Değerli okurlar daha evvel yazdığım belirttiğim gibi bu yazı dizisinde tahminim otuzdan fazla belediye başkanlarını kısaca tanıtmak yazmak imkan ve ihtimali yoktur demiştim. Ancak bu yazıyı yeni okuyanlar için belirtmem gerekir ki, 150 yıllık Urfa belediye tarihinde belediye başkanlığı yapmış büyüklerimiz, bizim inancımıza göre hepsi değerli saygın kişilerdir. Böylesi onurlu bir görevi yaptıkları için kendileri aileleri mutludur iftihar ederler.
Ancak bu kadar çok sayıda insan içinde hizmetleriyle karizmatik kişilikleriyle öne çıkan ancak beş kişiyi yazdım. Buna Urfa’ya gönüllü şekilde hizmet eden bir dönem kısa belediye3 başkanı olan Mustafa Özcan ve fahri belediye başkanı diyebileceğimiz Mustafa Dişli ve şimdi Büyük şehir belediye başkanı olan sayın Zeynel Abidin Beyazgülü doğal olarak yazdığımızda. Böylece bu sayı sekiz kişi oldu.
Ayrıca bazı arkadaşlar Bir dönem Urfa’da valilik ve belediye başkanlığı yapmış Kadri Erdoğan’ı niye yazmadın dediler bende bu arkadaşlara dedim, bilerek yazmadım. Gerçi ben o devire yetişmedim. Büyüklerden duyduğuma göre Urfa’nın ne kadar eski tarihi eserleri varsa yıkmıştır. Hatta yıldız meydanında bir sanat eseri hamam varmış, hamamda olanlara derhal çıkın acele yıkacağım demiş, hamamda olan insanlar yarı çıplak hamamdan dışarı çıkmışlar. Tarihi sanat eseri hamam curunları, tasları, eşyalarıyla beraber acele yıkılmıştır. Bu nedenle Erdoğan’ı bilerek yazmadım.
Urfa’nın eski duayen avukatlarından dürüst kişiliği ile tanınan Nafiz Şansalın verdiği bilgi ve hatırlatmayla Mustafa Özcan Urfa halkının deyimiyle Mustafa Berzo ve adaşı Mustafa Dişliyi kısaca tanıtalım. Bu iki merhum Urfa sevdalısı Urfa delileri dememiz mümkün olacak. Yanız bu delilik deyim yerindeyse çıkarsız bir delikanlılıktır. Dişli dedik eğer uygun olursa burada bir parantez açarak belki konu gereği
herhalde yazmak gerekiyor. Terzilik yaparak geçimini sağlayan merhum Mustafa dişli Ankara’ya gidecek parası yoktur.
Ama o dönem Urfa’nın büyük derdi susuzluktur. Harran ovasının sulanması ve bundan Urfa halkının yararlanmasıdır. Deyim yerindeyse Urfa delisi buna gerçek Urfa milliyetçisi diyelim merhum Dişli Ankara’ya gidip bu kadim tarihi şehrin derdini devlet büyüklerine anlatmak ister. Mesleği terzi olan Dişli bu uğurda ekmek teknesi olan dikiş makinesini satar.
Dişli dönemin başbakanı Süleyman Demirel ile görüşür. Aynı zamanda şair ve bestekar olan Dişli, elinde bir şişe suyu Demirel’e gösterir sana Urfa’nın göz yaşını getirdim der. Sonuçta Mustafa Dişli gibi çıkarsız insanların gayreti ve çalışması sayesinde Urfa’nın susuzluk sorunu hal olur. Harran’a su gelir. Ama kocaman Harran ovasının Dişli ve diğerlerinin tahmin ettiklerinin tersine, Urfa ekonomisine günlük gıda ihtiyaçlarına bir katkısı olmaz.
Aksine mal bulmuş Mağribi gibi kocaman ovayı çöle çevirirler. Böylece Harran ovası topraklarının çoğu çoraklaştı. Bu ovadan bolca ucuz sebze meyve bekleyen Urfalıların hayali suya düştü. Bırakalım bu ürünleri ovadan almayı, ova halkı su ve toprak olduğu halde çoğu meyve sebzeyi Akdeniz bölgesinin çalışkan çiftçilerin ürünlerinden alıyorlar. Acı ama gerçek.
Diğer bir Urfa sevdalısı başkan Mustafa Berzodır. Urfa’ya hizmet için belediye başkanlığı yapmak için bir veya iki köyünü satmış. 1960 yılına kadar Türkiye genelinde belediye başkanları seçimle değil, seçimle gelen belediye meclis üyeleri tarafından seçiliyor. Mustafa Özcan belediye başkanlığına seçiliyor. Kısa bir dönem başkanlık yaptıktan sonra meczup denilerek görevden alınıyor. Bilenler söyler. Delilik ve dahilik arasında ince bir çizgi vardır. Oysa Özcan ufku geniş biridir.
Urfa’ya Fırat nehrinden su getireceğim dediğinde Urfa halkı berzo delidir diyordu.
Urfa kalesine yani yüksek yerlere bile su götüreceğim dediğinde bizim Urfalılar yine Berzo delidir diyordular. Şimdi deli denilen Mustafa Özcan’nın kehanetleri gerçekleşti. Talihsizliğe bakın ki bu saf temiz insana çocuklar güler alay eder, kendisi vaktini çocukları kovalamakla geçirirdi. Bizde bu vesileyle memleketimize hizmet etmiş tüm büyüklerimizi ayrım yapmadan rahmetle analım. Rahmet dileyelim.