NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -53

Selahaddin, Antakya kontu üçüncü Bohemond'un barış teklifini kabul etmesi gerekiyordu. Zira güney'de Filistin civarında tamamlaması gereken bir görev vardı. Askerlerin bir kısmını memleketlerine gönderdikten sonra, yönünü Safed ve Kevkep kalelerine çevirdi. Safed Kilise birliklerinin, Kevkep tapınak şövelyalarının denetiminde bulunuyordu. 1188 yılının ocak ayında her iki kaleyi de haçlı işgalcilerden geri aldı. SELAHADDİN, ŞAM'A OTURMAK İÇİN GELMEDİK DİYOR Selahaddin Eyyübi ve ordusu, Uzun seferlerden, meşakatlı yolculuklardan sonra, nihayet 1190 tarihinde Şam şehrine geri döndü. Müslümanlar onun gelişine çok sevindiler, Davullar çalınıyor, şehir süslenmiş, her yer bayram yerine dönmüştü. Hazine dairesi vekilli Safiy bin Kabid, Selahaddin için kalenin ön tarafında büyük bir ev yaptırmıştı. Selahaddin bu görkemli evi görünce Maliye vekiline kızdı, onu görevden aldı. "Biz Şam'da oturmak için yaratılmadık, ibadet ve Allah yolunda cihad için yaratıldık. İnşa ettiğin bu lüks ev nefislere gevşeklik verir ve onları yaratıldıkları şeyi yapmaktan alıkoyar." dedi. Selahaddin'in düşünce ve inanc tarzı Kur'an ve resulün emirlerine uygun olurdu. Onun amacı ve hevesi mal mülk değildi. Zaten Kutsal kitap Kur'an'da "Malikel mülk" mülk allah'ın'dır deniliyor. Bu ayetten ve bu ayetlerle örtüşen ayetlerin bir sentezini ve yorumlarını yapacak olursak, İslam dininde bir bakıma özel mlkiyet yoktur, kolektif, toplumcu bir mülkiyet anlayışı ve uygulaması vardır demek mümkün olabilir. Selahaddin bundan dolayı yaşamı boyunca nefsinin heva ve hevesine kapılmamış, mal mülk peşinde olmamıştır. Kendisi için özel bir şey yapılsın, dememiş, istememiştir. Nitekim Hıttin savaşında "Benim için savaşmayın, Allah için savaşın." demiştir. Çok sağlam bir imanı vardı. Falcılar kendisine Kudüs'ü almaktan vazgeç bir gözün kör olur, dediklerinde "İki gözüm de kör olsa, Kudüs uğruna buna razıyim." cevabını verir. ÜÇÜNCÜ HAÇLI SAVAŞI Hıttin savaşı haçlıların en büyük mağlubiyeti oldu. akabinde Kudüs'ün fethi, onları yıkıma uğrattı. Bu yenilgilerin öcünü almak için, tekrar toparlanmaya başladılar. Ortadoğu'dan giden misyoner elçiler Avupa devletlerini gezeek, onları tekrar bir haçlı ıttifakına, savaşına ikna etmeye başladılar. Nitekim bu çalışmalar semeresini verdi, tekrar bir haçlı ordusu kuruldu. Hedef yine Filistin ve Kudüs oldu. Sur kontu ve haçlıların lideri durumuna gelen, Konrad, Selahaddin'in yayılma politikasından, bu arada kendileri iççin daha önemli olan Sur şehrinin düşmesinden derin bir endişe duyuyor, korkuyordu. Üçüncü haçlı savaşına iştiraki, asıl planlayıcısı Sur şehrinin hakimi Konrad vesile oldu. Sur şehri başpiskopus'u cosyas'ı 1187 yılı yaz aylarının sonunda, Ağustos oluyor, Batı Avrupa'ya gönderdi. Papadan, Kontlardan, Krallar'dan acil yardım istedi. Sicilya Kralı Villiam ile görüştü, bu haber üzerine Sicilya Krlalı korktu, durumun vehametini savaştığı Bizans Kralına durumun vehametini anlatan bir mektup yazdı gönderdi. . Sicilya o dönem Bizansla savaşıyordu. Aralarındaki savaşa son vermek istediğini söyledi. Böylece her iki taraf kendi çıkarları, dini kaygıları nedeniyle savaşa son vererek anlaştılar. Müslümanlara karşı birleştiler. Sicilya, böylece derhal bir kaç yüz şövalyeden oluşan bir donanma Trablus'a gönderdi. Bu ek birliklerin gelmesi, Trablus'un Eyyübi ordusu tarafından alınmasını engellemiş oldu. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 25 Aralık 2023 - Pazartesi

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -53

Selahaddin, Antakya kontu üçüncü Bohemond'un barış teklifini kabul etmesi gerekiyordu. Zira güney'de Filistin civarında tamamlaması gereken bir görev vardı. Askerlerin bir kısmını memleketlerine gönderdikten sonra, yönünü Safed ve Kevkep kalelerine çevirdi. Safed Kilise birliklerinin, Kevkep tapınak şövelyalarının denetiminde bulunuyordu. 1188 yılının ocak ayında her iki kaleyi de haçlı işgalcilerden geri aldı.

