Sultantepe savaşından sonra Eyyübiler ile Zengiler arasında barış anlaşması devam ediyordu. Ancak beklenmeyen bir hadise oldu. İkinci Seyfeddin Gazi hastalandı, bu hastalıktan kurtulamadı çok genç bir yaşta 30 yaşında öldü.Onun yerine kardeşi İzzedin Mesut geçti.
Halep'te ise yine beklenmeyen bir ölüm oldu. Nureddin Mahmut'un oğlu Melik Salih çok daha bir genç yaşta 20 yaşında öldü. Ölümün nedeni zehir verildi denilmiştir.
Melik Salih ölümünü hisettiğinde emirlerini yanına çağrır, kendisinden sonra Halep'in hakimi olarak İzeddin Mesud'u kabul etmelerine dair yemin alır. Melik Salih vefat ettikten sonra emirler ile Halep halkı İzeddin Mesud'u Halep'e hakim olmak üzere davet ederler. İzeddin Mesud büyük bir gösteri ile Halep'e gelir, yönetimi devir alır.
İzeddin Mesud Halep'te bir kaç ay kaldıktan sonra Rakkaya geçti. Sincar hakimi kardeşi İmadüddin Zengi'nin elçisi yanına geldi. Halep ile Sincarı değiştirme teklifinde bulundu. İzeddin Mahmud önce bu teklifi kabul etmez, red eder. Abcak şiddetli ısrar üzerine, istemeyerek Halep'i kardeşine verir. Kendisi Sincar, Habur, Nusaybin, Suruç, daha başka beldeleri alır.
Selahaddin Eyyübi bunu duyunca barış anlaşmasına aykırı olduğu için bu anlaşmayı tanımaz. Derhal ordunun başında harekete geçer. Cezire bölgesinin tamamını hakimiyetine alır. Sonra Halep'e yönelir, Halep'i İmadüdddin Zengi'den teslim alır.
Halep alındıktan sonra Eyyübiler Mezopotamya ve Irak bölgesine yöneldiler. Zira orası kontrol altına alınmasa Suriye bölgesi de tehlikeye girecek, haçlılara karşı mücadele sekteye uğrayacaktı. Bu nedenle bu bölgenin de alınması gerekiyordu. Urfa, Suruç, Birecik,, Nusaybin çok zorlanmadan alındı.Çünkü güçlü, örgütlü, organize edilmiş Eyyübi ordularının önünde durulmuyordu.
Musul'da alınmak isteniyordu. Zira Musul ile Halep arasında geçişler ve diyalog vardı. Ancak Musul'un alınması öyle kolay değildi. Şehrin etrafı çok kuvvetli, kolayca geçit vermeyen sağlam surlarla kaplıydı. Daha önce de Musul alınmak
istenmişti.fakat başarılı olmadılar. Eyyübi ordusu bu defa yine Musul önlerine geldiler, şehri kuşatma altna aldılar.
Günlerce devam eden saldırı sonuç vermedi. İzeddin Mesud bölgede kendine yakın ne kadar Türk güçleri varsa Musul'a toplamışlardı. Büyük silah sevkiyatı yapılmış büyük bir silahlı güç oluşturmuşlardı. Saldırmiyorlar, savunma durumuna geçmişlerdir.
Musul hakimi bir yandan diplomasi, barış yapmak istiyordu. Selahaddin'nin yakını saygın bir din alimi olan İbni Şedad'ı bile arabulucu olması için görüştü. Bağdat'ta halifenin yanına gönderdi. Halifenin ve çeşitli çevrelerin ricasıyla Selahaddin Musul'u almaktan vaz geçti.
Sincar'ı almak istiyordu, Sincar, Kürtçe adı Şengal olan bu şehir Suriye bölgesine daha yakın irtibatın sağlanması için oranın mutlaka alınması gerekiyordu. Bu nedenle Şengale yöneldi. 15 Aralık 1182 tarihinde şehri kuşattı on beş gün sonra şehri ele geçirdi. Sincarın zaptı Cezire emirlerini rahatsız etti.
Sıranın kendilerine geleceğini his ettikleri için bölgedeki güçler ve başta birinci İzzeddin Mahmut, Mardin hakimi kutbettin, Bedlis ve Erzen hakimi Devletşah, Eyyübilerin ordusunun oraya buraya dağınık vaziyette olduklarını haber alınca saldırı planı hazıladılar. Mardin ilinin Harzem nahiyesinde birleştiler. Bunu haber alan Selahaddin Eyyübi derhal ordusunu toparladı. Onlarla karşılaşmak üzere re'sü'l Ayn mıntikasına yürüdü.
Bunu haber alan mütefik güçler bir yenilgi alma korkusuyla çekildiler yerlerine gittiler. Böylece İzeddin Mahmud'un Selahaddin'i bölgeden çıkarma girişimleri sonuçsuz kaldı. Selahaddin Eyyübi güçleri Cezire bölgesininde tek hakımi oldu.
Dönemin güvenli tarihçilerin yazdığına göre İzeddin Mesut saltanat uğruna, benlik duygusuyla olacak ki haçlıları bile Eyyübilere karşı saldırmaya teşvik etmiştir. İç sorun hal olduktan sonra bundan sonraki savaş asıl düşman haçlılarla olacaktır. Devam edecektir.