehrinde yapılmıştır. Bu durumu peygamberimizin hayatta kalan sahabeleri, özelikle Ebuzer Gaffari hazretleri çok eleştirmiştir. Öğrendiğimiz kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasetin ilk yıllarında sade bir yaşam tarzı, Îslam dinin ilk kuralarına bağlıdır. Sonra değiştiği, lüks merakı olduğu anlaşılıyor. Sanırım bunda çevresinin ve danışmanlarının etkisi olmuştur. Ülkemizde izlenen zengin yaşam tarzlı ekonomik politika sonucunda sınıflar arasındaki maddi farklar makul düzeyi çok aşarak zengin daha zengin fakir daha fakir haline gelmiştir. Büyük bir enflasyon oluşmuştur. Enflasyon yani hayat pahallığı bilindigi gibi yoksul kesimler için bir anlamda açlık, yeterli besinleri almamak demektir her şeyin fiyatı en azından ortalama üç beş misli artmıştır. Ama tüm bu aşırı fiyat artışlarına rağmen 2025 yılı için asgari ücret 17 bin iki liradan 22 bin 100 dört lira olmuştur. Yani yani beş bin lira artmıştır. Oysa bir ev kirası ortalama 15-20 bin liradır. Tahmini olarak, asgari ücretlilerin büyük çoğunluğunun mülk evleri yoktur, kirada otururlar. Bir düşünelim bu insanlar nasıl geçinecekler, asgari ücret açlık sınırının bile altına gelmiştir. Tüm buna rağmen Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada çalışanları Asgari ücretlileri enflasyona ezdirmediklerini söylemiştır. Halbuki yıllık enflasyon ortalama yüzde 46 civarında tahmin ediliyor. asgari ücrete verilen ücret artışı yüzde 30. Bu nasıl enflasyona ezdirmemek, anlaşılır bir durum değildir. Biraz düşünmek, empati yapmak gerek, milyonlarca insan bu hayat pahallığında bu parayla nasıl geçinecekler. Biz toplum içinde yaşayan bir vatandaş olarak, bir yerel köşe yazarı olarak Cumhurbaşkanın'dan talebimiz vakit geçmeden asgari ücreti bir miktar da olsa artırmalıdır. Kimse kusura bakmasın, aksi halde kul hakkı ihlal edilmiş olur.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 110 kez okundu.
İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ ASGARİ ÜCRETTEN OLUR
Ankara Beştepe'de 1150 odalı Külliye denilen Cumhurbaşkanlığı sarayı yapılırken muhalefetten ve bazı aydınlardan gelen eleştirilere karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan "İtibardan tasarruf olmaz." demiştir. Arada sırada bu sözleri konu gereği tekrarlamıştır. Daha sonra yazlık bir Saray"da Muğla ilinin Marmaris ilçesinin Okluk koyun'da yaptırmıştır. Buranın resmi adı Cumhurbaşkanlığı devlet konuk evidir. Birde Bitlis Ahlat ilçesi Van gölü kıyısında yine büyük bir saray yapılmıştır.
Cumhurbaşkanı, ayrıca İstanbul'da Osmanlı devleti döneminde yapılan saraylar, Dolmabahçe ve diğer sarayları kullanmaktadır. Bu Külliyelerin büyük masrafları vardır. Bunlardan Cumhurbaşanının sürekli kaldığı Beştepe Külliyesinin günlük harcamasının otuz üç milyon eski hesapla otuz üç tirilyon olduğunu basın yazmıştır. Bu meblağ büyük bir para, büyük bir israftır. Bu para Milyonlarca asgari ücretle geçinen işçilere, yoksullara yıllık yekünunu hesap etsek, verilmiş olsaydı bir destek ve katkı olurdu. Çalışanların ücretlerinin böyle düşük tutulması, sefalet ücreti olmasının en önemli nedeni devlette yapılan israf ve yolsuzluklardır. Bundan dolayı yazının başlığı israf anlamında, İtibardan tasarruf olmaz, asgari ücrette olur denilmiştir. Devlette aşırı bir israf var. Oysa zengin ülkelerde böyle israf yoktur.
