İki seçeneğimiz var. Ya günah işlemeyelim ya da Allah’ın yarattığı rızkı yemeyelim. Allah’tan başka hiç kimse rızık yaratamadığına göre, tek seçeneğimiz kalıyor, günah işlememek!
Yüce Allah buyuruyor: “Rızkınız göktedir ve size vaad edilen şeyler de ( göktedir ).” (Zariyat, 22)
Bir fabrikaya enerji sağlayan hatlarda ya da enerji üretim merkezinde bir arıza olursa, fabrika karanlıklara bürünür ve üretim durur.
Dünyaya enerji sağlayan hatlarda (atmosferde) ya da enerji üretim merkezinde (güneşte) bir arıza olursa, dünya karanlıklara bürünür, üretim durur (tek bir bitki dahi yetişmez) ve dünya aşırı soğuk buz kütlesine dönüşür. Evet, rızkımız yani rızkımızın tek enerji kaynağı göktedir.
Okyanusların suları, güneş enerjisi ile buharlaşıp atmosfere karışır. Atmosferdeki alçak ve yüksek basınçların oluşması, güneş enerjisine bağlıdır. Havanın yüksek basınçtan alçak basınca doğru hızlı ya da yavaş hareket ermesi (esmesi), iki basınç arasındaki ısı farkına yani güneş enerjisine bağlıdır. Şimşeklerin çakması, azot gazının parçalanıp suda çözümlenmesi ve yerdeki elementlerle birleşip bitkilere mama (gübre) olması da güneş enerjisine bağlıdır.
Yüce Allah buyuruyor ki: “Ya Muhammed! De ki: Gökten ve yerden size rızık veren kimdir?” (Yunus, 31)
Kesinlikle inanıyor ve iman ediyoruz ki, gökten ve yerden rızkı veren ancak Allah’tır. Çünkü atmosferi, güneş enerjisi ile çalışan doğal bir laboratuvara dönüştüren O’dur. Katı, sıvı ve gaz halindeki atomları çeşitli kimyasal işlemler sonucu gıda maddelerine dönüştüren O’dur.
Melekler, İnsanlar ve cinler bir araya gelip güç birliği yapsalar, tek bir karıncanın rızkını bile yaratamaz ve yerde tek bir ot bitiremezler.
Yüce Allah buyuruyor: “Allah size verdiği rızkı keserse, size kim rızık verebilir?” (Mülk, 21)
Yüce Allah güneşteki hidrojen atomlarının helyum atomlarına dönüşümünü (enerji üretimini) kısıtlarsa ya da güneşin çekim gücünü zayıflatıp dünyayı güneşten uzaklaştırsa, yeryüzünde tek bir ot bile bitmez. İşte o zaman bize kim rızık verebilir?
Değerli okurlarım! Yediğimiz her lokma için, içtiğimiz her damla su için gerçekten Allah’a çok çok şükür edelim. Nankörlük edip sakın günah işlemeyelim ve o güzel Mevla’mıza isyan etmeyelim.
Şükrü de yalnızca dilimizin ucu ile değil, Allah’ın huzurunda secdeye kapanarak, namazı kılarak tüm bedenimizle ve kalbimizle yapalım.