Hızla değişen gelişen bir çağda yaşıyoruz. İnsanlık tarihinde şimdiye kadar son 25-30 yılda olduğu kadar sanayi teknik bir devrim olmamıştır. Araba, uçak, telsiz, telefon derken, bilgisayar, internet, akıllı cep telefonları çıktı. Teknoloji, İletişim aletleri insanların yaşama şartlarını, alışkanlıklarını değiştirdi. Buna hazırlıklı olmayan alt yapıları bilgi temelleri yetersiz bireyler kendilerine ve yaşadıkları topluma bir anlamda yabancılaştılar. Son yıllarda artan sayıda yayınlanan kişisel gelişim kitapları bundan dolayı bir ihtiyaç olarak piyasaya çıktı buna gereksinme duyan insanlara sunuldu. Yararlı kişisel gelişim kitapları aşınan yerel kültürlerin, değer yargıların bilincine varma, eski ile yeni arasında farkı anlama, bilinçli bir davranış düşünce edinmede etkili olur. Analiz yapan, sorgulayan kişiler kendileri olur, kendilerini gerçekleştirir. İşte bunun yolu da okumaktan temel bilgilerden geçiyor. Kişisel gelişim, Kapitalist modern dünya ekonomilerinin geliştiği toplumlarda bireylerin ekonomik, sosyal veya psikolojik sorunlarına kendi başlarına çözüm üretmelerine sağlamaya dönük ortaya çıkan kültürel hareket ve onun uzantısı tümünü kapsayan bir ifadedir. İnsan yapı itibarıyla içten ve dıştan gelen uyarımlar alan bir anlamda çelişkili bir varlıktır. Çelişki deyimine Urfa’da gaile deriz. İç ve dış çelişkilerini çözmek için aklını ve bilgisini kullanmak zorundadır. Yaşamın zorlukları çelişkileri insanların yaşadıkları insani bir olgu olarak her çağda olmuştur. Ama hiçbir zamanda hiçbir çağda yaşadığımız bu teknolojik çağda olduğu kadar ekonomik, sosyolojik, psikolojik sorunlar yaşamamıştır diyebiliriz. Çünkü bilimsel diyalektik düşüncenin belirlediği bize öğrettiği gerçek “insanın varlığını belirleyen bilinci değil, bilincini belirleyen varlıklarıdır” Yani yaşamında kullandığı araçlar ve gereçler insanların düşünce yapısını belirler. Kısaca yaşama tarzı düşünce tarzını belirler. Bir somut örnek verecek olursak, sarayda yaşayan bir insanla kulübede yaşayan bir insanın maddi koşullar gereği düşünce yapıları aynı olmaz. Eski toplum insanların ekonomileri el işleriydi. Doğal sade yavaş işleyen bir yaşamları vardı. Dolaysıyla bu nedenle fazla sorunları çelişkileri yoktu. Hatta rahat bir yaşamları vardı denilebilir. Şimdi öyle değil. Hele son yıllarda artan buna yere dahi sığmayan demek mümkün, uzay teknolojisi içerisinde yaşayan bir toplum, bunun yanı sıra bilgisiz ne yaptığını bilmeyen toplum bireyleri özne değil bir manada nesne gibi olma olasılıkları vardır. İşte bu nedenle insanın çağı anlama sorunları anlama çözüm üretmek için asgari bilgilere ihtiyaçları vardır. Bunun yolu da yararlı bilgiler edinmek yaralı kitaplar okumaktır. Bundan dolayı kişisel gelişim kitaplarını okumakla insan ne yapması nasıl davranması gerektiğini anlar. Kendini ve toplumu anlar tanır. Bir özgüven içerisinde empati yaparak kendisiyle çevresiyle barışık olur. Kişisel gelişme sosyal, ekonomik sorunları anlama çözme kadar, psikolojik sorunları çözmede önemli katkıları olur. İnsan yapı itibarıyla güçlü olduğu kadar güçsüz bir varlıktır. Bu olguyu yeri gelmişken belirteyim, Urfa’da bir ata sözü “insan ham iplikten çürük, polattan sağlamdır” deyişi ile doğru bir şekilde belirtir. Psikolojik sorunlar çağımızın bir gerçeğidir. Bazı uzmanlar bu çağa stres çağı da diyorlar. Stresle sıkıntıyla başa çıkmak için bazı bilgilere gereksinim vardır. Buna ilgili uzmanlar çözüm buldukları gibi, konuyla ilgili bilgiler, kitaplar da destek oluyor. Burada bazı doğru bildiğim deyimleri eklemem gerek. Yaşamak direnmektir. Yıkılmadım ayaktayım. Her gün yeni bir gündür. Her gün yeni bir başlangıçtır. Geçmiş mazi, gelecek meçhul, yaşam bir bakıma yaşanılan andır. Geçmişe üzülme gelecekten korkma. Bunun için insan her zaman umutlu ve sabırlı olmalıdır. İnsan umutsuzluktan umut, çaresizlikten çare üretendir.