Ben Faruk çelik ile ilgili bir köşe yazı yazmıştım haziran, kasım sayısında o dönemde kendisi ile ilgili bir yazı yazmıştım.
Faruk Çelik’in bizim bölgemizde çok iyi siyaset yaptığını ve bu siyasetin bilimsel olarak yaptığını söyledim. Hatırlarsanız bütün milletvekillerin arkasına alarak köy, köy mahalle, mahalle, sokak, sokak, esnaf, esnaf gezerek gerek kasım seçimlerinde gerekse de referandum sürecinde halkla birlikte hareket etti. Ve onun burada ortaya çıkan sonuçta çok büyük katkısı olduğunu söylüyorum. Bugün bazı kesimler her ne kadar Faruk çelik ile ilgili anlamsız ve doğru olmayan bazı yaklaşımlarda bulunsa da bunu söyleyen insanların birçoğu düne kadar arkasın dan dan ayrılmayan insanlar olduğunu görüyoruz. Kesinlikle ben Faruk Çelik’in hakkı yensin istemiyorum. Bu insanın bu memlekete insanlarına, Urfa’ya büyük yararları olmuştur. Ak partinin bugüne kadar almış olduğu sonuçlarda büyük etkisi olmuştur. Ak partiye değerli birçok insanı katmıştır.
Ama hemen şunu eklememiz gerekiyor. Urfalı olmamış olması her ne kadar iyi bir siyasetçi olsa da Urfa da ak partiyi sırtlayan bir insan olsa da Urfa da lokomotif görevi görse de tem menimiz Urfalının bakan olasıydı.
Bu anlamda ben Fakıbaba’nın özel bir televizyonda bir programda da izledim kendisi de şunu söyledi ben kendi bakan oluşumu televizyondan gördüm dedi. Televizyonda benim ismimi görünce hayretler içinde kaldım dedi. Ak parti öyle bir strateji izliyor ki, bakan yapacağı, milletvekili yapacağı başbakan genel başkan yardımcısı yapacağı insanı bir saat önceden dahi uyarmıyor veya kendisini haberdar etmiyor. Faruk Çelik’in hakkını bir tarafa bırakalım kendisini saygıyla anıyoruz. Ama bu gün Fakıbaba dikkat ederseniz Urfa’nın tamamen genelinde bir bayram havası yarattı. Sadece ak parti seçmeni tarafından değil, inanın milliyetçi hareket partisi, halkların demokratik partisi bütün seçmenler, bütün kesim din, dil, ırk ayırt etmeksizin bütün gruplar tarafında bir neşeyle bir coşkuyla karşılandı Fakıbaba’nın bakan olması. Ben Fakıbaba’nın bakan olmasının açıklanmasından hemen sonra bir program yaptık televizyonda bir canlı yayına girdik ve Fakıbaba’nın bakan olmasını değerlendirdik.
Halkın tüm kesiminde bir bayram havası yaşandığını söyledim. Ve ilk defa be şunu gördüm ak partide özellikle Urfa için konuşuyorum Türkiye için söylemeyeceğim Urfa’da ilk defa bir insan halk tarafında hak ettiği makama gelmiştir. Kesinlikle bu memlekette Urfa’mıza bakan olması gereken bir vardı ise oda Fakıbaba’ydı, ve Fakıbaba’nın oraya gelmesi ben şahsım olarak memnuniyetle mutlulukla karşıladım diyebilirim. Şimdi Fakıbaba’ya farklı kılan nedir. Halkımız, seçmenimiz hatta Türkiye’de bunu yakından görecektir.
