NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

PARTİLERIİNDEN İSTİFA EDENLERİN MİLLETVEKİLİĞİ VE BELEDIYE BAŞKANLIĞI DÜŞÜRÜLMELİDIR

Doğruluk, dürüstlük, verlilen sözleri tutmak, vefa, insani erdemdir. Ancak teoride deger verilen kavramlar, çoğu kez pratikte yer bulmuyor, uygulanmıyor. Hayatın her alanında ne yazık ki böylesi olumsuz davranışlar görülüyor. Sosyal ilişkilerde, ticarette, siyasette, özde değil sözde kalınıyor. Eski toplumda, söz senettir denilir, tartışmasız, şüphesiz kabul edilirdi. Açıkça demek gerekirse,  bu kadar alavere dalavere yoktu. Şimdi, yeni toplumsal yapıda, buna kapitalist sistem denilir, herşey alt üst oldu, işler çığırından çıktı, klasik deyimle "Delikli demir icat oldu mertlik bozuldu." Buna konumuzla ilgili bir çok örnek sayabiliriz. Siyasal anlamda, en yeni somut örnek, geçen hafta iki milletvekilli ve onüç belediye başkanın partilerinden istifa ederek Ak Partiye katılımlarıyla gündeme geldi. Ilk cumhuriyet döneminde böyle istifalar olmuyordu. CHP tek parti iktidarı döneminde, doğal  olarak böyle bir davranış olamazdı. Çünkü geçecekleri başka bir parti yoktu. Milletvekilli istifaları ve transferleri, Türkiye'nin 1950'de çok partili seçim sistemine geçtikten sonra ortaya çıkmıştır. Bunun en çarpıcı doruk noktası, 1977 milletvekilli genel seçimlerinde Adalet partisinden seçilen 11 miletvekillinin partilerinden istifa ederek Cumhuriyet Halk partisine geçmeleriyle olmuştur.   Bunun sonucunda Adalet Parti iktidardan düşmüş, Cumhuriyet Halk partisi iktidara gelmiştir. Istifacı 11 milletvekilli bakan yapılmıştır. İktidar değiştiren böylesi büyük bir olayın milletvekilli pazarlıkları İstanbul Florya Güneş motel'de yapıldığı için, tarihe Güneş motel olayı diye geçmiştir. Aynı zamanda, maalesef Türk siyasi tarihine bir utanç sayfasi olarak kaydedilmiştir. Buna benzer istifalar toplumda yoğun bir tepki görmediği için, daha sonra, seçilmişler, partilerinden istifa ederek, başka partilere geçmeleri sıradan bir olay, moda haline gelmiştir. Oysa yapılan bu eylem, davranış çirkindir, ahlaki, etik değildir. Hem kendilerine, hemde kendilerini seçen halka bir saygısızlıktır. Olacak bir durum değildir.  Aslında bu sorun tüm halkın bir sorunu olması gerekirken, tüm partilerin bir sorunu olması gerekirken ortak bir kararla önlenlenmesi gerekirken, istifaların hala devam etmesi düşündürücüdür. Demek "kimse sütten çıkmış ak kaşık değildir." Seçilmişlerin istifası, başka bir partiye geçmeleri  bir hak ihlali, vefasızlık, samimyetsizliktir. Toplumda güvensizliğe, yozlaşmaya yol açar.  Son çözümde, parti değiştirmelerden manevi olarak hiç bir parti kazanclı çıkmaz. Zira bir aldanma ve aldatma olayı vardır. Bir partiye giriliyor, bu partinin ideolojisi savunuluyor, seçimlerde bunun mücadelesi veriliyor, davasının sözü veriliyor. Sonra, sanki hiç bir şey olmamış gibi, kendisine güvenen oy veren insanları hiçe sayarak, karşıt bir düşünceyi savunan partiye geçiyor. Olacak bir durum değildir.  Toplumsal vicdan bunu kabul etmez.   Doğruluk, dürüstlük, adalet, her konuda, üstte, yönetimde olduğu zaman, halka olumlu bir  örnek olur. Bu ilkellere önem veriliyorsa, suçların cezasız kalmaması gerekir. Bir kişi hangi parti olursa olsun, seçildiği bir partiden ayrılıp başka bir partiye geçerse milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye meclis, il genel meclisi üyeligi düşürülmelidir. Boyle bir karar alınırsa,  iktidar, muhalefet, tüm partilerin yararına oldugu gibi, halkın da yararına olur. Ayrıca topluma çok önemli bir adalet mesajı verilmiş olur.
Ekleme Tarihi: 26 Ağustos 2024 - Pazartesi