SELAHADDİN, ŞAM'A OTURMAK İÇİN GELMEDİK DİYOR

Selahaddin Eyyübi ve ordusu, Uzun seferlerden, meşakatlı yolculuklardan sonra, nihayet 1190 tarihinde Şam şehrine geri döndü. Müslümanlar onun gelişine çok sevindiler, Davullar çalınıyor, şehir süslenmiş, her yer bayram yerine dönmüştü.

Hazine dairesi vekilli Safiy bin Kabid, Selahaddin için kalenin ön tarafında büyük bir ev yaptırmıştı. Selahaddin bu görkemli evi görünce Maliye vekiline kızdı, onu görevden aldı. "Biz Şam'da oturmak için yaratılmadık, ibadet ve Allah yolunda cihad için yaratıldık. İnşa ettiğin bu lüks ev nefislere gevşeklik verir ve onları yaratıldıkları şeyi yapmaktan alıkoyar." dedi.

Selahaddin'in düşünce ve inanc tarzı Kur'an ve resulün emirlerine uygun olurdu. Onun amacı ve hevesi mal mülk değildi. Zaten Kutsal kitap Kur'an'da "Malikel mülk" mülk allah'ın'dır deniliyor.

Bu ayetten ve bu ayetlerle örtüşen ayetlerin bir sentezini ve yorumlarını yapacak olursak, İslam dininde bir bakıma özel mlkiyet yoktur, kolektif, toplumcu bir mülkiyet anlayışı ve uygulaması vardır demek mümkün olabilir.

Selahaddin bundan dolayı yaşamı boyunca nefsinin heva ve hevesine kapılmamış, mal mülk peşinde olmamıştır. Kendisi için özel bir şey yapılsın, dememiş, istememiştir. Nitekim Hıttin savaşında "Benim için savaşmayın, Allah için savaşın." demiştir.

Çok sağlam bir imanı vardı. Falcılar kendisine Kudüs'ü almaktan vazgeç bir gözün kör olur, dediklerinde "İki gözüm de kör olsa, Kudüs uğruna buna razıyim." cevabını verir.

ÜÇÜNCÜ HAÇLI SAVAŞI

Hıttin savaşı haçlıların en büyük mağlubiyeti oldu. akabinde Kudüs'ün fethi, onları yıkıma uğrattı. Bu yenilgilerin öcünü almak için, tekrar toparlanmaya başladılar. Ortadoğu'dan giden misyoner elçiler Avupa devletlerini gezeek, onları tekrar bir haçlı ıttifakına, savaşına ikna etmeye başladılar. Nitekim bu çalışmalar semeresini verdi, tekrar bir haçlı ordusu kuruldu. Hedef yine Filistin ve Kudüs oldu.

Sur kontu ve haçlıların lideri durumuna gelen, Konrad, Selahaddin'in yayılma politikasından, bu arada kendileri iççin daha önemli olan Sur şehrinin düşmesinden derin bir endişe duyuyor, korkuyordu.

Üçüncü haçlı savaşına iştiraki, asıl planlayıcısı Sur şehrinin hakimi Konrad vesile oldu. Sur şehri başpiskopus'u cosyas'ı 1187 yılı yaz aylarının sonunda, Ağustos oluyor, Batı Avrupa'ya gönderdi.

Papadan, Kontlardan, Krallar'dan acil yardım istedi. Sicilya Kralı Villiam ile görüştü, bu haber üzerine Sicilya Krlalı korktu, durumun vehametini savaştığı Bizans Kralına durumun vehametini anlatan bir mektup yazdı gönderdi. . Sicilya o dönem Bizansla savaşıyordu. Aralarındaki savaşa son vermek istediğini söyledi. Böylece her iki taraf kendi çıkarları, dini kaygıları nedeniyle savaşa son vererek anlaştılar. Müslümanlara karşı birleştiler.

Sicilya, böylece derhal bir kaç yüz şövalyeden oluşan bir donanma Trablus'a gönderdi. Bu ek birliklerin gelmesi, Trablus'un Eyyübi ordusu tarafından alınmasını engellemiş oldu. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.