Ülkemiz gelişmiş bir sanayı ülkesi de değildir. Milyonlarca işsizi, asgari ücretle geçinmeye çalışan, dar gelirlisi olan, yine milyonlarca insanın sosyal yardımlarla geçindigi bir ülkedir. Ekonomisi israfa hiç dayanmaz. Oysa dünyanın en zengin ülkeleri Amerika devletinde ve böyle israf, Cumhurbaşkanın oturduğu Beyaz Saray'da bile bu kadar çok oda bu kadar çok lüks, masraf yoktur. Almanya devletinde ve Cumhurbaşkanlığı, Başbakan'ın kaldıkları yerlerde israf yoktur, mütevazi yerlerdir. Sayın Cumhurbaşkanı'ın itibardan tasarruf olmaz deyişi belirtmem gerekir ki doğru bir yaklaşım değildir. İsraf anlamında iyi örnek olmuyor. Ayrıca bu anlayış İslam dinin kurallarıyla çelişir. Kendisi bildiğimiz kadar İslam dinine bağlı inançlı bir kişidir. Çünkü İslam tarihini incelediğimizde peygamberimizin çok sade, gösterişsiz bir yaşamı vardır. Asrı saadet dediğimiz dört halife döneminde yine lüks bir yaşam yoktur. İslam tarihinde lüks şatafat Emeviler, Halife Muaviye döneminde başlamıştır. İlk saray Şam şehrinde yapılmıştır. Bu durumu peygamberimizin hayatta kalan sahabeleri, özelikle Ebuzer Gaffari hazretleri çok eleştirmiştir. Öğrendiğimiz kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasetin ilk yıllarında sade bir yaşam tarzı, Îslam dinin ilk kuralarına bağlıdır. Sonra değiştiği, lüks merakı olduğu anlaşılıyor. Sanırım bunda çevresinin ve danışmanlarının etkisi olmuştur. Ülkemizde izlenen zengin yaşam tarzlı ekonomik politika sonucunda sınıflar arasındaki maddi farklar makul düzeyi çok aşarak zengin daha zengin fakir daha fakir haline gelmiştir. Büyük bir enflasyon oluşmuştur. Enflasyon yani hayat pahallığı bilindigi gibi yoksul kesimler için bir anlamda açlık, yeterli besinleri almamak demektir her şeyin fiyatı en azından ortalama üç beş misli artmıştır. Ama tüm bu aşırı fiyat artışlarına rağmen 2025 yılı için asgari ücret 17 bin iki liradan 22 bin 100 dört lira olmuştur. Yani yani beş bin lira artmıştır. Oysa bir ev kirası ortalama 15-20 bin liradır. Tahmini olarak, asgari ücretlilerin büyük çoğunluğunun mülk evleri yoktur, kirada otururlar. Bir düşünelim bu insanlar nasıl geçinecekler, asgari ücret açlık sınırının bile altına gelmiştir. Tüm buna rağmen Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada çalışanları Asgari ücretlileri enflasyona ezdirmediklerini söylemiştır. Halbuki yıllık enflasyon ortalama yüzde 46 civarında tahmin ediliyor. asgari ücrete verilen ücret artışı yüzde 30. Bu nasıl enflasyona ezdirmemek, anlaşılır bir durum değildir. Biraz düşünmek, empati yapmak gerek, milyonlarca insan bu hayat pahallığında bu parayla nasıl geçinecekler. Biz toplum içinde yaşayan bir vatandaş olarak, bir yerel köşe yazarı olarak Cumhurbaşkanın'dan talebimiz vakit geçmeden asgari ücreti bir miktar da olsa artırmalıdır. Kimse kusura bakmasın, aksi halde kul hakkı ihlal edilmiş olur.
Ekleme
Tarihi: 26 Aralık 2024 - Perşembe
İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ ASGARİ ÜCRETTEN OLUR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.