Tarihi değerlerin maneviyatın yüksek olduğu şehirdir Şanlıurfa.
Böyle bir şehirde tarihi dokular tarihi eserler resmen heba ve hunharca kullanılmaktadır. Şanlıurfa ili denince ilk akla balıklı gölü, tarihi kalesi, tarihi camileri, çarşıları, hanları, hamamları, konuk evleri ile gündeme gelinmektedir.
Böyle bir şehrin en önemli turistik, kültürel yeri olan balıklı göl ve çevresinde yapıların ve yapılan işletmelerin ne kadar tarihi dokulara ve tarihsel alanlara rahatsızlık ve zarar verdiğini sanırım kimseler görmemektedir.
Rızvaniye vakfın avlusunda bulunan eski de eğitim amaçlı olarak inşa edilen dersliklerin orada alınan eğitim ve öğretimlerle geçmişte nice talebe ve ulema yetiştirmiş olan mekânın geçen sürelerde beli olmayan durumlarda kullanılmış olduğunda o zamanlar çok rahatsızlık duymuştum.
Hemen yanı sıra olan bahçenin içinde bulunan odaları geçmiş yönetimler şehrimize hizmet amaçlı olarak taziye evleri olarak faaliyet göstermesi için kullandıkları yerlerin artık trafik durumundan ve yerlerin yetersiz olmasından dolayı oradan taziye evleri işlevliğini fes etmeleri güzel oldu.
Şimdi oralar yeniden restore ediliyor.
Henüz ne amaçla kullanacakları beli olamayan alanın dilerim ki o odaları şehrimin nadide yetirtirmiş olduğu ve zamanından bu günümüze İslam alimleri ve İslam dini için emek zarf etmiş şehrimizin kutsal emanetlerin sergilenecek alanlar olarak düşünmesini isterdim.
Örnek olarak Mevlana Camii ve türbesinin çevresindeki medrese olan odaların şimdiki durumları bir örnek olarak algılana bilmeli. Ona benzer olarak şehrimin büyük hocası dede Osman kitapları sancakları zikir tespihi rahmetli buluntu hocamızın emanetleri v.s gibi daha nice böylesi emanetlerin sergi salonu olarak orada gelen ziyaretçilerimin orada gezerken bu emanetleri de geniş bir şekilde gezip görmesi ziyaret etmesi ne kadar manidar olunur.
Hatta Hz Muhammed Aleyhi Selamın sakalı şerifleri orada bir odada daha güzel bir şekilde ziyarete açılması kadar manidar bir şey olamaz.
Ama nerde böyle düşünecek bir yönetim idare bunların derdi düşüncesi hep çıkar menfaat getiri peşinde bunu neden mi diyorum.
Size bir örnek geçmişte devletimin milyonlar eski para ile Trilyonlar harcayıp şehrimin en eski çarşı ve camisi olan Mevlevihane’sinin Camisi ve yanındaki eski ismiyle kasap pazarı olan alanı gün yüzüne çıkarmak için orada nerde ise yüzlerce iş yerini yıkıp öylesi bir tarihi mekânı gün yüzüne çıkardılar. Sonrası mı ne oldu oraya bir büfe kiraya verildi. Büfe adı altında o çarşının yanlarına barakalarla kalıcı şekilde yapılar yapıldı önden olan sahada tamamen bir nargile bahçesine dönüştürüldü. Şimdi oradan giderken camiyi görmek imkansızlaştı orada yapılan tahribatları kime sorsan o benden sorumluluk yok bir birlerine topu atıyorlar işte benim şehrimde böylesi makam müdürlükler yok onun için herkes bildiğini herkes kendi istediği gibi kullanmaya hakimdir. Şimdiden o yapılacak balıklı gölün cami avlusu ve bahçesi gelecekte nargile ve çay bahçesi olsa şaşırmam hadi şimdiden hayırlı olsun.