Karadeniz bölgesi Kastamonu ve Sinop'ta aşırı yağıştan oluşan büyük bir sel nedeniyle büyük bir miktarda can ve mal kaybına neden oldu. Dereler tarih boyunca taşar çevreye zarar verir. Örneğin Urfa karakoyun deresi geçmiş yıllarda arada bir  taşar can ve kaybına yol açardı. Eski zamanda yağışın ne zaman ne şiddete yağacağı bilinmez, bundan dolayı gerekli önlemler alınamazdı. Tarih kitaplarının yazdığına göre  Karakoyun deresinin ne zaman taşacağı çok  bilinmezdi. Tarihte Karakoyun deresi bazen geceleri, yarı gecede Urfa'da aniden bastıran şiddetli yağışlar sonucu taşar,. Çevresindeki evler sular altında kalır, insanlar evlerinin içerisinde uyurken sular içerisinde kalarak boğulur. Sular yataklar içerisinde çoluk çoçuğu sürükler, ölen insanları derenin ovaya karıştığı yerlere atarmış. Tarihte ve günümüzde sel felaketleri fazla tahribat yapmadan önlenebilir. Ama Karadeniz bölgesinde'ki illerimizde vuku bulan felaket önlem alınmaması sonucu büyük boyuta varmıştır. Hidrolik elektrik santraller HES kurularak doğanın dengesi bozularak adeta felaketlere davetiye çıkarılmıştır. Ayrıca dere kenarlarına yapılan hemde çürük yapılan binalar birçok masum insanın ölümlerine neden olmuştur. Kastamonu Bozkurt ilçesinde sel felaketinde  tam bir trajedi yaşanmıştır. Meteoroloji ilçede büyük şiddetli  bir yağış olacağını söylüyor. Bunun üzerine güya sorumlu olanlar halka şiddetli bir yağış olacağı anonsu yapıyor. Dere kenarlarından araçlarınızı çekin uyarısı yapılıyor. Herkes arabalarını yüksek yerlere götürüyor. Olayın acı yönü bu şiddetli yağıştan dolayı kendinizi koruyun veya dere kenarlarından çekilin kaçın denilmıyor. Nitekim 4-5 metre yükselen sular tek katlı evleri yutuyor. Binaların ikinci katlarını bile su basıyor. Şiddetli yağış sonucu insanlar dere kenarlarında sulara kapılarak evlerinde boğularak ölüyor. 21 yüzyılda bir Türkiye trajedisi olarak tarihe geçiyor. Olayın diğer düşündürücü yanı, dere kenarlarına yapılan iki üç yıllık binalar eksik inşaat malzemesi çalınarak yapılan binalar yeni köprüler yıkılıyor. Eski sağlam binalar eski sağlam köprüler yıkılmıyor. Malesef ülkemizin her tarafında yangın   felaketlerde bu mücahit gelip mütahit  olanların verdikleri tahribat yaşanıyor. Önlemler hala alınmıyor. Siyasi parti lideleri başta AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ana muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu  afet bölgesine giderek incelme yaptılar. Erdoğan Bozkurt'ta yangın bölgelerinde olduğu gibi çay dağıtmıyor. Önlem alınmadığını bundan ders çıkarmamız gerek diyeceğine, öyle bir cümle kullanıyor ki çok düşündürücü  "bir ölür bin doğarız" diyor. İnsan ne diyeceğini bilemiyor. Böyle geliyorum diyen felaketlere Kader deyip olayın içerisinden kolayca çıkamayız. Hele hameset hiiç yapılmaz. Dinimizde kadere tedbir diye bir kural vardır. Umarız bu felaket bu musibet bundan sonra ders olur. Gerekli önlemler alınır. Bir uyarıyı ilimiz Şanlıurfa Karaköprü deresi için yapmak gerek. Allah muhafaza etsin. Olası bir sel felaketinde Karaköprü deresi yanlarında yer alan binalar tehlike teşkil edebilir. Nitekim geçen gün Şanliurfa'da yağan kısa süreli bir yağmurda bazı binların sular altında kaldığı söyleniyor. Uzun süreli yağacak şiddetli bir yağmur ve selin vereceği zararı düşünmek bile istemiyoruz. Zaten  tarihsel süreçte, Karakoyun ve Karaköprü deresinin yıkımlar yaptığı biliniyor. Bu nedenle gazetemiz köşesinden başta Şanlıurfa büyük şehir ve Karaköprü belediyesine bir uyarı yapıyoruz.  Fizibilite çalışması yaparak, derenin olası bir taşması sonucu, dere kenarlarında evlerde yaşayan insanlara ve evlere zarar vermemesi için gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır.