Aileler, toplumlar ya da iktidarlar birbirlerine iyi ya da zor koşullarda sosyo ekonomik anlamda miraslar bırakırlar. Dünyadaki refah düzeyi iyi olan ileri demokrasi şartlarının iyi olduğu ülkelere baktığımızda bizim kendi Ülkemizde ki payımıza düşen refah düzeyi adeta kötü miras dediğimiz yokluk ve yoksulluktan öteye gitmemiştir.
Zenginlik potansiyeli açısından her şeyimiz olmasına karşın halkımızın yakasını bir türlü yokluk ve yoksulluk bırakmamışsa iyi yönetilmediğimiz ortaya çıkmakta. Bunun başka bir izah tarzı yok. Davulcuya kaçan kızlarımıza ya da uyuşturucu bataklığına düşen gençlerimizin görüntüleri tüm çıplaklığı ile karşımızda.
Ak Parti İktidarının geriye dönük icraatları hiç eleştirilmedi. Ak parti mensupları ve yöneticileri ne yaparsa doğrudur. Padişahım çok yaşa mantığı gibi söylemlerle doğruların üstü örtülüp yanlışlara göz yumuldu. Eleştiri yapanlar hain ve düşman ilan edilmesi sonucu Rantçı ve İhaleci gruplar söz ve güç sahibi oldu. Bunca yanlış icraata rağmen son seçim sonuçlarına baktığımızda seçmenle R.Tayyip ERDOĞAN arasında ciddi bir gönül bağı olduğu net bir şekilde görülmekte.
Bizler mutluluğu insanca yaşamayı çatışmadan birlikte olabilen bir Üniversite ortamını hep resimlerde gördük. Tarlasında bahçesinde el emeği ile üreten bir aile ortamını zor şartlarla mahrum bırakıp Tarımsal Üretimi Afrika Ülkesi olan Sudan da hayali proje peşinde koştuk. Ve son on Yılda savaş ortamı yaşayan Suriye den Patates ve soğan etme noktasına geldik. Geldiğimiz noktada hiçbir İktidar mensubu bu durumdan biz sorumlu değiliz diyemez. Eskiden insanlar için çikita muzu ithal ederdik şimdi soğan patates ithal ediyoruz.
Toplum olarak hep aldatıldığımız görülmekte ve açıkça ifade edilmektedir. Aldatan mı çok yoksa aldanan mı çok diye baktığımızda bizleri hem aldatmışlar hem de biz kendimizi aldatmışız. Kısacası yarınlara ait tüm umutlarımızı çalmışlar.
Son yapılan 24 Haziran seçimlerinde gerek iktidar gerek muhalefet cepheleri halkın oylarını nasıl götürürüz anlamında programlarını hedeflerini dizayn etmişler. Bu defa seçim meydanlarında halkı nasıl aldatırız yarışına girdiler aldatmada ise en iyi argüman uydurulmuş Dini söylemler kullanıldı.
Halkı aldatma yolunda camilerdeki yapılanma ve ekonomik işletme adı altında kurulan bankalar finans kuruluşları holdingler Yimpaş, İhlas, Kaldero, Jetpa son Çiftlik işletmesi Tosuncuk Toplumsal yapılanma, Avrupa Birliği, Demokratikleşme, Barış süreci, İmralı süreci, Ergenekon yapılanması ile başlayan Kötü asker İyi asker Fetö örgütlenmesinin getirdiği olumsuzluklar ve en son 15 Temmuz ihanet kalkışması toplumun kimyasını bozdu. Açıkçası toplum olarak beyin travması geçirdik.
Tüm bu olanlara karşılık son birkaç seçimlere baktığımızda gelip giden Bakanlar, Başbakanlar, Vekiller, Partililer faturayı Halkımıza kestiler zam ve vergiler ile dükkan işletmeleri kapanırken aldatma yolu ile topluma iyi olma umudu enjekte edildi.
Ülkede her ne kadar Anti Amerikancı politikalar söylense de gerçek anlamda ticari ilişkiler devam etmektedir. Amerika nın Ortadoğu da ki politikalarını PKK PYD olan desteğini görmezlikten gelip Kürtlere her türlü zulmü reva görmek ırkçı söylemler ile insanları birbirine düşürmek hiç kimsenin faydasına değildir. Bu durum silah üreten Siyonistlere yaramaktadır.
Ortadoğu politikası ile yapılan hata ve yanlışların faturası Muhacir Ensar duygusu ile yerli vatandaşa ortak ettiler 10yıldır iç savaş ve yıkım yaşayan Arap topraklarında yetişen patates ve soğana muhtaç olduk. Demek ki Milli tarım politikası denilen komedi ve trajedi buymuş.
En önemlisi Ortadoğu Sorunu haline gelen Kürtler üzerindeki kanlı hesaplar Ülkemizi de kapsamakta Demokratik sosyal barış olmadan ülke içindeki şer güçler bu sorunu daima gündeme getirip yaralarımızı tekrar kanar duruma getirecekler.
Son seçimi kazanan Ak Parti ve Cumhurbaşkanımız bu şartlar ile ülkeyi nasıl normalleştireceği beklenirken İçişleri Bakanının çatışma ve kaos söylemleri ile tüm toplum kesimi büyük endişe rahatsız olmaya ve gerginliğe yol açması Ülkenin Devlet mantığı ile idare edilmediği anlaşılsa da
Ama biz gerçek DİN İslam’ın bizlere öğrettiği ‘’ÜMİT’’ var olacağız asla yese düşmeyeceğiz. ‘’Çıkmamış candan ümit kesilmez’’ Atasözü gibi umutlarımızı, hayallerimizi erteleyeceğiz.