ADALETİ Selahaddin adalet konusunda çok duyarlıdır. Savaşın belki bir adaleti yoktur, ama kuralları vardır. Hayatı savaşlarda geçmiştir. Ama, şimdiki deyimle bir savaş suçu işlememiştir. Çoluk, çocuk, kadın, düşkün, esir öldürmemiştir. Uygulamaları Kur'an üzerinedir. Allah teala şöyle buyurmaktadır: "Muhakak ki Allah; adaleti, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor." Kur'an Nahl süresi. Ayet 90. Yaşamı boyunca Kur'an ve sahih hadis emirlerine uymuştur. Nisa süresi. Ayet 135. "Ey insanlar! kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhlerine de olsa,Allah için şahit olarak adaleti gözetin; ister zengin, ister fakir olsun, Allah onlara daha yakındır. Adaletinizde heveslere uymayın. Eğer eğriltirseniz veya yüz çevirirseniz bilin ki, Allah işlediklerinizden şüphesiz haberdardır." ayetinin gereğini yerine getirmeye çalışmıştır. Adalet Selahaddin Eyyübi'nin nerdeyse temel ilkesi haline gelmiştir. Adalet kavramının Allah'ın sırlarından biri olduğuna inaniyordu. İmanı olanın adaleti de olması gerektiğini söylüyordu. Haftanın iki günü Pazartesi ve Perşembe günleri halka açık bir şekilde adalet toplantıları yapar. Halkı dinler, adaletsizliğe, haksızlığa uğrayanları dinler, haklarını misliyle yerine getirirdi. Böylesi önemli toplantılara, kadılar, alimleri fakihler de katılırdı. Selahaddin Her daim Allah'ı zikreder ve her daim Kur'an okurdu. Halka karşı müşfik olurdu. Kur'an hizmetkarlığını severek aşkla yapardı. Biri ondan yardım istemişse, ona yardım etmek için her imkanı kullanmıştır. Onun adalet örneklerinden biri de Sultan olduğu halde, Mhkeme edilmekten kaçınmazdı. Herhangi bir suçu varsa, ceza almaktan çekinmezdi. Davalı olduğu bir davacıyla bir araya gelmekten rahatsız olmazdı. Ömer el Halati adında biri Selahaddin'nin bu özeliğini bildiğinden, kendisinden para koparmak için bir yalan ortaya atar. Davacı olmuştur. Güya, Sultan, Sungur adlı kölesini, elinden almış, mal mülküne el koymuştur. Mahkeme olurlar. Mahkeme sonucunda bu kişinin Sultana'a iftira attığı anlaşılmıştır.Selahaddin buna rağmen bu kişiyi ceza almaktan alıkoymuş, afetmiş. Hatta kendisine bir altın hilat, bir miktar vermiştir. Onun zamanında bütün vergiler kaldırılmıştır. Mısırda Fatimi Şii sultanlığında nil suyundan içmek bile vergiye tabi imiş. Bu haksız uygulama kalldırılmıştır. Zaten İslam şeriatında devlet Allah'ın suyunu satmaz haramdır diye bir kaide vardır. Selahaddin Eyyübi'de üstün insan, erdem olan vasıfların neredeyse tümü bulunuyordu. Bunlardan en önemlisi cesareti ve cömertliğidir. Bir defasında Akka limanına 70 tane düşman gemisi ve 500 bin civarında asker gelir. Buna rağmen metanetini ve cesaretini korur. Az sayıda mücahitle binlerce düşman askerlerine galip geldiği çok görülmüştür. Savaş esnasında, yerinde durmaz, cepheden cepheye koşardı. Askerlerine moral verirdi. Türk ve Kürt, Arab savaşçıları kahramanca savaşırlardı. Ancak Arab bedevileri gönüllü savaşmaz, selahaddin onlara para verir. Para alınca savaşırlardı. Selahaddin son derece çok cömert bir Sultandır. İslam şeriatında cömertlik çok övülmüştür. Nebi aleyselam çok cömerti çok cesurdu. Cömertliği, sehaveti üstün bir ahlak sayardı. Selahaddin de yüce peygamberi örnek almıştır. Öldüğünde kişisel bir servet, para bırakmadı. Mısır Fatımi saraylarında bulunan altın ve mücevharatları, askerlerine, emirlerine, halka dağıtmıştır. Kendisine hiç bir şey ayırmamıştır. İşte Selahaddin'i Selahaddin yapan, dünya tarihine altın rakamlarla yazdıran böyle vasıfları vardı. Beldeleri bile verdiği olmuştur. Selçuklularda olan ikta sistemini tümüyle değilse bile kısmen uyguladığı anlaşılıyor.Cömertliği o kadar çoktu ki eğer dolabında mal ve para varsa onu o gece dağıtmadan rahat etmezdi. Yaşlılara, düşkünlere, çocuklara çok kıymet ve değer verirdi. Haçlıların Akka kuşatmasında mücahitlerine 12 bin at hediye etmiştir. Amacı, mücahitleri yılmadan, usanmadan savaşmaları için teşvik etmekti. Ölene kadar, zekata malik olacak kadar malı olmadı. Zira eline geçen serveti, parayı, durmadan dağıtıyordu. Abartmadan demek gerekirse dünya insanlık tarihinde böyle bir lider görülmemiştir. Kadı ve tarihçi İbn-i Şeddad anlatıyor. Bir gün kendisiyle sohbet ederken şöyle dediğni rivayet eder. "Bu insanlar içinde mala, toprağa bakar gibi bakanlar var." dediğini aktarır. Kadı Şeddad ekler, bu sözüyle bilmeden kendisini anlatmış olur der. Selahaddin İslam dini şartlarına azami derce riayet ederdi. Bunların en önemlisi Cihad'dır. Bu nedenle her türlü Cihad şeklini yapardı. Malıyla canıyla cihad'a seferber olurdu. İbn-i Şeddad Selahaddin'ın cihad sevgisi hakkında bir kitap yazmıştır. Allah için Cihad onun en çok sevdiği bir ameldi. AHLAKI çok hilim merhamet sahibi, yumuşak huylu ıdi. Suçluları çok bağışladığı olmuştur. Arkdaşlarından hatalı davranışta bulunanları çok eleştirmez, görmemezlikten gelirdi. Fazilet erdem sahibiydi. Devam edecek