Yaşadığımız 21. Asrın çeşitli tanımları: Bilgi çağı, akıl çağı. Siber çağ.Uzay çağı, teknoloji çağı, turizm çağı, vs. Bir anlamda stres çağı'da denilebilir. Çünkü Insanlık tarihi boyunca bu çağ kadar maddi gelişmeler, değişiklikler yaşanmamıştır. Bunun sonucunda insanların düşünceleri değişime uğramış, yeni hastalık türleri ortaya çıkmıştır. İnsanların, bir kısmı fiziksel olduğu kadar, zihinsel olarak'ta yoğun bir rahatsızlık duymaya başlamıştır. En çok düşünsel düzeyde olanlar, stres, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk OKB denilen takıntılardır. Psikolojik sorunların, düşünsel boyutu olduğu kadar, ekonomik bir boyutu da vardır. İnsanlar önceden ruh sinir rahatsızlıklarında hastanelere, doktorlara gitmekten utanırlardi. Şimdi bu durum önemli ölçüde değişmiştir. İnsanlar artık olası ruhsal sorunlarında çekinmeden hekimlere gidiyorlar. Bundan dolayi hastanelerde en kalabalık muayene poliknikleri bu tür yerlerdir. Ilaç tüketimlerinde yine psikiatri ilaçları ilk sıralarda bulunuyor. Ruh ve sinir hastalığının çoğu düşünce ile ilgili bir rahatsızlıktır. Bunun ilaçla tedavisi kadar psikoterapi yani telkin ile iyileştirmede yararlı sonuçlar alınıyor. Çeşitli psikoterapi tedavi yontemleri vardir. Bunların en iyi sonuç alan yöntemi bilişsel yani düşünce ile, diğeri davranışsal terapi yöntemleridir. Akıl hastalığı ise farklı bir durumdur. Beyinde olan bir yetersizliğin sonucudur. İlaçla tedavide şizofreni, paranoyak, bipo bozukluğu olan hastaların rahatsızlıkları kontrol altına alınabilmektedir. Stres, depresyon, takıntı hastalığı tarih boyunca, toplumlarda şimdiki kadar olmasa da her zaman var olmuştur.
İslamiyet tarihinde ruh hastalıklarını tedavi etme, Emeviler'de 707 tarihinde halife Velid Abdulmelik zamanında hastaneler yapılmış, hekimlere maaş verilerek tedavi edilmeye başlanmıştır. Abaasiler, Eyyubiler, Selcuklu ve Osmanli devleti dönemlerinde ruhsal hastalıklar tedavi edilmiştir.
Özelikle Eyyubi devleti döneminde, Şam, Kahire ve diğer müslüman şehirlerinde donanımlı ruh sağlık merkezleri açılmış, tedavilerinde başarılı sonuçlar alınmıştır. O zamanlar Avrupa gibi ülkelerde ise cehalet sonucunda böylesi hastalar, bırakalım tedavi görmelerini, şeytan ruhlarına girmiştir diye eziyete uğramışlardir. Ancak Avrupa'da aydınlanma, uygarlık ve bilimsel gelişme başlayınca, her alanda olduğu gibi ruhsal sorunların tedavisinde'de çığır açılmıştır.
Avusturyalı ünlü ruh hekimi Sigmund Freud, bilinç, bilinç altını keşfiyle birlikte, psikanaliz ve psikoterapi yöntemiyle ruh hastalıklarının tedavisi konusunda bir anlamda devrim yapmıştır. Çok yararlı sonuçlar alınmıştır. Freud insan psikolojisini çok iyi incelemiştir. Insanların yapı itabariyla bir şeyle meşgul olmaları gerektiğini tespit etmiştir. Bunlar yararlı ve zararli alışkanlıklar olarak iki kategori olarak tespit etmistir. A. başarılı savunma mekanizması. B. başarısız savunma mekanizması. Böylece ruhsal sorunları ve tedavi yöntemlerini belirlemiştir.
