Geçmişte hastane yıllarımda yani 1998 yılardı. O günlerde oda arkadaşım devlet demir yolların genel müdürü yatıyordu. Kendisi ise hastane ortamından uzaklaşmak için o günlerde iş ve sosyal konuşmalar daha çok hoşumuza gidiyordu. Oda arkadaşım olan zata sohbet esnasında televizyon ekranlarında dünya ülkelerinde hızlı trenlerin saatte kaç sürat ile yol kat etiklerini ve trenciliğin demir yolların gelindiği son noktalar yayınlanmakta idi. Tam o aşamada hemen sordum. Hocam ülkemde bazı ilerde iller arası mesafelerde tepecikler bile yok olan komşu illerimiz şehirlerimiz var ova gibi dümdüz alanlar. İsviçre’ye bakıyorum tamamen dağlık bölgeler, Japonya’ya bakıyorum sürekli deprem olan bir ülke bu ülkelerde yüksek hızlı tren ve nerde ise adamlar uçak hızında tren yapacaklar. Bizim ülkemizde halen dünyanın en eski tren sistemleriyle bu tren sektörünü ayakta tutmaya çalışmaktayız. Benim bu dememle adeta müdürümün kanayan yarasına adeta tuz bastım gibi geldi. Hemen açıldı. Sende haklısın. Bizim kurum olarak ve başta ben olmak üzere siz sanıyorsunuz biz çalışmıyoruz! Siz sanıyorsunuz bizler öyle oturup dünya ülkelerinde tren sektörünün ne aşamada olduğunu bilmiyoruz sanıyorsunuz değil mi? Bak kardeşim bizim kurum olarak dünyanın en iyi ve en gelişmiş projelerini her defasında ülkenin bir başından bir başına hazırlayıp tüm durumları rapor edip gelen kurulan hükümetlerin önüne koyuyoruz. Bizimle ilgili bakanlıklara en iyi sunumları yapıyoruz. Sonuç o yaptığımız tüm çalışma sadece masasında sümen altı olarak kalmaktadır. Neden sümen altı kalıyor? Bizim ülkemizde hükümetleri belirleyen sanayi iş adamları belirlediğinden dolayı eğer sen başa geldiğinde böyle bir projeyi hayata geçirirsen benim sonum olacak benim üretip ithal etiğim bu araçları kime satacağım ben kimden beslenip nemalanacağım ve seni nasıl başa getirmek için kesenin ağzını açacağım demektedirler. İşte tam bu durumda bizim emeklerimiz yapacak hizmetlerimiz bir anda fes edilip ülkenin geleceği birkaç kişinin emri havalesine göre yön verilmiş olmaktadır. Şimdi bizim elimizdeki imkân ve olanaklarla dünyanın en yüksek en hızlı tereni yapacak ve işletecek kapasiteye sahip ekip ve donanıma sahip yürekli girişimci bilgili bir yapıya sahip personellerimiz mevcuttur. İşin özünde bizim gibi yürekli bir hükümet olmadığından gelen hükümetlerin hepsi sözde sanayici sözde iş adamı olan kişilere kendini bağlayıp onlarında dışarıdan aldıkları direktif doğrultusunda işleyiş sağlayan idareci ve yönetimlerden dolayı bizim kurumumuzun çalışmadığını sanan halkımız ve senin gibi düşünen nice vatandaşlarımızın vardır.  Tabi ki kurum olarak bizlerde sizlerden daha çok isyan edip ülkemize vatanımıza yapılan ihanetleri gördükçe kahır olmaktayız. Ama elde bir şey gelmiyor. Nihayetinde bizler bir memur statüsünde olduğumuzdan bizler hep içimize atıyoruz. Sizler her ortamda böyle konuşma hakkına sahipsiniz onun için sizler bizlerden çok daha şanslısınız. Bu gelinen nokta işte ülkemin yüksek hızlı tren yapımı devam ederken aksaklık yapılmıyor sadece makineler milli ve yerli olması için ağırdan alınıyor gibi görülmektedir. Yoksa ülkede ray döşemekten kolay ne var ki işin özünde yürüyen trenler milli olarak raylara inecektir onun için ülkemin bu kurumuna yürekten teşekkür ederim işte Anadolu çocuğuyuz.