Ülkemizde geçmiş yıllarda birçok insan hakları ihlalleri oldu. Demokrasiye aykırı, demokratik kurallarla bağdaşmayan olaylar yaşandı. Dileriz 2023 yılında haksızlıklar, adaletsizlikler son bulsun yaşanmasın. Umudumuzu kırmayalım, umutsuz insan gerçek bir anlamda yaşam süremez. Zira yaşam bir anlamda mücadeledir.
Yalnız sadece umut dileği ile elbette yaşanmaz. Hak, hukuk, adalet için uğraş vermek, demokratik tepkiler göstermek gerekir. Hak verilmez alınır. İlkesi doğrudur.
Peki, soran olur, ne gibi haksızlıklar yapıldı. Bunlar o kadar çok ki saymakla bitmez. Ancak sizde takdir edersiniz kısa bir köşe yazısında bunları yazsak bu köşeye sığmaz. Ayrıca fazla ayrıntı veya inandırmaya çalışmak, köşe yazılarının usülüne de uymaz.
Eski bir deyiş "Hafızayı beşer nisyan ile malüldür" denilir. Bu deyişin Türkçesi insan belleği unutur anlamına geliyor.
Bundan dolayı şimdi biz biraz hafızamızı tazeleyelim, ne gibi adaletsizlikler oldu diye hatırlayalım.
En önemli olay, adaletin bir türlü tecelli etmediği kanlı olay, Urfa'nın Suruç ilçesinde 2018 yılında baba ile iki oğulun hunharca öldürüldüğü olaydır.
Türkiye kamuoyunun da bildiği, duyduğu bu olay, Şenyaşar kardeşlerin çalıştırdığı Suruç merkezde bir iş yerinde yaşandı.
Dört kardeş birlikte iş yerlerini çalıştırıyorlar, İşleri iyidir. 2018 milletvekili genel seçimlerinde dükkanlarına gelen AKP Urfa milletvekilli İbrahim Halil Yıldız ve akrabalarıyla Yıldız'ın bize oy verin dayatmasına Şenyaşar kardeşler bunu kabul etmiyorlar.
Hangi partiye oy vereceğimize biz karar veririr siz buna bizi zorlayamazsınız, buna hakkınız yoktur, demesiyle kavgalar yaşanıyor. iki taraf arasında silahlı çatışma oluyor. Olay yerinde Milletvekilli Yıldızın abisi ölüyor.
Şenyaşar iki kardeş yaralı bir halde Suruç devlet hastahanesine kaldırılıyor. İddialara ve görgü tanıklarının ifadesine göre bu iki kardeş bizzat İbrahim Halil Yıldız'ın emriyle yaralı bir halde öldürülüyor. Olay yerine gelen baba Şenyaşar'da orada öldürülüyor. Ancak hastanede bulunan kamara kayıtları alınıyor.
Yıldız ailesi bu olayı Şenyaşar kardeşlerin PKK'li olduklarını bir terör olduğunu iddia ederek olaydan az bir ceza ile kurtulmak taktiği izliyor.
Ancak daha sonra AKP Urfa milletvekili, dönemin tarim bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba ve Urfa valisi Abdullah Erin bunun doğru olmadığını terör hadisesi olmadığını kamıoyuna açıklıyorlar.
Bu davanın yargılama sonucunda meskenlerine iş yerlerine tecevüz olayında kendilerini savunan, iki kardeşi ve babası hunharca öldürülen, olaydan yaralı kurtulan Fadıl Şenyaşar'a 37 yıl ceza veriliyor. Olayda rol alan Enver Yıldıza ise 18 yıl ceza veriliyor. Bunun adalet olmadığını haklı olarak söyleyen anne Emine Şenyaşar ile olaydan yaralı kurtulan Ferit Şenyaşar 9 Mart 2021 yılından beri Urfa adliyesi önünde faillerin yakalanıp adalete teslim edilmesi için yaz kış azimle adalet nöbeti tutuyorlar.
Adalet Nöbeti'nin 662'ci gününde 2022 yılının son günlerinde Urfa adliyesi önünde konuşan anne Emine Şenyaşar "2023 yılında bu zulüm bitsin, oğlum evine gelsin . Hapishanelerde haksız yere tutulan hekes bırakılsın" dedi.
Ferit Şenyaşar ise "Adalet bir gün herkese lazım olacak Ortada bir hukuksuzluk, bir zulüm var. Katliamı yapan iktidar partisi mensupları oldukları için yargı işlemiyor. Bize yapılan bu zulmü kabul etmedik. Bize bu hukuksuzluğu yapan herkesin yargılanacağına inaniyoruz. 2023'ten beklentimiz adalettir. Adaletsiz bir yaşam istemiyoruz. Adaletsiz bir yaşam zulumdür" açıklamasında bulundu.
Ama ne yazık ki adalet bu önemli olayda bir türlü gerçekleşmiyor. Çünkü cinayetleri işleyenler AKP Urfa milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın akrabaları olduğu için asıl failler bir türlü yakalanıp adalet önüne çıkarılmıyor.
Biz de her şeye rağmen dileriz 2023 yılının hakkın hukukun adaletin yılı olsun. Yalnız bu olay değil, ülkemizin her yerinde haksızlığın cezasız kalmadığı tam manasıyla adaletin gerçekleştiği bir yıl olsun.
Bu arada bir gerçeği ifade etmek gerekirse ana ile oğulun bu azimli direnişinin günümüze ve tarihe düşen bir mücadele olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Sonuçta "yaşamak direnmektir" öz deyişi bir gerçeği vurguluyor.