İki mekanizmayi biraz anlatalım: başarılı savunma mekanizmalarından bazıları, okumak, yazmak, kültür sanatla ugraşmak. İyilik yapmak, dini etkinliklerde bulunmak. Başarısız savunma nekanizmaları: kumar oynamak, içki içmek, her türlü zararlı alışkanlıklar. Ruhsal sorunların tedavisi ilaçtan daha sağlıklı olan, psikanaliz ve psikoterapi metodudur.
Ancak bu yöntemin tedavisi özel sağlık kurumlarında olduğu için maliyeti çok pahalıya gelmektedir. Devletin geliri yetersiz kesimlere maddi imkanlar sağlayarak bunu ücretsiz hale getirmesi gerekir. Veya, devlet sağlık kurumlarında böylesi servisleri açmalıdır.
Ayrıca, belki en önemlisi kişilerin bilinçli olmaları kendi kendilerini düşünce olarak düzeltmeleridir. Bunlar: yararlı kitap okuma, olumlu pozitif düşünme yöntemiyle başarılı olunur. Iyimser olmak, kötümser olmamak gerekir. Pes etmemek, mücadele etmek. Umutlu ve sabırlı olmak.
Korku ve kaygıyı atmak. Zira insanı bu anlamda rahatsız eden düşünceler sonuçta saçmadir, zarar vericidir. Yanılgıdır, yanilsamadir. Eski deyimle vesvese ve kuruntudur. Freud, zihne takılan saçma gereksiz düşünceler için ket vurma denilen unutmak yöntemini kullanmak gerektiğini söyler. Elbette insanın çabası, düşünce gücü küçümsenemez çözüm olur. Klasik bir deyim olan yaşamak direnmektir böylesi gerçeği bir anlamda vurgular. Konumuzu, yararlı olacağını umduğum Mevlana hazretlerinin düşünce ile ilgili söylemiyle bitirelim.
"Sen düşünceden ibaretsin kardeşim. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür gülistan olursun. Diken düşünür dikenlik olursun."
Dünyada en büyük zenginlik ruh ve beden sağlığıdır.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 533+ kez okundu.
STRES ÇAĞI
Yaşadığımız 21. Asrın çeşitli tanımları: Bilgi çağı, akıl çağı. Siber çağ.Uzay çağı, teknoloji çağı, turizm çağı, vs. Bir anlamda stres çağı'da denilebilir. Çünkü Insanlık tarihi boyunca bu çağ kadar maddi gelişmeler, değişiklikler yaşanmamıştır. Bunun sonucunda insanların düşünceleri değişime uğramış, yeni hastalık türleri ortaya çıkmıştır. İnsanların, bir kısmı fiziksel olduğu kadar, zihinsel olarak'ta yoğun bir rahatsızlık duymaya başlamıştır. En çok düşünsel düzeyde olanlar, stres, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk OKB denilen takıntılardır. Psikolojik sorunların, düşünsel boyutu olduğu kadar, ekonomik bir boyutu da vardır. İnsanlar önceden ruh sinir rahatsızlıklarında hastanelere, doktorlara gitmekten utanırlardi. Şimdi bu durum önemli ölçüde değişmiştir. İnsanlar artık olası ruhsal sorunlarında çekinmeden hekimlere gidiyorlar. Bundan dolayi hastanelerde en kalabalık muayene poliknikleri bu tür yerlerdir. Ilaç tüketimlerinde yine psikiatri ilaçları ilk sıralarda bulunuyor. Ruh ve sinir hastalığının çoğu düşünce ile ilgili bir rahatsızlıktır. Bunun ilaçla tedavisi kadar psikoterapi yani telkin ile iyileştirmede yararlı sonuçlar alınıyor. Çeşitli psikoterapi tedavi yontemleri vardir. Bunların en iyi sonuç alan yöntemi bilişsel yani düşünce ile, diğeri davranışsal terapi yöntemleridir. Akıl hastalığı ise farklı bir durumdur. Beyinde olan bir yetersizliğin sonucudur. İlaçla tedavide şizofreni, paranoyak, bipo bozukluğu olan hastaların rahatsızlıkları kontrol altına alınabilmektedir. Stres, depresyon, takıntı hastalığı tarih boyunca, toplumlarda şimdiki kadar olmasa da her zaman var olmuştur.