PARTİLERIİNDEN İSTİFA EDENLERİN MİLLETVEKİLİĞİ VE BELEDIYE BAŞKANLIĞI DÜŞÜRÜLMELİDIR

Doğruluk, dürüstlük, verlilen sözleri tutmak, vefa, insani erdemdir. Ancak teoride deger verilen kavramlar, çoğu kez pratikte yer bulmuyor, uygulanmıyor. Hayatın her alanında ne yazık ki böylesi olumsuz davranışlar görülüyor. Sosyal ilişkilerde, ticarette, siyasette, özde değil sözde kalınıyor. Eski toplumda, söz senettir denilir, tartışmasız, şüphesiz kabul edilirdi. Açıkça demek gerekirse,  bu kadar alavere dalavere yoktu.
Şimdi, yeni toplumsal yapıda, buna kapitalist sistem denilir, herşey alt üst oldu, işler çığırından çıktı, klasik deyimle "Delikli demir icat oldu mertlik bozuldu."
Buna konumuzla ilgili bir çok örnek sayabiliriz. Siyasal anlamda, en yeni somut örnek, geçen hafta iki milletvekilli ve onüç belediye başkanın partilerinden istifa ederek Ak Partiye katılımlarıyla gündeme geldi. Ilk cumhuriyet döneminde böyle istifalar olmuyordu. CHP tek parti iktidarı döneminde, doğal 
olarak böyle bir davranış olamazdı. Çünkü geçecekleri başka bir parti yoktu. Milletvekilli istifaları ve transferleri, Türkiye'nin 1950'de çok partili seçim sistemine geçtikten sonra ortaya çıkmıştır. Bunun en çarpıcı doruk noktası, 1977 milletvekilli genel seçimlerinde Adalet partisinden seçilen 11 miletvekillinin partilerinden istifa ederek Cumhuriyet Halk partisine geçmeleriyle olmuştur. 
 Bunun sonucunda Adalet Parti iktidardan düşmüş, Cumhuriyet Halk partisi iktidara gelmiştir. Istifacı 11 milletvekilli bakan yapılmıştır. İktidar değiştiren böylesi büyük bir olayın milletvekilli pazarlıkları İstanbul Florya Güneş motel'de yapıldığı için, tarihe Güneş motel olayı diye geçmiştir. Aynı zamanda, maalesef Türk siyasi tarihine bir utanç sayfasi olarak kaydedilmiştir. Buna benzer istifalar toplumda yoğun bir tepki görmediği için, daha sonra, seçilmişler, partilerinden istifa ederek, başka partilere geçmeleri sıradan bir olay, moda haline gelmiştir. Oysa yapılan bu eylem, davranış çirkindir, ahlaki, etik değildir. Hem kendilerine, hemde kendilerini seçen halka bir saygısızlıktır. Olacak bir durum değildir. 
Aslında bu sorun tüm halkın bir sorunu olması gerekirken, tüm partilerin bir sorunu olması gerekirken ortak bir kararla önlenlenmesi gerekirken, istifaların hala devam etmesi düşündürücüdür. Demek "kimse sütten çıkmış ak kaşık değildir." Seçilmişlerin istifası, başka bir partiye geçmeleri  bir hak ihlali, vefasızlık, samimyetsizliktir. Toplumda güvensizliğe, yozlaşmaya yol açar.  Son çözümde, parti değiştirmelerden manevi olarak hiç bir parti kazanclı çıkmaz. Zira bir aldanma ve aldatma olayı vardır. Bir partiye giriliyor, bu partinin ideolojisi savunuluyor, seçimlerde bunun mücadelesi veriliyor, davasının sözü veriliyor. Sonra, sanki hiç bir şey olmamış gibi, kendisine güvenen oy veren insanları hiçe sayarak, karşıt bir düşünceyi savunan partiye geçiyor. Olacak bir durum değildir.  Toplumsal vicdan bunu kabul etmez. 
 Doğruluk, dürüstlük, adalet, her konuda, üstte, yönetimde olduğu zaman, halka olumlu bir  örnek olur. Bu ilkellere önem veriliyorsa, suçların cezasız kalmaması gerekir. Bir kişi hangi parti olursa olsun, seçildiği bir partiden ayrılıp başka bir partiye geçerse milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye meclis, il genel meclisi üyeligi düşürülmelidir. Boyle bir karar alınırsa,  iktidar, muhalefet, tüm partilerin yararına oldugu gibi, halkın da yararına olur. Ayrıca topluma çok önemli bir adalet mesajı verilmiş olur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.