Fakıbaba’nın şimdi bahsedeceğim özelliğini kavrayacaklardır. Fakıbaba gerek belediye başkanlığı zamanında gerek Milletvekilliği zamanında ve ilk başta başhekimlik il başlayan haklının ve hakkın yanında olan bir insan. Amacı vurgun, talan, peşkeş olan bir insan değil. Tamamen cumhurbaşkanımızın bir sözü vardır, kral olmaya değil hizmetkâr olmaya geliyoruz diyor ya Fakıbaba tam bu cümleye uygun olan bir insan. Fakıbaba bu halkın bu memleketin hatta Türkiye’nin hizmetkarı olmaya gelen bir insan. Ben öyle görüyorum. Şimdi şuna dikkat edin Fakıbaba’yla ilgili herhangi bir yolsuzluğa herhangi bir talan veya arazi ile ilgili olsun kurumlarla ilgili olsun ihalelerle ilgili olsun herhangi bir illegal yolla saptığını görmedik. Ve bu tür yollara sapmak isteyen hatta belli tehditlerle baskılarla Fakıbaba’ya illegal yolları teşvik eden insanlara karşıda Fakıbaba’nın dik durduğunu gördük. Onu ayrı kılan en büyük özelliği budur. Yani dik duruşu ağasına, beyine kısacası kralına da boyun eğmeyen bir yapıya sahiptir. Kendi hayatını, kendi canını halkı için feda eden bir kapasitede bir insandır. Fakıbaba’nın gelmesi ile Urfa’da gerek kurumlar anlamında gerekse de ak parti teşkilatı anlamında bazı düzenlemeler olacağına inanıyorum.
Fakıbaba’nın elinde sihirli bir değnek yok. Tarın ve hayvancılık bakanlığına getirildi. Tarım Türkiye’nin en büyük kangren sorunudur. Bu gün baktığınız zaman çiftçi üretemez durumdadır. Et fiyatlarına bakıyorsunuz işte köyde kendi el emeği ile eli nasırlı amcalarımızın, teyzelerimizin üretmeye çalıştığı ürünlerin maliyetini karşılayamayacak durumda olduğundan büyük kentlere göç etiğini görüyoruz. Yani kısacası şunu söyleyeyim çiftçi tamamen bitkisel hayata girmiş durumdadır. Çiftçi can çekişiyor, çiftçi artık herhangi bir kazancın peşinde değildir. Tefeciye olan borcunu çıkarma derdindedir. Bankaya olan borcunu çıkarma derdindedir. Bitkisel hayata girmiş bir çiftçi Fakıbaba’nın gelip bir anda onu bitkisel hayattan çıkarabilecek gücü olduğunu düşünmek yani Fakıbaba’nın elinde sihirli değneği yoktur. On yıllık bir batmışlığın bir bataklığın kurutulması söz konusudur buda zaman alacaktır. Ben Fakıbaba’nın elinden geldiği kadar en hızlı şekilde bu sorunları çözebileceğine inanıyorum ama sabırlıyım 6 ayda işte 1 yılda çözülecek sorunlar değildir. Fakıbaba görevde kaldığı sürece birçok sorunun üstesinden geleceğini düşünüyorum bunlar arasında da en büyük sorun Urfa için söylüyorum her ne kadar Fakıbaba Türkiye’ye bakan olmuş olsa da biz kendi memleketimizle ilgili kangren sorunu haline gelen dedaş la ilgili bir çözüme gideceğini irteliyorum.
Ben başta şunu söyledim yine söylüyorum, Faruk çelik çok iyi bir siyasetçi biliyorsunuz siyaset bilimi olarak biz insanları siyasetçileri gözetlemekle mükellefiz. Hareketlerine, konuşmasına toplumdaki davranışlarını gözlemleriz. Faruk Çelik’in mutlaka değerlendirilmesi gereken bir siyasetçi olduğuna inanıyorum. Cumhurbaşkanımız dediğiniz gibine yapacağını kavramak, kestirmek hakikaten çok güç. Ben ileriki aşamalarda 2019 daki 19 Kasımda yaşanacak genel seçimlerde n sonra Faruk Çelik’in mutlaka Cumhurbaşkanımız tarafında kabineye alınacağı düşüncesindeyim böyle olması gerektiğini düşünüyorum.