İslamiyet tarihinde ruh hastalıklarını tedavi etme, Emeviler'de 707 tarihinde halife Velid Abdulmelik zamanında hastaneler yapılmış, hekimlere maaş verilerek tedavi edilmeye başlanmıştır. Abaasiler, Eyyubiler, Selcuklu ve Osmanli devleti dönemlerinde ruhsal hastalıklar tedavi edilmiştir.
Özelikle Eyyubi devleti döneminde, Şam, Kahire ve diğer müslüman şehirlerinde donanımlı ruh sağlık merkezleri açılmış, tedavilerinde başarılı sonuçlar alınmıştır. O zamanlar Avrupa gibi ülkelerde ise cehalet sonucunda böylesi hastalar, bırakalım tedavi görmelerini, şeytan ruhlarına girmiştir diye eziyete uğramışlardir. Ancak Avrupa'da aydınlanma, uygarlık ve bilimsel gelişme başlayınca, her alanda olduğu gibi ruhsal sorunların tedavisinde'de çığır açılmıştır.
Avusturyalı ünlü ruh hekimi Sigmund Freud, bilinç, bilinç altını keşfiyle birlikte, psikanaliz ve psikoterapi yöntemiyle ruh hastalıklarının tedavisi konusunda bir anlamda devrim yapmıştır. Çok yararlı sonuçlar alınmıştır. Freud insan psikolojisini çok iyi incelemiştir. Insanların yapı itabariyla bir şeyle meşgul olmaları gerektiğini tespit etmiştir. Bunlar yararlı ve zararli alışkanlıklar olarak iki kategori olarak tespit etmistir. A. başarılı savunma mekanizması. B. başarısız savunma mekanizması. Böylece ruhsal sorunları ve tedavi yöntemlerini belirlemiştir.
İki mekanizmayi biraz anlatalım: başarılı savunma mekanizmalarından bazıları, okumak, yazmak, kültür sanatla ugraşmak. İyilik yapmak, dini etkinliklerde bulunmak. Başarısız savunma nekanizmaları: kumar oynamak, içki içmek, her türlü zararlı alışkanlıklar. Ruhsal sorunların tedavisi ilaçtan daha sağlıklı olan, psikanaliz ve psikoterapi metodudur.
Ancak bu yöntemin tedavisi özel sağlık kurumlarında olduğu için maliyeti çok pahalıya gelmektedir. Devletin geliri yetersiz kesimlere maddi imkanlar sağlayarak bunu ücretsiz hale getirmesi gerekir. Veya, devlet sağlık kurumlarında böylesi servisleri açmalıdır.
Ayrıca, belki en önemlisi kişilerin bilinçli olmaları kendi kendilerini düşünce olarak düzeltmeleridir. Bunlar: yararlı kitap okuma, olumlu pozitif düşünme yöntemiyle başarılı olunur. Iyimser olmak, kötümser olmamak gerekir. Pes etmemek, mücadele etmek. Umutlu ve sabırlı olmak.
Korku ve kaygıyı atmak. Zira insanı bu anlamda rahatsız eden düşünceler sonuçta saçmadir, zarar vericidir. Yanılgıdır, yanilsamadir. Eski deyimle vesvese ve kuruntudur. Freud, zihne takılan saçma gereksiz düşünceler için ket vurma denilen unutmak yöntemini kullanmak gerektiğini söyler. Elbette insanın çabası, düşünce gücü küçümsenemez çözüm olur. Klasik bir deyim olan yaşamak direnmektir böylesi gerçeği bir anlamda vurgular. Konumuzu, yararlı olacağını umduğum Mevlana hazretlerinin düşünce ile ilgili söylemiyle bitirelim.
"Sen düşünceden ibaretsin kardeşim. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür gülistan olursun. Diken düşünür dikenlik olursun."
Dünyada en büyük zenginlik ruh ve beden sağlığıdır.
Ekleme
Tarihi: 01 Ekim 2024 - Salı
STRES ÇAĞI
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.