URFA'NIN FETHİ Selahaddin Eyyübi Cezire bölgesini kontrol ettikten sonra, tekrar halep'e gelir.Oranın güvenliğini tam olarak sağladıktan sonra Urfa'ya bir sefer düzenler, Urfa Zengilerin denetiminde bulunuyordu. 1181 yılında Harran valisi Muzafferüddin Gökbörü, Selahaddin Eyyübi ile temasa geçerek kendisiyle beraber olduğunu, eğer Fırat'ı geçerse kendisine yardım edeceğine dair söz verdi. Selahaddin bu söz üzerine Fırat'a gelir, Muzafferüddin orda ona katıldı. Birlikte Birecik üzerine yürüdüler. Kale hakimi savaşmadan Birecik'i 1182 tarihinde Selahaddin Eyyübi'ye teslim etti. Birecik ilçesinden sonra Suruç ilçesine geldiler. Bu ilçede savaşmadan, direnmeden Suruç'u teslim ettiler. Böylece Urfa'nın iki ilçesi Eyyübilerin denetimine girdi. Bu sefer hedef İl merkezi Edessa, Urfa olacaktı. Eyyübi ordusu Urfa'ya gelince Diğer iki ilçenin aksine burada direnişle karşılaştı. İlin valisiMusul hükümdarı İmameddin Zenginin oğlu Seyfeddin Gazinin atadığı Emir Fahretin Mesut çatışmaların çok şiddetli olacağını gördü, masum insanların ölmemesi için Urfa şehrini Selahaddin Eyyübi'ye teslim etti. Yıl 1182. Bilahre ilin valisi Eyyübilerin hizmetine girmiştir. Kent alındıktan sonra Urfa kalesi kalmıştı. Kalenin mutlaka alınması gerkiyordu. Eyyübi ordusu kaleye saldırdı. Kale dizdarı, komutanı, belli miktarda bir mal karşılığında kaleyı Eyyübilere terk etmek zorunda kaldı. Kısa bir dönem sonra aynı tarihte Harran'a bir sefer düzenlendi. Harran'da alındı. Selahaddin Eyyübi Urfa valiliğine kardeşi oğlu Takiyeddin Ömer'i atadı. Kendisi Rakka'ya gitti. URFA'DA EYYÜBİLER DÖNEMİ Selahaddin ordusuyla birlikte Rakka'dan sonra üçüncü kez Musul'a gitti. Şehri kuşattı bu defa şehrin valisi İzzeddin Mesut'la anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaya göre şehir yönetimi iç işlerinde serbest kendilerni yönetecek, diş işlerinde Eyyübilerin siyasetlerine bağlı olacaktı. Musul sorunu böylece hal olduktan sonra Selahaddiin Eyyübi ve ordusu kış mevsimini geçirmek üzere 1183 yılında Harran'a geldiler. Ordu çok yorulmuştu. Selahaddin orduya iki ay istirahat izni verdi. Selahaddin Harran'ı çok seviyordu. Bu şehrin, havasını, suyunu sevdiği kadar, burada mürşidi, şeyhi Hayati Harran'i de vardı. Şeyhi ile çok derin sohbetler yapar, hoş vakit geçirirdi. Bir ara burada hastalandı. Günlerce ateşler içerisinde hasta yattı. Neredeyse ölecekti. Öldürmeyen Allah öldürmez. Zira kutsal Kudüs'ü alacaktı. Hekimler çeşitli ilaçlar verdiler, şeyhinin de duasıyla Sultan Selahaddin iyileşti, sağlığına kavuştu. Harran halkı ve ordu bu durum karşısında büyük bir sevinç duydu. Selahaddin Nisan ayında Harran'dan ayrılmaya karar verdi. Ordu hazır duruma geldi. Bu defa yönlerini Amed'e çevirdiler. Selahaddin çeşitli seferlerden sonra, Harran valisinin bir sorunu üzerine 1185 tarihinde yine Harran'a geldi bu defa burada yine iki ay kaldı. Selahaddin dört defa Harran'a gitmiştir. Son gelişinde orada üç ay kalmış, iyice dinlenip tedavi olduktan sonra, Mart, Nisan 1186 yılında Şam'a dönmüştür. Urfa'da Eyyübiler devri yaklaşık yüz yıl kadar devam etmiştir. Eyyübi devleti eğemen olduğu yerlerde, şehirlerde, Mısır, Suriye, ve anadolu şehirlerinde imar ve kültür çalışmaları, hizmetleri yapmıştır. Urfa'da yapılan bazı Eyyübi eserleri. Ulu cami imarı ve medreseleri, Yeni Ömeriye cami, Döşeme cami ve medreseleri, aslanlı han, Harran kapı, Hazreti İbrahim makamı dergahın üzerinde olan tepede ne amaçla kurulduğunu bilmediğimiz tarihi çift kubbe. Harran'da Hayati Harrani hazretlerinin türbesi ve yanında yapılan bir cami. Ayrıca yine Harran bölgesinde Hanel Barur adında bir kervan saray bulunmaktadır. Devam edecek