Bazı deyişler, kavramlar çoğu kez eş anlamlı olarak zannedilir, anlaşılır. Örneğin, islam, müslüman, yahudi, siyonist, ulus, millet, sosyal demokrat, sosyalist, kominizm. Bu benzer deyişleri çoğaltmak mümkün. Bu kadarı yeter, fazla ayrıntı, köşe yazısı tekniğine uygun omuyor. Biz gelelim bu anlamda, konumuz olan, kişilik ve kimlik kavramını biraz açalım. Kişilik ve kimlik deyişi üst satırda değindiğimiz gibi eş anlamlı zannedilen bir kavramdır. Oysa bu her iki kavram birbirlerine benzeseler bile farklı iki kavramdır. Kişilik insanın doğuştan gelen atalarından kalan, genetik yapı, fiziksel, ruhsal özelik taşır. Her insanın farklı bir kişilği vardır. Bu durum ruhsal olduğu kadar önemli derecede biyolojik değişiklik ihtiva eder. Örneğin her insanın farklı parmak izi vardır. Hatta inanılmaz bir şekilde vücut ısıları bile değişiktir. Tüm bunlara rağmen, elbette, genelde, tüm insanlık, sonra, ırklar, ve yakın akrabalar arasında ortak, benzer, biyolojik, genetik, benzerliklerin olduğu, bilimsel bir gerçeltir. Ruh bilimcilere göre kişilk bireyin kendine özgü ve ayırıcı davranışlarının bütünü olarak tanımlanır. kişilk sözcüğü günlük konşmalarda sık sık geçer. Birinden söz ederken, çoğu zaman kişilk sahibi, güvenilir kişiliği var, kişiliiği zayıf, kişiliksiz gibi deyimler kullanılır. Ayrıca her insanın ayrı bir mizacı, huyu bulunur. İnsanlar arasında huy, mizac, karekter benzerlikleri de olabilir. Genel olarak kişilikle ilgili kullanılan bir sözcük, karekterli veya karektersiz kişi tanımlamasıdır. Bir insanın huyu, düşünce ve davranışlarında soya çekimin, genetik yapının önemli bir işlevi bulunur. Ancak, bununla birlikte, can çıkar huy çıkmaz sözü tartışmalıdır. Her ne kadar bu deyişte kısmen bir gerçek payı varsa bile, çevrenin, eğitimin, insanların düşünce ve davranışlarında kalıtım kadar etkilidir denilse doğrudur. Bu önemli konun felsefi karşılıkları da vardır. örneğin Aristo mantığı veya idealist felsefeye göre insanın davranışlarını, öznel yapısı düşünceleri belirler. Oysa materyalist felsefeye göre, buna maksist felsefe, bilimsel sosyalist felsefe demek mümkün. Buna göre insanın kişiliğini belirleyen düşünceleri değil, düşüncelerini belirleyen toplumsal varlıklarıdır, yani, çevredir, okuldur, eğitimdir saptamasında bulunur. Yine varoluşçu felsefenin önemli siması, temsilcisi, Fransız yazar Jean Paul Sartre insan ne ise degil, ne olmuşsa odur derken, Marks'la örtüşür.İnsan çabasıyla olumsuz şartların üstesinden gelebilir. Maddi olarak sahip olmak değil, kişilik ve bilgi olarak, olmak, önem teşkil eder. Kimlik konusu ise, insanın doğuştan gelen farklı dlsel, dinsel kimlikleri olması doğaldır. Ancak buna rağmen, kimlik kişilikten farklı bir alandır. Nitekim bazı insanlar doğuştan gelen bazı kimlikleri red eder, kabul etmez. Bunların dışında insanlar arasında farklı kimlikler, aidetler mevcuttur. Örneğin, sendika, dernek, üyelikleri gibi kimlikler olabilir. Kişilik ve kimlik'te önemli olan, değrlii olan, insanları ötekleştirmeden, ayrım yapmadan, kendisiyle çeveresiyle barışık olmasıdır. Çağdaş dünyada, çağdaş, demokratik düşünen insanlar , yerel düşündükleri kadar, evrensel, hümanist, insancıl düşünürler. Farklılıklar bir ayrım sorunu olmaz, aksine çoğunluk düşünce yapısı değil, çoğulculuk daha değerli olur. Kısaca, özce, önce insan olmak kimliği, barışçı, çelişki çözücü, kişilk değer teşkil eder.