Necmeddin eyyüb Balabek valisi olunca, Dımaşk (Şam) valisi Muciuruddin Eyyüb'ü çekemedi, kıskandı. Bir orduyla Balebek'i muhasara altına aldı. Eyyübi ordusu yeni gelişiyordu. Sayıca fazla değillerdi. Buna rağmen Şam ordularına karşı kahramanca direndiler.Ancak güçleri tükenince, Musul hükümdarları Nureddin Mahmut ve kardeşi Seyfeddin Gaziden yardım istediler. Nedense her ,iki kardeş Eyyübilerin yardımına gidemediler, Necmeddin Eyyüb ve kardeşi Şerkuh zorunlu olarak onurlu bir barış anlaşması yaptılar. Muciruddin ile ordusu Dımaşk'a geri döndü.
Selahaddin'nin ilk çocukluk yılları Balebek'de geçti. Zaman zaman Haçlıların İslam beldelerine baskınlar düzenlediklerini duyordu. Bu durum duyarlı bir çocuk olan Selahaddin Yusuf'u çok üzüyordu. Haçlılara karşı mukavemet yapmak, mücadele etmek düşüncesi içinden geçiyordu. Nerdeyse çabuk büyümek istiyordu. Daha küçük yaşta zulme karşı içinde intikam duygusu oluşuyordu. Yine hicri 546 yılında Haçlılar Balebek'e mücavir olan ovaya saldırmışlar, Necmeddin Eyyüb ve Eseduddin Şerkuh onlara karşı çıkmış ve onları hezimette uğratmışlar, bazılarını esir almışlardı. Böylece Şeddadi Eyyübi ailesi Haçlılara karşı ilk zafelerini kazandılar.
Bu zafer birçok merkezin dikkatini çekti. Kahramanların soyundan gelen bu aile belliki ileride büyük işler yapacaktılar. Bu arada Selahaddin Yusuf büyüyordu. Gençlik çağına geldi. Amcası Aslan yürekli cesur, Şerkuh'un ordusuna katıldı. Şerkuh İmameddin Zengi'nin ölümünden sonra oğlu Nureddin Zengi'nin muhafız birliği komutanı oldu.
Ama Nureddin'nin en çok dikkatini çeken genç yaşta olan Selahaddin oluyordu. Öyle anlaşılıyordu, Nureddin bu genç askerde bir cevher, kabiliyet görüyordu.
Tarihçi Ebu Şame anlatıyor: "Selahaddin, Nureddin'in huzuruna girdi, öne doğru ilerledi, Nureddin onu kabul etti ve ona iyi bir ikta verdi. Ona güvendi onu kendine yaklaştırdı ve onu has adamları arasına aldı. O da onun yanında yükselmeye devam etti. Zira onda yükselmeyi gerekli kılan kabiliyetler görülüyordu."
Nureddin, devlet işleri, vergiler ve tazminatlarla ilgili meselelerde amcası Şerkuh'a danışması için Selahaddin'i görevlendirmişti. Nureddin ileri gelen komutanlarıyla istişareye büyük önem veriyordu. Genç Selahaddin'nin Nureddin yanında görevi bir nevi danışman,akıl hocalığı, sır katibi gibi bir görevdi. Hani denir ya "akıl yaşta değil baştadır." Selahaddin Yusuf'un Allah vergisi bir zekası ve yeteneği vardır.
Başka bir tarihçi İbni'l Furat Selahaddi'nin bu resmi görevi hakkında bizlere daha detaylı bilgiler vermektedir. "Selahaddin yetişinceye kadar babasının yanından ayrılmadı. Adil Sultan Dımaşk'ı ele geçirdikten sonra Emir Necmeddin oğlu Selahaddin'i Nureddin'nin emrine verdi. selahaddin'nin Şam'da saadet yıldzı parlamaya başlamıştı. Selahaddin hayıryolunu, iyilik yapmayı cihad yolunda mücadele etmeyi ondan öğrendi." dıyor. Elbette beraber çalışan insanlar birbirlerinden etkilenir. Bu bilimsel, diyalektik bir gerçektir. Ama özde önemlidir.
Burada konu açılmışken bir vurgu, tespit yapmak isterim. Doğruya doğru demek gerekirse, Türk tarihinde İmameddin Zengi ve oğlu Nureddin'nin özel ve önemli bir yer vardır.Hatta birçok Selçuklu ve Osmanlı padişahlarından üstün yönleri vardır. Zira her iki baba oğul hükümdar İslam dini şartlarına son derece samimi, inaçlı kişilerdir. Aynı zamanda çok cesur, akıllı, yetenekli ve cömertlerdi.
Selahaddin Şam şehrinde varlığını belli ediyor, dikkatleri üzerine çekiyordu. İlim meclislerine katılıyor. Okuyor araştırıyor, dini ilimler dışında, fen bilimleri, felsefe, tarih olmak üzere genel bilgiler ediniyordu. Çocuk yaşta Kur'an'nı ezberlemiş hafız olmuştu. En önemlisi savaş sanatını kılıç, kalkan kullanmayı, yakın dövüş sanatını öğrendi.
22 yaşında Şam emniyet müdürü olur. Asayışı sağlar. Hırsızlık, gasp, yaralama, cinayet olayları oldukça azalır. Selahaddin adil ve dürüst olmakla ün kazanır. Devam edecek